• DOLAR 32.562
  • EURO 34.877
  • ALTIN 2426.32
  • ...
Dua Hakkında Bazı Özlü Bilgiler
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Dua, insanın aczini ve fakrını gösterir. Aczini anlayan insan, Sübhan olan Allah’ın dergahına iltica eder. Aczini beyan ederek, arzusunu gerçekleştirmeye muktedir olmadığını bu yüzden O’ndan istediğini düşünerek Yüce Allah’ın azametine karşı boyun eğmiş olur. Aslında insanın istek ve arzuları birer kalıp ve surettir, dua ise asıldır, lüptür, özdür. İşte duada böyle bir sır vardır.

Yüce Rabbin huzurunda ihlasla ve tazarru ile yalvarmanın vesilesi olduğu için dua Allah’a yaklaştıran önemli bir ibadettir.
Dua rahmet-i ilahinin anahtarıdır. Allah’ın rahmetini talep etmek ve karşılaştığı bütün sorunlara rahmeti ile müdahil olmasını taleb etmek olan dua, O’nun sevgisine de medar olur.
Dua ibadettir

Kul, dua edince muhakkak kazanır, onun duası karşılıksız kalmaz. Ya dilediği şey aynen verilir, ya daha iyisi verilir ya da ahirette mükafatını görür. Bu konuda Bediüzzaman Hazretleri bakın neler söylüyor;

“Eğer desen: “Birçok defa duâ ediyoruz, kabul olmuyor. Halbuki, âyet umumidir; her duâya cevap var,” ifade ediyor.
Elcevap: Cevap vermek ayrıdır, kabul etmek ayrıdır. Her duâ için cevap vermek var; fakat kabul etmek, hem ayn-ı matlûbu vermek Cenâb-ı Hakkın hikmetine tâbidir. Meselâ, hasta bir çocuk çağırır: “Yâ hekim, bana bak.”
Hekim “Lebbeyk,” der. “Ne istersin?” Cevap verir.

Çocuk “Şu ilâcı ver bana” der.

Hekim ise, ya aynen istediğini verir, yahut onun maslahatına binâen ondan daha iyisini verir, yahut hastalığına zarar olduğunu bilir, hiç vermez.

İşte, Cenâb-ı Hak Hakîm-i Mutlak, hâzır, nâzır olduğu için, abdin duâsına cevap verir. Vahşet ve kimsesizlik dehşetini, huzûruyla ve cevabıyla ünsiyete çevirir. Fakat, insanın hevâperestâne ve heveskârâne tahakkümüyle değil, belki hikmet-i Rabbâniyenin iktizâsıyla, ya matlûbunu veya daha evlâsını verir veya hiç vermez.

Hem, duâ bir ubûdiyettir; ubûdiyet ise, semerâtı uhreviyedir. Dünyevî maksadlar ise, o nevi duâ ve ibâdetin vakitleridir; o maksadlar, gâyeleri değil.”

Duanın kabul şartları

Duanın kabulü için bazı şartlar gerekmektedir. Bunlardan biri; yenilen lokmanın helal olmasıdır. Bir insanın etine, kanına karışan haram lokma duasının kabul görmemesine vesile olur. Giyilen haram libas da duanın makbul olmasını engeller.
Duanın kabul olmasının şartlarından biri; gafil bir şekilde yapılmayıp candan, içtenlikle yapılan dualardır.

Duada ısrar etmek ve çeşitli zamanlarda dua etmek duanın kabulün sebeplerindendir. “Duam kabul edilmedi” deyip dua etmeyi terk etmek ve sadece dara düşüldüğü zaman dua etmek duanın kabul edilmesinin engellerindendir.

Bir diğer husus da emr-i mâruf ve nehy-i münker” vazifesinin ihmal edilmesidir. Bunu ihmal edenler istek ve arzularının da ihmal edileceğini bilmelidirler.

Duanın makbul olmasının diğer bir şartı da Peygamber Efendimiz (sav)’e dua başında ve sonunda salat u selam getirmektir. Zira iki makbul duanın ortasındaki dua da makbul olur.

Duanın kabul görmesinin diğer bir şartı da zamandır. Mübarek yer ve zamanlarda edilen dualar makbul olur. Özellikle seher vaktindeki dualar çok önemlidir. Beş vakit namaz akabinde, ezan ve ikamet arasında, oruçluya iftar zamanında… bu gibi zamanlar dua kitaplarında çokça zikredilmiştir.

Duanın makbuliyeti konusunda diğer bir husus da duası makbul insanların duasını almaktır. Anne babanın evlatları hakkındaki duası gibi. Hastanın, yolcunun, mazlumun, hacının, cihad eden mücahidin veya gıyabında başka bir Müslüman hakkında dua eden kişinin duası makbul olur.

O halde kendimiz bu durumlarda olunca Müslümanlara dua etmeyi unutmamalı, ayrıca bu sıfatlardaki kimselerle karşılaşırsak onların dualarını almaya çalışmalıyız.

Duadaki bazı incelikler
Dua yapmanın şekline gelince; Duanın yapılışında bazı incelikler vardır. Duaya besmeleyle başlamalı, Allah’a hamd u sena, tesbih u tâzim ile devam edilip sonra dilek istenmelidir. Duanın gizlisi makbuldür. İçten veya hafif sesle yapılmalıdır. Eller takriben omuz hizasında tutulmalı bir yere veya dize dayanılmamalıdır. Gözler semaya dikilmemeli, tevazuyla öne bakılmalıdır. Bazı cümleler gerekirse üç defa tekrar edilmelidir. Dua bitince eller yüze meshedilmelidir. Kişi kendisine de âmin demelidir.

Dualarınızın makbul olması dileğiyle.
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir