• DOLAR 32.554
  • EURO 34.915
  • ALTIN 2436.533
  • ...
Hatırladığımız detaylar yanlış olabilir mi?
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

HATIRLADIĞIMIZ DETAYLAR YANLIŞ OLABİLİR Mİ?

Bu yazımızda belki de birçoğumuzun sosyal medya ya da internette karşılaştığı “mandela etkisi” nden bahsedeceğiz. İlk olarak tanımını yapacak olursak mandela etkisi; yaşadığımız, gördüğümüz, emin olduğumuz detayların aslında hiçbir zaman gerçekleşmemiş olması ve bunu kanıtlayamadığımız durumlardır. Bu etki dünyada insanların çoğunda hatta gruplarda bile sezilmiştir. İlk kez 2010 yılında ortaya atılan bu etki adını 1980 yılında hapishanede öldüğü sanılan lider Nelson Mandela`dan almıştır. Nelson sanılanın aksine 2013 yılında ölmüştür.

Mandela etkisinin nasıl oluştuğuna dair birçok teori ortaya atılmıştır. Bunlardan en inandırıcı olan ise konfabulasyon tanımıdır. Bu tanıma göre insan istemsizce hafızasındaki eksik bilgileri masallama yoluyla doldurur ve gerçek dışı bilgiler elde eder. Bunun sonucunda ise mandela etkisi doğmuştur. Yapılan birçok yoruma rağmen insanların bir kısmı ise bu etkinin tamamen saçma ve bilim dışı olduğunu savunmuşlardır.

Örneklerle bu teorileri açıklayacak olursak:

Hepimizin bildiği çizgi film karakteri olan Pikachu`yu aklımıza getirecek olursak. Sarı, kuyruklu bir yaratık. Genelimizin aklında sarı kuyruğun ucunda siyah şerit de belirir, ancak aslında öyle bir şey yoktur.

Ya da bir çikolata markası olan Kitkat`ı ele alalım. Çikolata logosunu aklımıza getirdiğimiz zaman Kit-Kat şeklinde yazılmış olduğunu düşünürüz. Ama aslında arasında öyle bir tire (-) yoktur.

Yine çizgi film karakteri olan Mickey Mouse`nin kıyafetini gözümüzün önüne getirecek olursak aklımızda kırmızı pantolonu ve bu pantolonun askısı gelir. Hâlbuki Mickey`in giydiği pantolonda hiçbir zaman askı olmamıştır.

Curious George adlı maymunu hatırlarsak. Bir çizgi film karakteri olan bu maymunun bir kuyruğa sahip olduğunu ve o kuyrukla daldan dala atladığını birçok kişi iddia etmiştir. Ancak bu karakter hiçbir zaman bir kuyruğa sahip olmamıştır.

Sonuç olarak yanlış hatırlama ve bilgilendirme sonucu ortaya çıkan bu etki, bir süre daha popülerliğini koruyacağa benziyor. Bu konuyla ilgili daha fazla örneğe ise internetten rahatlıkla ulaşabilirsiniz.

RUMEYSA ÜLSEN

-----------------------

6-12 AYLIK BEBEĞİME OYUNCAK SEÇİYORUM

Bebeğiniz artık büyüyor, bu aylarda düşünmeyi ve problem çözmeyi öğreniyor. Bu süreçte sizi yakından takip edecek ve gördüklerini taklit etmeye başlayacaktır. Onunla ilgilenin, sohbet edin. Siz onunla sohbet ettikçe o da çeşitli sesler çıkararak size eşlik etmiş olacak. Birlikte sohbet içinde olmanız yüz yüze ve beden temasına dayalı oyunlar oynamanız onun fiziksel, zihinsel ve duygusal gelişimi açısından değerlidir. Yeni kazandığı davranışlarıyla ilgili “oyuncağın düştü ve sen ardından baktın” şeklinde yorumlar yaparak onun duygularına ayna tutmak gelişimine katkı sağlayacaktır. Peki bu dönemde hangi oyuncaklar tercih edilmeli, gelin birlikte inceleyelim:6-12 aylık dönemde kişilik gelişimi başladığından kendisini görmeyi sağlayacak yansıtıcı oyuncaklar, plastik aynalar bebeğiniz için faydalı olacaktır. Bloklar, küpler ve renkli halkaları da öneririm. Bu küplerden bebeğinizle birlikte kuleler yapabilir ve el koordinasyonu gelişimine yardımcı olabilirsiniz. Renkli kumaş kitaplarda bu dönemde bebeğinizin ilgisini çekebilir. Böylelikle gelecekte okuma alışkanlığı kazanmasına katkıda bulunmuş olursunuz. Ailenizle sağlıcakla kalın.                      

İLKNUR ASLAN

-----------------------------------------          

ZENGİN HASTALIĞI

Aşırı protein alımına ya da bazı ilaçların kullanımına bağlı kandaki ürik asit artışına gut hastalığı ya da zengin hastalığı denir. Kanda ürik asit, sınırlı düzeyin üstüne çıkarsa, eklem aralarında kristal olarak birikir. Bu kristaller eklem dokusuna tesir ederek son derece şiddetli ağrıya neden olurlar.  Ürik asit genetik nedenler, bazı hastalıklar, bazı ilaçlar ve aşırı proteinli beslenmeden ötürü yükselir. Öte yandan travma, ameliyat, açlık ve stres, ürik asit artışına yol açan diğer nedenlerdir. Yükselten ilaçların başında idrar söktürücüler, epilepsi ilaçları ve düşük dozlarda aspirin gelir. En sık erkeklerde görülür. Bu sıklık 50 yaşından sonra daha da artar. Kadınlarda ise menopoz sonrasında daha sıktır. Çocuklarda ve gençlerde pek görülmez.

Tutulan eklemde şiddetli bir ağrı, şişme ve kızarıklık mevcuttur. Ağrı zonklayıcı vasıfta olup, 1-2 gün sürebilir. Bu arada ateş de yükselebilir. Kişi, ağrıdan dolayı, şişen ekleminin üzerine çarşaf bile örtmek istemez. İlk olarak ayak başparmağını tutar daha sonra diz, dirsek,  el ve el bileği olarak devam eder ağrı oluşmaya başlama sıklığı.  Tedavideki amaç eklem bozukluklarını ve böbrek yetmezliğini önlemektir. Akut gut krizlerinin tedavisinde anti romatizmal ilaçlar hekim tarafından verilir. Diyetli tedavi programı oluşturulmalı. Bol su, meyve suyu gibi doğal sıvılar alınmalıdır. Sofralarımızın temel yiyecekleri süt,  yumurta, un, peynir ve şeker kullanılabilir. Fakat başta sakatatlardan, (kelle-paça, işkembe, vb.) küçük balıklar, havyar,  mayalı ürünlerden ve kırmızı etten uzak durulmalıdır. Diğer tedavi yöntemleri: Akut dönemde yatak istirahati uygulanabilir. Şişmanlığa dikkat edilmelidir. Hipertansiyon ve şekeri kontrol altına alınmalı. Fazla kilolar atılmalıdır. Aşırı et tüketimine bağlı olarak ve zengin beslenmeden kaynaklandığı için kralların hastalığı da denir. Bazı Osmanlı padişahlarının( Osman Bey, Kanuni Sultan Süleyman,  Fatih Sultan Mehmet…)  bu hastalıktan muzdarip olduğu tarihi kaynaklarda geçmektedir ve ismini oradan aldığı da düşünülüyor.

 

  SÜMEYRA ÇİFTÇİ

 

   

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir