• DOLAR 32.57
  • EURO 34.782
  • ALTIN 2489.872
  • ...
`Dijital oyunların hedef kitlesi çocuklar ve gençlerdir`
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Batı dünyasının dijital oyunlarda İslam düşmanlığını işlemesini değerlendiren Dicle Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Psikiyatri Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Tahsin Kula, bu plana karşı devlet ve ebeveynlere görevlerin düştüğünü belirterek, batının hedef kitlesinde çocuklar ve gençlerin olduğunu söyledi.

Gençlik ve Spor Bakanlığı, çocuklara yönelik olarak piyasaya sürülen batı menşeli bilgisayar oyunlarındaki İslam düşmanlığına dikkat çeken bir rapor yayımladı.

Başta ebeveynler olmak üzere, herkesin bu tür sinsi oyunlara karşı duyarlı olmaya davet edildiği raporda, oyun yapımcılarının görüntü, ses ve benzeri yollarla sundukları oyunlarda verdikleri mesajlarında özellikle odaklanılan noktanın,  tamamen farklı bir boyutta ve fark edilmeyecek şekilde olduğu belirtildi.

Dicle Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Psikiyatri Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Tahsin Kula,Gençlik ve Spor Bakanlığı`nın yayımlamış olduğu raporda dikkat çekilen batı menşeli oyunları İLKHA`ya değerlendirdi.

Halkın değerlerine ters düşen oyunlara karşı çalışmalar yürütülmesi gerektiğini dile getiren Kula, “terör”  ile mücadele edildiği gibi bu oyunlara karşı da mücadele edilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Batının bu tür sinsi planlarının geçmişten günümüze kadar devam ettiğini dile getiren Kula, “Devlet buna biraz daha duyarlılık göstererek bunu halka açmış ve anne babaların dikkatlerine sunmuş. Batı dünyası modern bir takım aletlerle çocukların zihinlerini karıştırarak kendi değerlerine karşı, kendi dinlerine karşı, kendi kutsal bilmiş oldukları kavramlara karşı şimdiden ön yargılı olmalarını istiyor ve bu anlamda çocukların da ilgisini çekecek bir takım teknikleri kullanıyor. Bunların başında oyun geliyor. Çocuklarımızın kendi kültürümüze ve değerlerimize karşı biraz daha mesafeli olması, şiddeti hayatın bir parçası haline getirmesi, aynı zamanda şiddeti dinin ve dini değerlerin hak ettiği bir şey gibi algılatması utanç verici bir şeydir.” dedi.

“Önce kendi kültürümüze ve değerlerimize karşı saygılı olmamız gerekiyor”

Batının üzerine düşeni yaptığını ve anne babaların da bu oyunlara karşı uyanık olması gerektiği uyarısında bulunan Kula, “Batı, modern bilimlerle birlikte elbetteki kendi saflarına çekmek, İslami değerlerden uzaklaştırmak için günümüzün modern tekniklerini en güzel bir şekilde kullanarak gençlerin zihin dünyasını karıştırıyor. Bu oyunlar belki kontrol dışında, belki fark edemeyeceğimiz bir şekilde çocuklarımızın zihin dünyasına girmiş. Ancak birçok dindar insan bile, artık çocuklarına gereği kadar zaman ayırmıyor ve adeta cep telefonu çocuğun oyuncağı haline gelmiş. Günlük hayatın bir parçası haline gelmiş. Mesela birçok genç çocuk uyurken bile başının altına telefonu koyarak uyuyor. Böyle bir ortamda bu oyunları ailenin fark etmemesi çok normaldir. Önce kendi kültürümüze ve değerlerimize karşı saygılı olmamız gerekiyor.” İfadelerini kullandı.

“Amaç gençlerin zihinlerini karıştırmak, kendisine taraf bulmaya çalışmak”

Hak ile batıl mücadelesinin Hz. Âdem`den kıyamete kadar devam edeceğini söyleyen Yrd. Doç. Dr. Kula, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:

“Batının en büyük sömürü alanı İslam dünyasıdır. İslam dünyasının bir şekilde uyutulması gerekiyor. Son dönemlerde 70`lerden sonra İslam dünyasındaki fikri akımların biraz kendisine gelmesi, batıyı pozitif bilimle içerisinden tanımaya çalışması, aynı zamanda batıyı tanımlarken kendi kişilikleriyle, kimlikleriyle var olmaya, ayakta durmaya çalışmaları batının hoşuna gitmiyor. Aydın kesimi kendi safına çekemeyeceğine göre batının yapacağı tek bir şey kalıyor; Genç nesli kendi saflarına kaydırmak. Bu anlamda da hedef kitle çocuklardır ve gençlerdir. Çocukları ve gençleri kendi saflarına kaydırması için, onları kendi kültürlerine yabancılaştırmaları gerekiyor. Yabancılaştırması için de ya küfür edecek veya bir takım oyunlarla, filmlerle kendi kültürlerinin ne kadar kötü olduğunu, batının ne kadar iyi olduğunu ifade eden bir takım programlara girişecek. Amaç gençlerin zihinlerini karıştırmak, kendisine taraf bulmaya çalışmak.”

“İnsanlar bilgi bakımdan donanımlı oldu ama dinlerinden kopmadı”

Batının İslam dünyasındaki uyanışın farkında olduğunu ve bu yüzden bu yollara başvurduğuna vurgu yapan Kula, “Bize 18`inci yüzyılın başıyla, 19`uncu yüzyılın başında şu söylendi; ‘Bilim geldi her şeyi öğrendik artık dine gerek yok.` 21`inci yüzyılda aynı şeyi ama bu söylemelerini teorik olarak ne kadar ifade etmiş olsalar ve piyasaya sürseler bile pratiğini bulamadılar. İnsanlar zenginleşti ama dinlerinden kopmadı. İnsanlar bilgi bakımdan donanımlı oldu ama dinlerinden kopmadı. Batının, üçüncü sınıf olarak gördüğü Ortadoğu ve İslam dünyasını düşünürseniz, bütün oyunlar ve savaşlar bizim üzerimizde denenmiş olsa bile, fikrî bakımından çok sağlam temellerin atıldığını düşünüyorum ve batı bunu bir tehdit olarak gördüğü için de çocukları hedef alarak merkezden uzaklaştırmaya çalışıyor.” ifadelerini kullandı.

“İslam karşıtı mesaj içerikli oyunlara karşı sosyal faaliyetleri artırın”

İslam karşıtı mesajların içerdiği oyunlara alternatif olarak sosyal faaliyetlerin artırılması önerisinde bulunan Kula, “Anne ve babalar bu plana karşı Peygamberden kıssaları güzel bir şekilde çocuklarına anlatabilir. Daha sonra İslami kavramlar; şefkat, merhamet, hoşgörü, piyes veya çizgili film gibi şeyler çocuklara izletilebilir. Anne-babaların çocuklarıyla daha fazla ilgilenmesi gerekiyor. Çocuklar tatilde dinlenmek yerine Kur`an-ı Kerim veya duaları ezberleyerek zihinlerini daha da güçlendirebilirler.  Aynı zamanda kendi değerleriyle sosyalleşmiş olabilirler. Aslında bizim kutsal mekânlarımız camilerimiz, aile dışında ilk sosyalleştiğimiz yerdir, başkalarıyla birlik içerisinde olduğumuz yerdir. Cami, şefkatin, merhametin, hoşgörünün, insanlığın en güzel paylaşıldığı yerlerdir. Çocuklarımızı eğer imkân varsa tarihi mekânlara götürmeliyiz. Buralara götürülürken bunların geçmişte bırakmış oldukları tarihi olaylar anlatılarak, bunların batının bize empoze ettiği gibi kötü kişiler olmadıklarını, tam tersine insanların yüz akı oldukları ifade edilebilir.” dedi.

“Keşke devlet, ülkemizdeki film ve dizilere de dikkat çekseydi”

Devletin aynı hassasiyeti film ve dizilerde de göstermesi çağrısında bulunan Kula şöyle devam etti:

“Devlet bu oyunları açıkça ifşa etmiş. Burada en büyük görev medyaya düşüyor. Medyanın da bu olayları tek tek ifade etmesi, ifşa etmesi gerekiyor, yorumlaması gerekiyor. Keşke, batının bu oyununa dikkat çeken devlet, kendi ülkemizdeki bir takım film ve dizilere de dikkat çekseydi. 1970 yıllarından bu tarafa ülkemizdeki filmlerin birçoğunda İslami kavram ve değerlere karşı laubalilik var. Günümüzdeki dizi ve filmlerde birçok yerde bizim değerlerimize karşı yine bir ön yargı var. Yani tehlike sadece batıdaki bu oyunlardan gelmiyor. Bu anlamda devletin bunlara da el atması gerekir.”

“Batının tuzaklarını gerek uzmanlar ve gerekse de devlet yetkililerin anlatması gerekir”

Devletin oyunlardaki sinsi plana karşı mücadele etmesi gerektiğine dikkat çeken Kula son olarak, “Şifreli olarak çocukların zihinlerini karıştırmaya çalışıyorlar. Direk Kâbe`yi göstermiyor ama Kâbe`ye benzer bir şey gösteriyor. Direk dindar tipi insan göstermiyor ama dindar insanı anımsatacak birini gösteriyor. Devlet yetkilileri hemen açık ve çekinmeden ‘Bu bizim tarihimize, dinimize geleğenimize hakarettir. Bizi dışlamaktır` diye açık bir şekilde ifade etmesi gerekir. Artık çocuklar da kültürel anlamda batıyla çatışma içerisinde olduğumuzu biliyor. Ortadoğu veya İslam dünyasının bundan kurtulmasının yolu da, batının bütün tuzaklarını gerek uzmanların, gerekse devlet yetkililerinin anlatması gerekiyor. Oyunlar piyasa sunulduktan sonra en çok dinlenilecek saatte devletin vatandaşları televizyonlarda uyarması gerekiyor. Geçtiğimiz günlerde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ‘Uyuşturucuyla mücadele kesinlikle terörle mücadele gibi devam edecektir` açıklamasında bulundu. Ben de isterdim ki aynı mücadele bu oyunlara karşı da devreye sokulsun. Devletin, ‘Dışardan gelen çocuklarının zihin dünyasını işgal eden oyunlar ile çocukların gelenekleriyle bağdaşmayan her türlü akım noktasında, biz aynen terörle mücadele ettiğimiz gibi, uyuşturucuyla mücadele ettiğimiz gibi mücadele edeceğiz` demesi gerekir. Bir toplumun istikbali gençlerdir. Gençlerin zihin dünyası ile oynuyorlar.” İfadeleri ile değerlendirmesin son verdi. (M. Hüseyin Temel / Emrah Deniz – İLKHA)




 

Bu haberler de ilginizi çekebilir