• DOLAR 32.346
  • EURO 35.164
  • ALTIN 2309.069
  • ...
SON DAKİKA
İmanda Sadakat Örneği Annemiz; Ümmü Habibe (R.Anha)
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

(Meryem): "Ey Rabbim, bana bir beşer dokunmamışken benim nasıl çocuğum olur?" dedi. Allah: "Öyle ama Allah dilediğini yaratır, bir şeyin olmasını dilediğinde ona sadece 'ol!' der, o da hemen oluverir." dedi. (Al-i İmran 47)
Ashab, kadınlar hakkında Resulullah`a sordu. Resulullah: Sizler yediğiniz şeylerden onlara da yediriniz, giydiğiniz şeylerden onlara da giydiriniz! Kadınlarınızı dövmeyiniz, onlara Allah senin yüzünü çirkinleştirsin diye beddua etmeyiniz ve evin dışında onlara küsüp onları terk etmeyiniz! (Ebu Davut)                                                                                              Susa AYIYILDIZ
-----------------------------------------------

başyazı
----------------------------

SOKAK LAMBALARI YANMASIN BU GECE, 
BIRAK RİYAYI TOPRAK KEMİKLERİNİ ERİTMEDEN ÖNCE!

              Adımların kaldırımı delecek sanki, topuk sesin kulaklarda çınlıyor… Sanki tüm insanların bakışları sende, başın dik dümdüz ileriye bakıyorsun, arada birkaç insanla göz göze geliyorsun. Umursamazca gözlerini devirip yoluna devam ediyorsun. Öyle bir yol ki rotası pek mühim değil, sen aslında kendinden, benliğinden hatta Müslüman kişiliğinden uzaklaşıyorsun.

             Kibrin sarmış yeri göğü. Oysa güneş senin için doğmuyor, ay senin için çıkmıyor. Battıkça batıyorsun karanlık kuyulara. Su çok olur bilirsin kuyularda, ama her şeyin fazlası zarar olduğu gibi suyun da fazla, boğulursun.
            Bir elin verdiğini diğeri bilmeyecekken, haykırıyorsun sanki tüm dünyaya, ben falancaya yardım ettim. Niye? Sırf, ‘helal olsun ne iyi yürekli insan` desinler diye mi? Allah`ın görüyor, mutmain etmiyor mu kalbini? Marka takıntısı, makam hırsı, başarı sevdası, kalbini de vicdanını da ve hatta ruhunu da bilinmezler deryasına sürüklemiş. “Fe eyne tezhebun?”

          Sokak lambaları yanmasın bu gece, bırak riyayı toprak kemiklerini eritmeden önce. Müslümansın sen, örnek olmalısın. Şayet bu satırları okuyorsan, kendine hisse çıkarmalısın… Kibrin toprağı sarsıyor, ruhunun en ücra köşeleri kendine gelmeni bekliyor. 

ŞEYDA ÜNAL
                                                   RİSALE

Bütün kuvvetinizi ihlasta ve hakta bilmelisiniz. Evet, kuvvet haktadır ve ihlastadır. Haksızlar dahi, haksızlıkları için gösterdikleri ihlas ve samimiyet yüzünden kuvvet kazanıyor. Evet, kuvvet hakta ve ihlasta olduğuna bir delil, şu hizmetimizdir. Bu hizmetimizde bir parça ihlas,  bu davayı ispat eder ve kendi kendine delil olur. (21.LEM`A/ 3.DÜSTUR)
AÇIKLAMA: Peygamber (s.a.v) “ameller niyetlere göredir herkes, niyet ettiğinin karşılığını alır” buyurmaktadır, Beyan olarak şunu diyebiliriz ki; haksızlıklar bile samimiyetiyle kuvvet kazanır, ihlas aslında kişinin kendi yönünü belirler, davamızı ispat etmemizde bize destek olur, çünkü her şey niyette başlamaktadır neye niyet edilirse elbette ki onun karşılığı kendisine verilir ve bu da bizim davamızın bir delili olur. Yani kurtuluşumuzun tek yolu ihlastır.                    İREM SUDAN

ÇOCUĞUMUZ BÜYÜYOR, PEKİ YA ZEKÂ GELİŞİMİ???
Yaşının ilk yıllarında çocuklar zihinsel olarak muhteşem bir hızla gelişirler. Bu hızlı gelişim döneminde doğru şekilde desteklenen çocukların zihinsel kapasiteleri anlamlı şekilde yükselir. Bu dönemde çocuğun zihinsel gelişimini desteklemek için kullanılabilecek en etkin araç ebeveynle oyundur. Erken yaşlarda en yoğun ve anlamlı etkileşim ebeveynledir. Çocuk henüz akranlarıyla ve diğer büyüklerle etkileşime tam anlamıyla açık değildir. Çocuklarla yapılabilecek zekâ gelişimini destekleyici aktiviteler yaş grubuna ve çocuğun eğilimlerine göre farklılıklar gösterir. Çocuğun gelişim değerlendirmesini yapmak yani gelişim yaşını hesaplamak ve gelişimsel yaşını hesaplamak ve gelişimsel olarak işlerin yolunda olup olmadığına karar vermek çok yönlü bir iştir ve uzmanlık gerektirir. Bu açıdan mutlaka bir uzmanın çocuğunuzu görmesi ve gelişimini ölçmesi gerekir.

Kübra GÜNDÜZ
----------------------
Eşler arasındaki istişarenin önemi nedir?
    Eğer eşiniz istişareye önem vermeyen, sizinle konuşmayan, fikirlerinizi dinlemeyen biriyse öncelikle onun yetiştirme şekli böyledir. Anne ve babası o bireyi nasıl yetiştirmişse birey de öyle davranır.  Bunun bilincinde olup asıl bunun yanlış olduğunu bireye söylemeliyiz. Birey de yanlışının farkında olduktan sonra Resulallahın hayatını örnek almalıdır. Bugün ne yazık ki Resulallahın hayatından uzaklaştık. Resulallah ne yaparsa eşlerine danışır, eşlerinin fikirlerini alırdı.  ~Aile Eğitimi Danışmanı Saliha Erdim
Evliliği, evlilik yapan yuvayı yuva yapan istişaredir. Eğer eşlerden biri kendi başına hareket ederse, bu yuvada ne huzur olur ne de bu evliliğe evlilik denir. İstişare demek ‘ben sana güveniyorum sana değer veriyorum, senin düşüncelerin benim için kıymetli, sen benim için değerlisin` demektir. Evlilik, eşittir istişaredir. ~Havva Efe
Evlilik bir ömür boyu bu hayatta sırt sırta vermektir. Bireyler evlilik ile birbirlerinin hayatlarına dâhil olurlar. Bu hayat yolundaki beraberlik istişare ile yani eşlerin birbirlerine danışıp, birbirlerinden aldıkları destekle adım atarak sağlanır. İstişare aile ortamında güven duygusu artmaktadır. Maddi-manevi her konuda istişare halinde olan ailelerin mutluluğunun diğer ailelere göre daha fazla olduğu bilinmektedir. Çünkü aile bireyleri kendilerine danışılıp, fikirlerine önem verildiğini hissettiklerinde problemlere daha kolay ve sağlam çözüm bulur. ~Elif Boz                         Sümeyya TURAN

---------------------------------------
İMANDA SADAKAT ÖRNEĞİ ANNEMİZ; ÜMMÜ HABİBE (r.anha) -2
“Olur ki Allah sizinle düşman olduklarınız arasında yakında bir dostluk meydana getirir. Allah gücü yetendir. Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir.”   (Mümtehine 7 )

Ümmü Habibe validemiz; sabrın, sebatın, sadakatin mükâfatını bir derece bu dünyada alıyordu. Eriştiği bu nimete ve şerefe asla saygısızlıkta ve nankörlükte bulunmadı. Efendimiz'e(sav) sevgi ve saygıyla bağlandı. Onu ne üzdü ne de rahatsız etti.
Bunun ötesinde Peygamber Efendimiz'in(sav) hatırını hep en üstte tuttu. O'nun(sav) sevgisine toz kondurmadığı gibi O'nun(sav) eşyasına dahi toz kondurmuyordu. Gelecek nesillere adeta hürmetin nasıl yapılacağını gösteriyordu. Ebu Süfyan Medine`ye geldi. Kızı ve Peygamberin(sav) zevcesi Ümmü Habibe`nin hücre-i saadetine vardı.

Küçük odada halı olarak serili yegâne şey Resulullah'ın(sav) minder şeklindeki yatağıydı. Rahat davranan Ebu Süfyan mindere oturmak istedi. Ümmü Habibe annemiz, çevik bir şekilde yatağı dürüp kaldırdı. Şaşıran babası:
-Niçin böyle yaptın? dedi.

Ümmü Habibe annemiz:
-Bu Allah Resulünün yatağıdır. Sen ise bir müşrik, bir putperestsin; buna oturamayacak kadar necissin, diye çıkıştı.

Ebu Süfyan homurdandı. Yıllardır kızını her türlü eziyete mahkûm eden kendisi değilmiş gibi:
-Kızcağızım! Sen bizi terk ettin edeli ne kadar da değişip bozulmuşsun, dedi.

Ümmü Habibe annemize kızdı. Hâlbuki Ebu süfyan Mekke`nin şereflilerinden biriydi. Ama her zaman İslam`la müşerref olmanın ayrı bir artısı olmalıydı…
Diğer taraftan kızının Resulullah'a(sav) olan bağlılığını, saygısını düşününce büsbütün hayret ediyordu. Bu nasıl sevgiydi, nasıl saygı ve hürmetti… Bu din nasıl bir dindi ki, müşrik olunca babayla olan bağları bile bir kenara atıyordu.

Köpüren babasına Ümmü Habibe annemiz:
-Hayır! Allah bana kötülüğü değil İslamiyet`i nasip etti. Sen ise işitmez, görmez, taştan yontulmuş puta hala tapıp duruyorsun. Babacığım, senin gibi Kureyşlilerin ulusu ve yaşlısı olan bir kimse nasıl olur da İslamiyet`ten uzak kalır? diyordu.

Ebu Süfyan:
-Yazıklar olsun sana! Demek ben senden bunu da işitecektim. Ben atalarımın tapa geldiklerini bırakacağım da Muhammed'in dinine mi tabi olacağım? dedi.
Ümmü Habibe (r.anha) Annemiz, Peygamber Efendimiz (sav)`le evlendikten sonra Ebu Süfyan`ın  rahatsızlığına sebep olacağı beklenirken, aksine onun bu gelişmeden dolayı memnun olduğu görülür. Hatta kızının evliliği haberini alınca Hz. Muhammed (sav) için “O reddedilmeyecek bir erkektir” demişti. İşte annemizin sabırlı, sebatkâr tavrı Annemiz evlendikten sonra nice güzel şeylere sebep olmuş, babasını da İslam`a sürüklemişti… Rabbim bizlere de Annemiz gibi Allah için baş koyduğumuz bu davada sabır ve  sebat nasip eylesin…                  İrem GÜLTEKİN

  

Bu haberler de ilginizi çekebilir