Efendimiz`(asm)a Gelen Teklif
Yusuf Toprak – Doğruhaber
Din-i mübin, Mekke semalarında gün geçtikçe yankılanıyor, İslam`ın nuruna koşanlar saf saf çoğalıyordu. Yakın zaman içinde Mekke`de muteber bir şahsiyet olan Hazreti Hamza`nın İslam`ın saflarına katılması Mekke müşriklerini derinden düşünmeye sevk etmişti. Ne yaparlarsa yapsınlar İslam kuvvet buluyor, Mekke`nin yüreğinden çıkan bu Müslüman cemaat, gün be gün büyüyordu. Mekke müşriklerinden Utbe bin Rebia Kureyş`in arasında bir grup müşrikle oturmuş, konuşuyordu. Utbe, Kureyş`in hatırı sayılır kişilerindendi. Yanında oturduğu topluluğa şöyle bir fikir verdi: “Ey Kureyşliler! Muhammed`in yanına gidip konuşacağım ve kendisine bazı tekliflerde bulunacağım. Belki bu teklifleri kabul eder, biz isteklerini yerine getiririz; o da bize karşı yaptıklarından vazgeçer!” dedi. Orada bulunan topluluk bu fikri çok beğendi.
Utbe hemen oradan ayrıldı. Kabe`nin bir köşesinde tek başına oturan Efendimiz (asm)`ın yanına geldi: “Ey kardeşim oğlu! Biliyorsun, sen aramızda soy ve şeref üstünlüğünde bizden daha hayırlısın. Ancak bu getirdiklerinle kavminin başına büyük bir iş getirdin. Bununla onların birliklerini bozdun, dinlerini kötüledin. Şayet beni dinlersen, sana bazı tekliflerim olacak. Bu teklifleri düşünmeni istiyorum. Belki kabul edersin!”
Efendimiz (asm), “Anlat, seni dinliyorum!” deyince teklifler sıralanmaya başladı: “Sen bu meseleyle şayet zenginlik ve servet elde etmek peşindeysen, mallarımızdan sana hisse verelim, hepimizin en zengini olursun. Şayet makam peşindeysen, reisimiz ol! Yok, eğer bu sana gelen, görüp de üzerinden atmaya kuvvetin yetmeyen bir hastalık, bir vehm, cinlerden gelme bir şey ise tabib getirtelim. Seni bu hastalıktan kurtarıncaya dek, mal ve servetimizi harcamaktan geri durmayalım!”
Teklifler yapılmış, Utbe susmuştu. Konuşma vakti Efendimize (asm) gelmişti. Efendimiz (asm) Utbe`ye şöyle bir baktı: “Ey Velid`in babası! Söyleyeceklerin bu kadar mı?” dedi. “Evet, bu kadar” dedi Utbe. Bunun üzerine Efendimiz (asm): “Şimdi sen beni dinle” dedi ve besmele ile Fussilet Suresi`ni okumaya başladı. Secde ayetine gelince durdu Efendimiz (asm). Vakar ve heybetle secdeye gitti. Secdeden sonra Utbe`ye baktı. “Okuduklarımı dinledin. Artık gerisini sen düşün!” buyurdu.
Utbe, Efendimiz (asm)`ın Kur`an okuyuşundan etkilenmişti. Simasından okunan bir etkilenmişlikti. Efendimiz (asm)`ın yanından gelince müşrikler Utbe`de meydana gelen değişimi fark etmişlerdi.
Merak içinde hep bir ağızdan Efendimiz (asm)`ın cevabını sordular. Utbe, “Vallahi, ben, ömrümde hiç işitmediğim eşsiz bir kelâm işittim! O ne şiirdir, ne sihirdir, ne de kehânettir!” dedi ve ekledi: “Ey Kureyliler! Beni dinlerseniz, bu işin peşini bırakın, Muhammed`den vazgeçin. Ondan uzak durun. Siz onu, diğer Araplara bırakırsanız daha iyi edersiniz. Onlar, belki ona engel olurlar. Eğer onlara üstün gelirse sizden biri olduğundan, bu sizin için de şeref demektir. Onun sayesinde insanların en mesut ve bahtiyarı olursunuz.”
Bu sözlerden rahatsız olan Kureyşliler Utbe`ye: “Ey Velid`in babası! O, seni diliyle büyüledi!” dediler. Utbe bakındı. Etrafta hiçkimse sözlerini ciddiye almadı. Topluluk içten içe Utbe`ye de kızmıştı. Bunun üzerine Utbe, “O halde, istediğinizi yapın!” dedi ve orayı terk etti.
Bu hadise ile müşriklerin bir oyunu daha bozulmuş oluyordu. Müşrikler her türlü oyun ve tuzağa başvuruyor, İslam`ın nurunu karanlığa hapsetmek için planlar yapıyorlar fakat, her planları Cenab-ı Allah`ın nusretiyle akim kalıyordu. İslam`ın önünde hiçbir set duramıyordu…