İLİM-İRFAN

Rivayete göre Peygamber Efendimiz (sav) buyuruyor ki: “Cennetlikler cennete girdikleri zaman melekler onları türlü türlü hayır ve nimetlerle karşılarlar, onlar için sedirler kurularak döşenir. Kendilerine çeşit çeşit yemekler, meyveler ikram edilir. Bu nimetlere rağmen üzerlerinde bir durgunluk farkedilir, bir bekleyiş havası içinde bulundukları görülür. O zaman Allah (cc) “Ey Kullarım! Burası durgun ve bekleyiş içinde olunacak bir yer olmadığı hâlde sizdeki bu durgunluk ve bekleme hâli nedir?” diye buyurur. Cennetlikler, “Bize yapılmış bir vaad vardı, şimdi zamanı geldi.” diye cevap verirler.

Bu cevap üzerine Allah (cc) meleklere, “Perdeleri yüzlerinden kaldırın.” diye emir buyurur. Melekler, “Ey Rabbimiz! Bunlar seni nasıl görebilirler, dünyada günah işlemişlerdir.” derler. Meleklerin bu sözlerine karşılık Allah (cc) emrini tekrar ederek şöyle buyurur: “Perdeleri kaldırın, onlar dünyada iken bana kavuşmak arzusu ile zikretmişler, secde etmişler ve gözyaşı dökmüşlerdir.” Perdeler kaldırılır ve bakarlar, ansızın Allah katında secdeye kapanırlar. O zaman Allah (cc) onlara “Kaldırın başınızı, zira burası amel yeri değil, bağış ve mükafat yeridir.” buyurur. Başlarını kaldırınca keyfiyet ölçüleri dışında onlara cemalini gösterir.

Arkasından sevinçlerini zirveye çıkarmak üzere onlara şöyle seslenir, “Ey kullarım! Selam üzerinize olsun! Ben sizden hoşnutum, siz de benden hoşnut oldunuz mu?” Cennetlikler şöyle karşılık verirler, “Ey Rabbimiz! Nasıl hoşnut olmayalım ki, sen bize hiç bir gözün görmediği, hiç bir kulağın işitmediği ve hiç bir insanın hayalinde canlandırmadığı nimetler verdin.” Bu konuda Allah (cc) şöyle buyuruyor:

“Rableri katında onların mükâfatı, içlerinden ırmaklar akan, içlerinde ebedî kalacakları Adn cennetleridir. Allah onlardan razı olmuştur, onlar da Allah`tan razı olmuşlardır. İşte bu mükâfat Rablerine derin saygı duyanlara mahsustur.” (Beyyine: 8)

İmam Gazali – Kalplerin Keşfi