• DOLAR 32.59
  • EURO 34.832
  • ALTIN 2495.732
  • ...
Uzmanlar hepatit virüsüne karşı uyardı
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Her zaman korkutucu bir hastalık olan hepatitlerden korkmak yerine korunmanın gerektiğine dikkat çeken Batman Bölge Devlet Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. İrem Akdemir Kalkan, bölgede özellikle bulaşıcı olan Hepatit B enfeksiyonu denilen hepatit türünün sıklıkla görüldüğünü ve doktor kontrolünde olması gerektiğini söyledi.

Uzman Dr. İrem Akdemir Kalkan, İLKHA'ya yaptığı açıklamada, kronik bir hastalık olan hepatit çeşitlerinden olan hepatit A, hepatit B, hepatit C ve hepatit D virüsü olduğunu söyledi.

"Bölgemizde özellikle hepatit B türü sıklıkla görülmektedir"

Hepatit virüsünün genel anlamıyla karaciğerin iltihap hastalıkları olarak tanımlandığını ifade eden Kalkan, "Bizim bahsedeceğimiz hepatit türleri karaciğerin enfeksiyon hepatitleri olarak gruplandırabileceğimiz çeşitli virüs hastalıkları ile giden bazı durumlarda bulaşıcı da olabilen hepatit türleridir. Bölgemize bakıldığında özellikle hepatit B enfeksiyonu dediğimiz hepatit türünün sıklıkla görüldüğünü biliyoruz. Bunun dışında hepatit A, hepatit B, hepatit C ve hatta hepatit D virüsü de iltihaba neden olarak hepatit dediğimiz tabloya yol açabilir. Bunlar halk arasında genellikle sarılık olarak bilinse de hastalık genel özelliği gereğince sarılık yapabilir yapmaya da bilir. Sarılığın olmaması hepatittin olmadığı anlamına gelmez."dedi.

"Hepatit A toplumumuzda yüzde 95 oranında bağışıklık kazanılmış"

Hepatit A'ya karşı bağışıklık kazanıldığına dikkat çeken Kalkan, "Hepatit A daha ziyade çocukluk yaş döneminde görülen ve erişkin yaş döneminde bakıldığında toplumumuzda yüzde 95 oranında bağışıklık kazanılmış olan çoğu zaman nasıl geçirdiğimizi hatırlamadığımız hastalık tablosudur. Erişkin döneminde geçirildiğinde özellikle gürültülü bir şekilde sarılıkla giden ciddi hastalığa sebep olabilir. Hepatit A'dan korunmak için aşısı yaptırılabilir. Hepatit B bizim bölgemiz için ciddi bir sorundur. Görülme sıklığına Türkiye geneli bakıldığında en sık görülen bölge Güneydoğu Anadolu Bölgesidir." diye konuştu.

Hepatit B'nin de bulaşıcı bir sarılık türü olduğunu söyleyen Kalkan, kişiden kişiye cinsel ilişkiyle veya kan temasıyla geçtiğini bilgisini verdi.  

"B virüsü takibi ihmal edilmemesi gerekir"

Hepatit B virüsünün bulaşma sebeplerini anlatan Kalkan, "B virüsü uygun olmayan tedaviler, çeşitli ameliyatlar, vücutta yapılan çeşitli dövme girişimleri gibi kişinin kanla temas etmesi gerektiren ve hijyen standartlarına yeterince uyulmayan müdahalelerden sonra hepatit B kişiye ulaşabilir. Hepatit B hastalığı takibinde gerekli durumlarda tedaviler verilebilir ama bizim hastalarımızın çoğunluğunun bölgemiz için yaklaşık yüzde 70-80'ninin taşıyıcı durumda dediğimiz sadece takip gerektiren ama aslında ilerleyen dönemlerde hastalığın ilerleyebileceği için takiplerin ihmal edilmemesi gereken hasta grubu oluşturur. Bu hastaları 3 ya da 6 ay aralıklarla çeşitli kan tetkikleriyle, fizik muayeneleriyle ve çeşitli görüntüleme yöntemiyle takip eder ve belirli zamanlarda bizlere başvurmalarını isteriz." diye konuştu.

"Hepatit B çocuklarda siroza ve karaciğer kanserine yol açma ihtimali yüksektir"

Bir hastanın kendisinde hepatit B olduğunu tespit ettiğinde mutlaka uzman hekime görünmesini isteyen Kalkan, "Bu şekilde aile içi temasın engellenmesini sağlarız. Özellikle hamile bayanlarda bebeğe geçiş olabileceği için ve bebeğe geçtiği dönemlerde çocuklarda siroza ve karaciğer kanserine yol açma ihtimali çok daha fazla olduğu için aile taramasını çok önemseriz ve bize başvuran her hastamıza bunu mutlaka vurgularız. Bunun dışında da bağışıklık gerektiren durumlarda da hepatit B'nin bağışıklanması mümkün olup 3 doz aşı ile bu hastalıktan ömür boyunca korunmak mümkündür. Kişiler poliniğimize bu taleple geldiğinde kendilerine bu bilgiyi de veririz." dedi.

Konuşmasının devamında Kalkan şu ifadelere ver verdi: "Hepatit B aşısı çocukluk çağı döneminde 1998 yılından beri rutin aşı takvimi içinde olduğu için bu tarihten itibaren doğan herkes büyük oranda aşılıdır. 1998 tarihinden önce doğanlar isterlerse onlarda bağışıklık durumuna baktırabilirler. Kendileri bize talep ederler. Gerekli durumlarda yakaladığımız kişileri aile taraması gerektiğini öneririz. 3 doz aşı ile de ömür boyu bağışıklanma mümkündür. Hastalara verdiğimiz tedaviler oral antivirals ve interferon tedavisi dediğimiz özellikli tedavilerdir. Bunların her biri hasta bazında hasta ile konuşularak karar verilen çok özel tedavilerdir. Bunun dışında hepatit C de karaciğeri tutan viral hepatittir.  Bu hastalıkta da çeşitli tedavi yöntemler mevcuttur.  Özellikle son yıllarda çok yeni ve güncel neredeyse yüzde 100'e varan kür sağlayan tedaviler mevcuttur."

"Riski en yüksek olan virüs hepatit D virüsüdür"

Hepatit D virüsünün çok ciddi bir problem olduğunu belirten Kalkan, "Bölgemizde çok ciddi bir problem olarak gördüğüm ve maalesef en az bilinen hepatit delta (D) virüsü  vardır. Hepatit D sadece hepatit B olan hastalarda gördüğümüz hepatit B'ye bağımlı bir virüstür. Bunun için çok bilinmez ama saydığım hepatitler içerisinde mortalitesi morbiditesi dediğimiz hastayı olumsuz etkileme ölüme sebep olama ek hastalıklara sebep olma riski en yüksek olan virüs hepatit D virüsüdür diyebiliriz. Sadece hepatit B hastaları tuttuğu için kişi önce B olduğunu bilmesi B olduğunu bildikten sonra hekim tarafından D açısından taranması gerekmektedir."şeklinde konuştu.

"Hepatit B hastaların ayrıca hepatit D konusunda da fikir sahibi olması gerekir"

Hepatit D virüsünün de tedavisi olduğunu hatırlatan Kalkan şunları söyledi: "Hepatit D için de tedavi vardır. İnterferon dediğimiz çok özel tedaviler vardır ama özellikle bunun mutlaka aranması gerekir ve hastalığın ciddiyetini hastaya anlatılması gerekir. Maalesef hepatit D'den koruyucu ayrıca bir aşımız yok. Hepatit D'nin hepatit B'ye bağımlı bir virüs olduğu için korunması da o yüzden hepatit B'ye dayanır. Bölgemizde az bilinmesi nedeniyle ben çok önemsiyorum. Hepatit B hastaların ayrıca hepatit D konusunda da fikir sahibi olması gerekir. Biz bunların taramasında hastalarımızın rutin kontörle geldiğinde mutlaka kendilerine anlatıp gerekli sürelerde taramalarını gerçekleştiriyoruz." (M. Sait Çelik - İLKHA)   





Bu haberler de ilginizi çekebilir