• DOLAR 32.598
  • EURO 34.808
  • ALTIN 2496.897
  • ...
STRATEJİK İTTİFAK  BİTİYOR MU?
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

MUSTAFA KARAKAŞ / DOĞRUHABER

2. Dünya savaşından bu güne kadar süren ABD-Türkiye ittifakı çatırdamaya başladı. İslam dünyasının başına bir yılan gibi çöreklenen emperyalist ABD, Türkiye`nin bağımsız bir dış politikaya yönelmesinden oldukça rahatsız. 1960 ve 80`de gerçekleştirdiği darbelerle Türkiye`yi “Küçük Amerika” konumuna düşüren emperyalist ABD, 15 Temmuz`da desteklediği FETÖ eli ile Türkiye`yi istediği zemine çekmeye çalıştı ve ülkemizi tekrar o eski “Uydu Devlet” konumuna sokmak istedi. ABD destekli darbe girişimi halkın tarihsel direnişi karşısında başarısızlığa uğrayınca Türkiye`nin dış politikası da hızlı bir şekilde ABD`den koptu ve ABD ile pek çok noktada karşı karşıya gelindi. Musul sorunu, Fırat Kalkanı Operasyonu, FETÖ meselesi, PYD`ye bakış, iki ülkenin sorun yaşadığı en önemli meseleler… Türkiye ile stratejik müttefik olan ABD`nin Türkiye`yi hedef alan yayılmacı politikaları bu ittifakın sorgulanmasına neden oldu. Kamuoyu Türkiye`nin kuyusunu kazan, darbecilere destek veren, PYD`yi silahlandıran ABD ile ittifakın sürdürülmesinin gerçekliğe uygun olup-olmadığını tartışıyor. Gazetemize değerlendirmelerde bulunan uzmanlar bu ittifakın uzun vadede sürdürülemeyeceğini ifade ettiler.

AMERİKA`NIN YENİ MÜTTEFİKİ TERÖR ÖRGÜTLERİ

Amerika`nın Ortadoğu`yu kendi çıkarları doğrultusunda yeniden şekillendirmek istediğini ve Türkiye ile çıkarlarının çatıştığını ifade eden Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serdar Demirel, Amerika`nın terör örgütleri üzerinden çıkarlarına ulaşmayı denediğini belirtti. Doç. Dr. Serdar Demirel şöyle konuştu: “Amerika şu anda kendi çıkarlarını ikame edebilmek için o kadar seviyeyi düşürmüş durumda ki terör örgütleri ile iş yapacak aşamaya gelmiş durumda. Artık bunu saklama gereği de hissetmiyor. Bu anlamda aslında Amerika zor durumda. Zor durumda olmasının sebepleri; 1-Amerika insan hakları, demokrasi şampiyonluğunu yapıyor. Bu anlamda Suriye`de olduğu gibi bölge halklarının iradesine çok saygı duymuyor. 2- Amerika kendisinin terör mağduru olduğunu söylüyor. 11 Eylül başta olmak üzere, kendisi bizzat başka ülkelerin içerisinde terör eylemi yapan örgütlerle iş kotarıyor. Bu da ister istemez bu terör eylemlerinin mağduru olan ülkelerden birisi olan Türkiye ile Amerika`yı karşı karşıya getiriyor.

ABD FETÖ`YÜ KORUYOR VE KOLLUYOR

15 Temmuz`un arkasında ABD`nin olduğunu belirten Demirel, ABD ile Türkiye`nin FETÖ meselesinde de karşı karşıya geldiğini belirterek “Amerika güdümünde olan bir yapı yine Amerika`nın izni ve onayıyla, teşvikiyle, Türkiye`de darbe girişiminde bulunduğu, açığa çıkıyor. Türkiye`yle Amerika arasında olan anlaşmalar gereği bu örgütün liderinin Türkiye`ye teslim edilmesi gerekiyor. Onu teslim etmiyor, koruyor. Sadece örgütün liderini değil; örgütün önde gelen tüm üyelerini Amerika koruyor ve sığınma hakkı veriyor.  Bütün bunlar Türkiye ve Amerika`yı karşı karşıya getiriyor.”

IRAK`TAN YÜKSELEN İTİRAZ SESLERİNİN ARKASINDA ABD VAR

Türkiye ve ABD`nin Musul meselesinde de karşı karşıya geldiğini ifade eden Demirel, Türkiye`nin Amerika`ya ve Irak`a rağmen Musul sorunu ile ilgilendiğini belirterek şöyle devam etti: “Buna (görüş farklılıklarına) son eklenen halka da Musul meselesi oldu. Irak`ta Türkiye karşıtı itiraz sesleri yükseliyor. Bu itiraz seslerinin aslında birinci derecede Amerika`dan çıktığını bilmek gerekiyor. Musul meselesi Türkiye ile Amerika`yı karşı karşıya getiriyor ve Türkiye`yi, Rusya`ya yakınlaştırıyor. Türkiye bu anlamda Amerika`ya ‘geri adım atmayacağım` mesajları gönderiyor.”

ABD PKK HÂKİMİYETİNDE BİR ALAN OLUŞTURMAYA ÇALIŞIYOR

Uluslararası ilişkilerde ebedi ittifakların söz konusu olmadığını ifade eden Demirel, Türkiye`nin de Amerika`nın da yeni müttefikler aradıklarını ifade ederek şunları kaydetti: “Türkiye ile Amerika arasındaki bu ittifak, bu müttefik olma durumu hali hazırda çok ciddi krizler yaşıyor. Bunun için Türkiye ‘müttefikliğimiz bozulabilir` düşüncesiyle zaten yeni müttefikler arayışı içerisinde, bunun da sinyallerini açıktan veriyor zaten. Uluslararası ilişkilerde ebedi ittifaklar söz konusu değil zaten. Stratejileriniz örtüştüğü müddetçe sizler ittifak kurabilirsiniz. Bunlar örtüşmediği zaman da siz farklı müttefikler arayışına girebilirsiniz. Şimdi Amerika bunu zaten açıktan yapıyor. İran`la ittifak kurmaya çalışıyor. Önemli ölçüde bir takım ittifaklar kurmuş durumda. PKK`yla ittifak yapıyor. Yani ta Irak`ın kuzeyinden başlayan Suriye`yi de içine alan ve Akdeniz`e kadar inecek bir PKK hâkimiyetinde bir alan oluşturmaya çalışıyor.”

AMERİKA`YA DA RUSYA`YA DA GÜVENİLEMEZ

Türkiye`nin, ABD`ye güvenilemeyeceğini bildiğini ifade eden Demirel Rusya`nın da iyi bir ortak olmadığını ama şartların Türkiye`yi seçeneksiz bıraktığını ifade etti. Demirel, “Her ne kadar Türkiye tarafı örtülü bir şekilde Amerika`yı kınasa da, derinden derine Amerika`ya güvenemeyeceğini biliyor; ama Türkiye`nin de maalesef alternatifleri çok fazla değil. Burada Rusya`da çok agresif bir ortak. Yayılmacı emelleri olan, sıcak denizlere ulaşmaya çalışan Suriye`de kalıcı askeri üsler, deniz üssü inşa eden bir devletten bahsediyoruz. Suriye`de Esed`i desteklemesi, sivilleri katletmesi, Rusya`nın da çok fazla güvenilir bir partner olamayacağının işaretlerini veriyor zaten” diye konuştu.

BU İLİŞKİYE ‘STRATEJİK ORTAKLIK` DEMEMİZ PEK MÜMKÜN GÖRÜNMÜYOR

Müttefik olan ülkelerin belirli bir coğrafya üzerinde mutabakat sağladıkları bir stratejiyi takip ettiklerini belirten Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Akif Okur ise, “Bu yüzden de aralarında bir ilişki bir koordinasyon başlıyor. Türkiye-ABD ilişkilerinde özellikle son dönemde Suriye ve Irak üzerinde yaşanan hadiselerde, 15 Temmuz sonrasındaki gelişmelere baktığımızda bu ilişkiye bir stratejik ortaklık dememiz pek mümkün görünmüyor. Kâğıt üzerinde bakıldığında ABD, Suriye üzerinde bir değişimden yana olduğunu söylüyor. İki ülke de bölgede DAİŞ gibi belli başlı örgütlerin olmaması gerektiğini söylüyor. Ama sahada yapılanlara bakıldığında karşımıza farklı bir manzara çıkıyor. ABD bir terör örgütünün üzerinde bir diğer terör örgütünü güçlendirerek gidiyor. ABD`nin yardımları sayesinde Ortadoğu`da bir PKK devletinin kurulmasına doğru gidildiğini görüyoruz. Bu da Türkiye`nin güvenliğini çok ciddi bir şekilde ihlal ediyor. Türkiye`nin böyle bir stratejik ortaklığı sürdürmesi pek düşünülemez” şeklinde konuştu.

‘BU NASIL BİR STRATEJİK ORTAKLIK?`

15 Temmuz`da FETÖ`cü kalkışmanın ülkeye verdiği fiziki ve psikolojik zararın PKK`nın verdiği zarardan daha hafif olmadığına değinen Okur, “Bu noktada bu olayın bertaraf edilmesi için gerekli önlemlerin alınmasında da ABD`den hiçbir ses çıkmıyor. ABD`nin 15 Temmuz sonrasında izlediği tavra ve siyasete bakıldığında Türkiye kamuoyunu tatmin edecek adımları atmadığını görüyoruz. PKK terörü ve FETÖ`cü darbe girişiminin oluşturduğu fiziki ve psikolojik etki yan yana geldiğinde Türkiye kamuoyu haklı olarak ‘bu nasıl bir stratejik ortaklık?` diye soruyor. Bu stratejik ortaklığın yenilenebilmesi için bu tavrın değişmesi gerektiğini söylüyorlar. Eğer ki ABD stratejik ortak sıfatıyla Türkiye ile yoluna devam etmek istiyorsa bu politikaları gözden geçirmesi gerekiyor” dedi.

ABD-TÜRKİYE İLİŞKİLERİNDE BIÇAK KEMİĞE DAYANDI

ABD`nin Ortadoğu`da savunmasını anlaşmayla belirlediği tek ülkenin Türkiye olduğuna dikkat çeken Okur, “Örneğin İsrail ABD`ye oldukça yakın ama ABD ile aralarında resmi bir ittifak anlaşması yok. Yine Suudi Arabistan ve Ürdün ile çok yakın ilişkilerde olmalarına rağmen aralarında savunmaya dayalı bir anlaşma söz konusu değil. Burada sadece Türkiye ve ABD arasında NATO`dan kaynaklanan karşılıklı birbirini savunma taahhüdünün yazıya geçirildiği bir kurumsal ittifak var. Bu ittifakın oluşturduğu bir kısım altyapılar var. Nedir bu altyapı? Mesela askeri envanter. Bizim hava gücümüzün tamamı ABD uçaklarından oluşuyor. Bizim askeri eğitimimiz NATO konseptine göre yapılmış. Bütün bunları dikkate alarak son ana kadar karşı tarafın tavrını değiştirmesini bekleyen bir diplomatik dil kullanılıyor. Yani Türkiye bıçağın kemiğe dayandığını ısrarla söylüyor ama bir taraftan da bu ilişkileri koparacak adımları da atmamaya çalışıyor” ifadelerini kullandı.

TÜRKİYE POZİSYONUNU KORUMALI

ABD`de yapılacak seçim sonrası bazı değişikliklerin olacağını ifade eden Okur, “ABD yeni seçimle, ittifak ilişkilerini yeniden şekillendirecek, soğuk savaş günlerindekine benzer bir biçimde dış rekabeti arttıracak, Rusya ile daha fazla kafa kafaya gelmeye başlayacak ve Çin ile ilişkileri gerilen bir seyir izleyecektir. Bu noktada Türkiye`ye düşen, pozisyonunu korumaktır. Ulusal çıkarlarını düşüneceğini söylüyor Türkiye ve bu, farklı ittifaklara da gireceğini gösteriyor. Türkiye bunu şimdiden yapıyor. Dolayısıyla karşı taraf sizi anlamamakta ısrar ediyorsa bu münasebeti sürdürmenin anlamı da kalmaz ve Türkiye de farklı arayışlara girer” dedi.

Bu haberler de ilginizi çekebilir