Koskoca bir kışı gerimizde bırakarak vardık Nisan ayına. Koskoca bir kışı gerimizde bırakarak vardık Nisan ayına. Yağmursuz geçen koca bir kış. Yağmursuzluk aynı zamanda insanlar arasında rahmetsizlik olarak nitelenir. Koca bir kış boyunca İlahi rahmetin inmemesi halkları bu yüzden telaşlandırmıştı. Ve rahmetten mahrumiyetin amellerden dolayı olduğu kanaatine varmıştı halk. Alimler gökten suyun indirilmemesinin nedenlerinin olduğunun altını çizerek, sünettullahtan pasajlar sundular. Zinanın, faizin, kumarın, ihanetin, yalanın, sahtekârlığın ve edepsizliğin tezahürü rahmetsizlikti. Bunu bu şekilde okuyan, sorumluluk bilincini taşıyanlar üzüntü, keder içinde cuma namazları sonrasında yağmur duaları okur, yağmur duası için arazilere çıkarlardı. Umutsuzluk ve keder insan benliğini bu şekilde kaplamıştı.  İşte böyle bir halet-i ruhiye içinde vardık nisan ayına…

   Ve nisan ayı, gökten sular indi. Sağanak sağanak yağan yağmur! Ve dalga dalga yayılan bir sevda, bir aşk-ı hakiki. Yağmur ve bir sevda… Bu sevdanın adı Muhammed’i bir sevda! İnsanlar umutlu, insanlar gelecek adına mutlu.

   Alemin, hilkati esbabı, zulmet-i dağıtan, saçan ve tarumar eden, Zül celal’in indinde, mahlukatın içinde hakkıyla övülen, muhabbetin membaı, aşk-ı hakikinin imi, Adem’in Salih veledi, İsa’nın iftihar müjdesi, İbrahim’in duası, Hatice’nin yareni, Fatıma’nın gözbebeği, mahlukatın en şereflisi, Rahman’ın tek habibi, Kuran’ın yürüyeni, cihanın gözbebeği, alemin tek sevgilisi, Muhammed Mustafa’nın (sas) dünyaya teşriflerini kutlamak adına Peygamber sevdalıları meydanlara akın ediyorlar…

   Trakya’dan Ege’ye, İç Anadolu’dan Karadeniz’e derken Doğu Anadolu ve Güneydoğu’ya… 

    Peygamber Sevdalıları dur durak bilmeden yürüyorlar…

   Nisan yağmuru gibi ihya ediyorlar gittikleri her yeri. Çorak çöllere dönmüş, kurumuş yürekleri fethetmeye, ilahi aşkı yaşama ve yaşatma adına yürüyorlar.

   Selam olsun size ey Peygamber sevdalıları… Selam olsun size ey Kuran’ın aşıkları… Allah size merhamet etsin.

   Yürüyorlar…

    İstanbul’dan, Antalya’ya, Konya’dan Kayseri’ye, derken Mersin’e, Adana’ya, Gaziantep ve Şanlıurfa…

   Yürüyorlar…

   Ceylanpınar’dan Çınar’a, Mardin’e ve Nusaybin’e, cihanın gözbebeği, alemin tek sevgilisi Allah Resulünün sevdalılarının kalpleri Nusaybin’de atıyor. Fakat bu güzelim yerde bu sevdayı hazmedemeyenler var. Oysa biz Taif’in bittiğini sanıyorduk. Meğer bir Taif’te Nusaybin’de yaşanacaktı. Taif’te Peygamberi çocuklara, delilere ve kölelere taşa tutturanlar bugün Nusaybin’de Peygamber sevdalılarını taşa tutturuyorlar. Taifliler geleceklerini taşladıkları gibi, Nusaybin’de geleceğini o çocuklara taşlatanlara, Peygamber sevdalıları Efendilerinin Taif’te sergiledikleri o duruşun aynısını sergilemek durumundayız diyorlar ve aldırış etmeden yürüyorlar. Çünkü umut ve sevinç dolular. O çocuklar gelecekte İslam’ın birer davetçileri olacaklarına inanıyorlar ve yürüyorlar.

   Peygamber Sevdalıları olup biten bu hadiseleri önemsemeden yürüyorlar. Efendilerin Efendisinden aldıkları o müthiş ders ile yürüyorlar. Ve Kızıltepe…  Afazi hastalığına yakalanmış bu kişiler bu kez Kızıltepe’de boy gösteriyorlar. Peygamber Sevdalıları duraksıyorlar bir lahza. Çünkü dalga dalga yayılan bu sevdaya hazmedemeyip yeter artık durun diyenler var! Müslüman Kürt halkının temsilciliğini yaptığını iddia edenler. Bu kez tüm Kızıltepe halkının sahip olduğu miting alanını kapatıyorlar Peygamber Mevludüne. Kuru bir lakırdı ve ispatı olmayan bir iddia. Israrlara rağmen inmiyorlar inatlarından. Kur’an bu insanları şöyle tanımlar; ‘’O küfre şartlanmış olanları ha uyarmışsın, ha uyarmamışsın onlar için fark etmez, iman etmezler.’’ (2-6) Evet bu sevdalıların, sevda trenlerinin yürümemesi uğruna rayları yerlerinden sökmek isteyenler var. Fakat bunlar nafile, güneş doğacaksa kim engelleyebilir ki Xalık’tan başka? Peygamber Sevdalıları otogar meydanı olmasa Allah’ın arzı geniştir deyip Kızıltepe’nin Ulu Cami önüne doğru yürüyorlar. Bu sevdayı yüreklere taşımak adına yürüyorlar. Ve Kızıltepe’de serpintili, hoş mu hoş yağan bir yağmur! Arada güneşte tepeden, hayranlığını gösteriyor Peygamber Sevdalılarına. Ve müthiş bir atmosfer…

Ve Van!

    D.Bakır’ın, Batman’ın bir benzerini bu kez Van’da görüyoruz. Ve nihayetinde devasa Batman ve D.Bakır’da sevdalılarla buluşuncaya dek…

   Mevcudat adedince salât Resulullah’a ve mevcudat adedince selam Peygamber sevdalılarına olsun…

Selam ve dua ile…

Mehmet ÖZ