• DOLAR 32.513
  • EURO 34.951
  • ALTIN 2438.846
  • ...
El Bab`a doğru zorlu yol
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

24 Ağustos`ta başlayan Fırat Kalkanı Operasyonu`nda TSK destekli Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) güçleri Cerablus-Çobanbey arasında kalan sınır bölgesinin kontrolünü IŞİD`in elinden aldı. Cerablus`un güneyinde Sacur Nehri`ne kadar ilerleyen ÖSO güçleri, batıda da Dabık`ın 3 kilometre yakınına geldi. Dabık`tan sonraki hedef, operasyon sırasında bölgeden kaçan IŞİD mensuplarının yerleştiği El Bab bölgesi.

IŞİD`den temizlenen Cerablus`un yeniden yapılandırılması, normal hayata dönüş sırasında bazı sorunlar da yaşanıyor. Türkiye ilçede bir hastane ve altı okul açıyor. Duvarlardaki IŞİD sloganları siliniyor. Ancak Ocak 2014`ten beri yani iki buçuk yıldır IŞİD`in kontrolü altında bulunan halkın bir kısmı henüz korkularını yenemedi.

Al Jazeera`nin bölgedeki kaynaklardan edindiği bilgilere göre "IŞİD geri gelir" evden çıkmayı reddeden kadınlar var. IŞİD`in etkisinde kalan bazı gençler ve çocuklar da duvarlardaki yazıların silinmesine itiraz ediyor. İlçede oluşturulmaya çalışılan Yerel Meclis`in de desteğiyle bu sorunlar aşılmaya çalışıyor.

IŞİD mensupları Cerablus'taki eşleri ile iletişim halinde

Al Jazeera`nin bölgede görüştüğü kaynaklara göre bir başka sorun da operasyonun ilk gününde kenti terk ederken IŞİD`in geride bıraktığı ancak hâlâ iletişimde olduğu Cerabluslular. Onlar aracılığıyla sızmaların ve IŞİD`den temizlenen bölgeyi tehdit etme amaçlı saldırıların yapılmasından korkuyorlar.

IŞİD mensupları, bölgeyi kontrol ettiği süre boyunca yüzlerce kadınla evlendi ve çocukları oldu. Bu kadınlar ve çocukları da şu an Cerablus`ta. Aynı zamanda yüzün üzerinde kadın da hamile. Özellikle çocuğu olan ve hamile kadınların ilçeden kaçan IŞİD mensuplarıyla hâlâ yakın iletişim halinde olduğu biliniyor. Ancak ne şehrin yeniden yapılandırılmasına katkıda bulunan Cerablusluların, ne de Türk görevlilerin bu kadınlara ulaşması, "yabancılarla konuşmayı reddettiği ve evlerinden çıkmadığı için" şimdiye kadar mümkün oldu.

Cerablus`a Türkiye`den üç bin kişi geçiş yaptı. Ancak IŞİD kontrolündeyken ilçeden kaçarak Suriye`nin farklı bölgelerine giden ve son bir aydır geri dönen 20 binin üzerindeki Suriyeliyle ilgili detaylı bilgiye ulaşmak da zor. Bu kişilerin arasında da hâlâ IŞİD`le bağlantısı bulunanlar olmasından endişe ediliyor.

Yerel Meclis oluşturulmaya çalışılıyor

Bölgedeki Türk yetkililerin Al Jazeera`ye verdiği bilgiye göre Ankara, YPG ve IŞİD ile cephe hattı olan bölgeler dışında merkezde ÖSO gücü bırakmak istemiyor. İlçenin tamamen Cerabluslulardan oluşan sivil bir idare tarafından kontrol edilmesi nihai hedef. Bunun için de güçlü bir Yerel Meclis oluşturarak idareyi sağlaması için çalışılıyor. Ancak şimdilik güvenlik gerekçesiyle iki bine yakın ÖSO mensubu ve Özel Kuvvetlere bağlı belirli sayıda Türk askeri de bölgede. Yerel Meclis oluşturulduktan sonra buradaki ÖSO birlikleri de Dabık bölgesine çekilecek.

Yerel Meclis için isimler belirlendi ve meclis toplandı. Ancak bu meclis idareyi tam anlamıyla sağlayabilmiş değil. İki buçuk yıllık IŞİD kontrolünün ardından eski hayatlarına dönmeye başlayan aşiretler arasındaki tartışmalar, yönetim konusundaki fikir ayrılıkları ve ciddi bir idare deneyiminin olmaması bunun en önemli sebeplerinden. Çoğunluğu Araplar ve Türkmenlerden oluşan meclisin düzenli şekilde çalışması için Türk yetkililer de yapılanma aşamasında destek veriyor.

Hedef Cerablus ve Türkiye arasında ticaretin başlaması

Şehrin sivil idareye bırakılması sırasında ticaret hayatının yeniden başlaması da önemli. Ancak güney ve doğuda PYD ile komşu olduğu için ticaretin yapılacağı tek kapı Türkiye. Türkiye ile ticaretin başlaması için çalışmalar sürüyor. Sınırın Türkiye tarafındaki Karkamış`ta, Suriye`den gelen malları satan ancak aylardır kapalı olan dükkânlar da açıldı.

Ancak Karkamış Sınır Kapısı yıllardır işlemiyor. Şimdilik sadece Cerablus`a geri dönmek isteyen Suriyeliler, insani yardım götürenler ve özel görevliler için özel izinle açılıyor.

Dabık operasyonunun zamanı belli değil

Cerablus`taki güvenlik riski, batıya ve güneye gidildikçe yani sınırdan uzaklaştıkça artıyor. Ele geçirilen bölgelere IŞİD`in yaptığı baskınlar ilerlemeyi de durduruyor. Son olarak Çarşamba günü bir Türk askeri Eylül ayında ele geçirilen bölgede yaşanan çatışmada şehit oldu. Güneye doğru ilerlemek için alınan bölgelerin güvenliğinin tamamen sağlanması bu sebeple kritik öneme sahip.

Patlayıcılar sebebiyle güneye gidildikçe operasyon zorlaşıyor. Bu sebeple geride bırakılan bölgeyle ilgili endişenin kalmaması ve tahkim gücü olarak mümkün olduğunca az sayıda ÖSO mensubu bırakarak daha büyük bir güçle ilerleme hedefleniyor.

Al Jazeera`nin askeri kaynaklardan aldığı bilgiye göre, ele geçirilen bölgelerdeki tahkim gücünün mümkün olduğunca sağlanması, sınırdan uzaklaştıkça daha fazla önem kazanıyor. Askerlerin sağlık, yiyecek, giyecek gibi ihtiyaçları bugüne kadar Türkiye`den sağlanırken güneye indikçe bu zorlaşıyor. İhtiyaçların Suriye içinden sağlanması için de ele geçirilen bölgelerde normal hayatın bir an önce oluşturulması ve güvenliğin tam anlamıyla sağlanması gerekiyor.

Patlayıcıların can kaybına yol açmaması için öncelikle hedeflenen köy çevresindeki mayınlar ve gizlenmiş bombalar temizleniyor. Sivil halkın uyarılmasının ardından operasyon başlatılıyor. Çatışmalardan kaçan sivil halk, operasyon bitene kadar çevre köylerde kurduğu çadırlarda kalıyor.

Bu sırada TSK ateş desteğinin yanı sıra, düzenli bir ordu olarak eğitim almış olmayan ÖSO içinde düzeni sağlamak için de çalışıyor.

Washington`ın El Bab kaygısı

Fırat Kalkanı Operasyonu`na bölge IŞİD`den temizlendiği için destek veren Washington, bu desteği El Bab`da da sürdüreceğini Obama`nın özel temsilcisi Brett McGurk üzerinden açıklamıştı. Ancak ulaştığımız ABD Dışişleri kaynakları, operasyonun “Mare-Cerablus hattında ve IŞİD`le mücadele edildiği sürece destekleneceğini” söyledi, El Bab`la ilgili detay vermekten kaçındı. Milli Savunma Bakanı Fikri Işık ise “ABD`nin El Bab`la ilgili bir itirazının olmadığını” söyledi.

Bölgedeki yetkililer, Washington ve Moskova`nın tavrıyla ilgili Al Jazeera`ye daha detaylı bilgi verdi. Buna göre Türkiye IŞİD`le mücadele ettiği sürece Washington ve Moskova`nın El Bab operasyonuna itiraz etmesi mümkün değil. Ancak ABD`nin açıkça operasyona destek vermesinin de PYD`yi rahatsız edeceğinden bundan kaçınması bekleniyor.

Washington`dan, henüz zamanı belli olmayan Rakka operasyonunda PKK`nın Suriye kolu olan PYD/YPG güçlerini kullanacağına dair açıklamalar geliyor. Son olarak Savunma Bakanı Carter ve Genelkurmay Başkanı Dunford, 22 Eylül`de Senato`da verdikleri ifadede aynı açıklamayı yaptı.

Bu sebeple PYD`nin iki kanton arasında oluşturmayı planladığı koridoru engelleyecek olan TSK destekli El Bab operasyonu için ABD`den, Cerablus`ta verdiğinden daha düşük seviyede destek bekleniyor.

Rakka operasyonu ise Türkiye için ikinci sırada geliyor. Ankara bugünlerde Dabık ve ardından hem IŞİD`i sınırdan tamamen uzaklaştıracak hem de PYD koridorunu engelleyecek El Bab operasyonlarına odaklanıyor.

Rusya`nın önceliği Halep

Rusya`nın Fırat Kalkanı Operasyonu sırasındaki pozisyonuyla ilgili de yetkililer, “Moskova, sahada tek güç olarak ABD`nin olmasından rahatsızdı” değerlendirmesini yapıyor. Bu sebeple son zamanlarda Moskova`dan, Washington`a mesaj niteliğinde “Türkiye ile Suriye`de işbirliği yapabiliriz” açıklamaları geliyor. Ancak üst düzey bir yetkilinin verdiği bilgiye göre, Rusya ile Suriye`de sağlanan koordinasyon şimdilik sadece ‘operasyonlar sırasında karşılaşma ve çatışma yaşanmaması` yönünde sağlanıyor.

Rusya şu an için Halep`i ele geçirmeye yoğunlaştı. Halep`in çevresinde destek olabilecek herhangi bir ÖSO birliği istemiyor. Bu sebeple rejimle ÖSO`nun çatıştığı bölgelere yaklaşmadığı sürece Türkiye`nin El Bab`a kadar inmesine Moskova`nın itiraz etmesi beklenmiyor.

ABD seçimleri öncesi ‘alan hâkimiyeti` çabası

Türk yetkililere göre ABD`nin Suriye`de YPG ile birlikte daha aktif rol oynaması, hâlihazırda büyük sorunlar yaşanan Washington-Ankara ilişkilerini daha da kötü etkileyecek. Kasım`da yapılacak ABD Başkanlık seçimlerinde kazanması beklenen Demokrat Parti adayı Hillary Clinton, seçim kampanyası sırasında Suriye`de daha aktif olunması gerektiğini söylüyor. Ankara, Clinton`ın da Obama yönetimi gibi YPG ile işbirliğine devam edeceğini düşünüyor.

2017 başında göreve başlayacak olan yeni başkanla birlikte Suriye sahasında ABD-YPG işbirliğinin daha fazla ilerlemesi olasılığı da Ankara`yı harekete geçirdi. Ankara, El Bab`a ilerleyerek 2017 öncesi bu alanda ÖSO hâkimiyetini sağlamayı hedefliyor.

Al Jazzera

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir