• DOLAR 34.694
  • EURO 36.658
  • ALTIN 2968.73
  • ...
"İlim Müslüman'ın yitik malıdır, nerede bulursa helaldir"
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Camiler ve Din Görevlileri Haftası kapsamında Diyanet İşleri başkanlığı organizesiyle 'Camide Buluşalım' adlı konferans düzenlendi. Konferansta, Müslümanların sorunları ve eksikleri üzerinden konuşmalar yapılarak, ilmin ve Kur’an-ı Kerim’in yüceliğine dikkat çekildi.

Programa Diyarbakır valisi Hüseyin Aksoy, Diyarbakır İl Müftüsü Burhan İşliyen, Bayburt Üniversitesi İlahiyat Dekanı Prof. Nasrullah Hacı Müftüoğlu ve din görevlileri katıldı.

Programda konuşan Diyarbakır Valisi Hüseyin Aksoy, camilerin İslam için önemli, din görevlilerinin de camilerimizin toplum tarafından benimsenmesi noktasında önemli yere sahip olduğunu söyledi.

Programa davetli olarak katılan Bayburt Üniversitesi İlahiyat Dekanı Nasrullah Hacı Müftüoğlu, katılımcılara ‘Cami, İlim ve Kitap’ adlı bir konuşma yaptı.

Kur’an’ın tefsir ve tevilleri üzerinde bilgilendirmeler bulunan Müftüoğlu, “Kelimeler çok önemlidir.  Kur’an’ın meali olur ancak tercümesi olmaz. Çünkü tercüme sözün aynısını çevirmektir. Hâlbuki İnsan, Allah’ın sözünü tercüme etmekten acizdir.  Her Müslüman’ın kelimelere ve kavramlara hâkim olması gerekir. Tercüme yani terceme, asıl metnin aynısını yansıtmaktır. Allah’ın sözlerinin aynı manasını yansıtamadığımız için böyle bir şey söz konusu değil. Meal ise, muhtemeldir yani muhtemel anlamlarından bir tanesinin yansıtılmasıdır.” şeklinde konuştu.

“Tabip, Allah’ın adıyla neşteri sallasa ne kaybeder”

Okumanın önemine değinen Müftüoğlu, “Kitabullahı oku, bilimi oku, fiziği oku, astronomi oku, jeoloji kainatı oku… Ne okursan oku ancak kainatı yaratan Allah’ın adıyla oku. Kainatı yaratan Allah, sana okuma imkanı vermez mi? Cerrah, Allah’ın adıyla neşteri sallasa ne kaybeder. Bu bizim kültürümüzde vardır. Annelerimiz, annelerimizin anneleri her işe ‘Bismillah’ ile başlardı. Evi süpürürken, çamaşırları yıkarken, uyurken, yerken, içerken, otururken ve kalkarken hep ‘Bismillah’ ile başlarlardı. Ne kaybederiz.” ifadelerini kullandı.

“İlim Müslüman’ın yitik malıdır, nerede bulursa helaldir”

Müftüoğlu, “Maalesef biz bilimsel gelişmeleri Avrupa’ya kaptırdık. Neden sahip çıkmadık, onlar aldı. Sonra istersin onlardan ancak şahsiyetinden koparmadan vermezler sana ilmi. Unutmayın ilim Müslüman’ın yitik malıdır ve onu nerede bulsa helaldir. Tarih boyunca ilmin sahibiydik ancak 200 yıldır ihmal ettik. Her şeye rağmen geri alacağız.” dedi.

“Bir doktordan gâvur çıkmasını aklım kabul etmez”

İnsanın yaratılışına değinen Müftüoğlu, “İlahiyatçıdan gavur olur aklım alır da bir doktordan gavur çıkmasını aklım kabul etmez. Ben bir ilahiyatçının gâvur olmasına inanırım ancak bir hekimin gâvur olmasına hayatta inanmam. Çünkü, ilahiyatçı olur da bir şekilde sapıtır ancak bir hekim Allah’ın yaratılışına bire bir şahit olan bir hekim, gözün, hücrelerin, atomların yaratılışını bilen bir hekim nasıl Allah’ı inkar eder? Şu insanın beyni, kemikleri, hastalıkları düzeni, nizamı nasıl inkar ederler. Daha bir hücreyi çözemeyen doktor, nasıl Allah’ı inkar edebilir?” şeklinde konuştu.

"İnsanları toplu öldüren silahları icat eden alim midir? hayır Zalimdir"

Müftüoğlu şöyle konuştu: “Yarabbi bizlere faydalı ilim nasip et, zararlı ilimden sana sığınırız. Eğer insanın imhasına, yok olmasına, bir anda üretilen silahlarla kitleler halinde insanlar imha ediliyorsa, bu ilim ilim değil, vahşettir. Bu insanları toplu öldüren silahları icat eden alim midir? Hayır Zalimdir. İslam alemi silah yapamadığı için geri kaldığını söylüyorlar. Yahu silah insanları öldürmek için yapılmış. Müslümanlar öldürmek için değil ıslah etmek için çalıştılar.”

‘90’lı yıllarda Kur’an dersi vermenin yasak olduğu dönemde, bir kuşak vardı’

Zor zamanlarda Müslüman olmanın gerektirdiklerine değinen Müftüoğlu, “Ben Kur’an-ı Kerim dersi vermem, namaz kıldırmam diyen din görevlileri var. Halbuki 90’lı yıllarda Kur’an dersi vermenin yasak olduğu ve içeriye atılmaya sebep olan dönemde sokaklardan çocukları toplayarak, gizli gizli Kur’an-ı Kerim dersi veren, hatta üstüne çocuklara harçlık veren bir kuşak vardı. Şimdi ise devlet sana diyor ki, oku ve okut.” diye konuştu.

“Toplumda yangın varsa söndürecek olan din adamlardır”

Müftüoğlu son olarak, “İnsan her şey olmaya müsaittir. Bir insan din adamı siyasetle ilgilenir mi? Din, siyasettir, yönetimdir. Sınıfta öğretmen aynı zamanda siyaset yapar ve yapmalıdır da. Siyaset bizim hakkımızdır ancak politikacı olmayacağız. Politikayı kendine meslek edinenlere, bırakın.  Herkese hitap ettiğimiz İslami temsil ettiğimiz için kimseyi karşımıza alamayız. Peygambere vekâlet ediyoruz. İslami temsil ediyor.  Peygambere bu meslek 40 yasında verildi. Bu yüzden ağırlığını korumamız gerekir. Toplumda yangın varsa söndürecek olan din adamlardır.” şeklinde konuştu.

Sur'da yaşanan olaylarda Diyanet Başkanlığı tarafından, 'Şimdi Yaraları Sarma Zamanı' kampanyası adı altında 9 binaya nakli ve gıda yardımı yapılmıştı. Bu çerçevede dağıtılan yardımlarda emeği geçen Sur ilçe müftülük personellerine plaket takdim edildi. (M. Sıddık Bilge- İLKHA)

















Bu haberler de ilginizi çekebilir