Birçok sivil toplum kuruluşunun destek verdiği protesto gösterisinde, “Bu nasıl demokrasi, bu nasıl hukuk, yoksa hukuk oyuncak mı, derinler iş başında, hukukun üstünlüğü bu mudur, sermayesi buz olanın korkusu güneştendir, güneş balçıkla sıvanmaz” pankartları taşınırken sık sık tekbirler getirildi. Basın açıklamasından önce protesto gösterisine destek veren Mustazaf ile Dayanışma Derneği İstanbul Şube Başkanı Sait Şahin bir konuşma yaptı. 

 

Müslümanların yeni yargı reformu paketinin açıkladığı bu günlerde hala yaptıkları faaliyetlerden dolayı cezalandırıldıklarını belirten Şahin, basın açıklaması yapmanın bile suç sayıldığını söyledi. Daha önce de onlarca İslami STK’lara operasyonlar düzenlendiğini ifade eden Şahin, biliri tarafından düğmeye basılarak yine birçok STK üye ve yetkililerinin cezalandırılmaya çalışıldığını vurguladı. 

 

Cumhuriyet tarihi boyunca Müslümanlara yönelik işlenen zulümlerin hala karanlık odaklar tarafından devam ettirildiğini ifade eden Şahin, “Emniyet mensuplarına, niçin böyle komik ve anlamsız operasyonlar düzenliyorsunuz diye sorduğunuzda çok garip ifadelerde bulunuyorlar. Ne yapalım biz emir kullarıyız, diyorlar. Gerçi Allah onları kendi emir kulları olsun diye yarattı ama onlar emir kullarının emirlerini yerine getiriyorlar. Ancak merak ediyoruz bu emir sahibi kim? Emir kulları durmadan operasyon düzenleyip görevlerini yerine getiriyorlar da hala şu emri vereni tespit edemedik. Maalesef karanlık yüzler var. İslamı hazmedemeyen, İslam düşmanlığı güden ve maalesef cumhuriyet tarihi boyunca bu ülkede Müslümanlara yönelik zulmün devamı niteliğinde” dedi.

 

Yeni adalet paketinin açıkladığı günlerde yapılan operasyonun manidar olduğunun altını çizen Şahin, “Adalet bakanlığı tutuklamanın zorlaşacağına dair yeni paketler açıklıyor. Güvenmeyin inanmayın buna. Maalesef bu ülkede Müslümanlara düşen cumhuriyet tarihi boyunca zulüm olmuştur. Ve bugünde bize düşen zulümden başka bir şey değildir” ifadelerini kullandı.

 

Sait şahin’in konuşmasının ardından İzmit Umut-Der başkan yardımcısı Davut Taştekin basın açıklamasını okudu. Taştekin, bu yıl içerisinde derkelerine yönelik ikinci baskının olduğunu söyleyerek, “bu baskınlarda suç unsuru olarak toplanan ve el konulan malzemeler yasal olarak çıkan gazete, dergi ve kültür bakanlığı tarafından incelenip onaylanan bandrollü kitaplardır” dedi. Derneklerine düzenlenen operasyonla yaptıkları faaliyetlerin sekteye uğratılmak istendiğini vurgulayın Taştekin, “Bu baskınlar sırasında evlerimizde ve derneğimizde silah mı buldunuz? Dernek müdavimlerimiz başkasının canına kast mı etmiştir? Hayır. Bu baskınların amacı derneğimizi zan altında bırakmak, faaliyetlerini sekteye uğratmak ve yıldırmak amacını taşımaktadır” dedi.

 

Polis operasyonuna sert bir dille tepki gösteren Taştekin, şu ifadeleri kullandı: “Kişilere ve kurumlara ayrı kanunlar mı uygulanıyor ki bizim konuşmamız suç, gezmemiz suç, faaliyetlerimiz suç, kitap yazmamız suç, gazete çıkarmamız suç, kişisel ticari faaliyetlerimiz suç, dernek kurmamız suç sayılıyor. O zaman, ipe sapa gelmeyen gerekçelerle bizi gözaltına almayın. Hepimiz buradayız. Hepimizi götürün. İçiniz rahat etmiyorsa, Uludere kırsalları uzaksa, heronlarınız koordinat vermiyorsa, cep telefonu sinyallerinden yerimizi tespit edip hepimizi toplu olarak imha edip rahatlayabilirsiniz.”