• DOLAR 32.445
  • EURO 34.859
  • ALTIN 2479.976
  • ...
Tarihte Bugün: 13 Eylül 2016
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

TARİHTE BUGÜN/DOĞRUHABER- 13 Eylül

M.Ö. 490 - Maraton Savaşı gerçekleşti. Yunanlılar, Marathon Savaşı''nda Darius komutasındaki Persleri yendi. Maraton Savaşı Pers imparatoru 1. Darius'un son kalan Yunan topraklarını fethedip batı sınırlarını güvene almak için yaptığı ilk büyük savaştır. İ.Ö 490 yılının Eylül ayında Yunanistan'ın Maraton platosunda olmuştur. Savaş Yunanistan'ın zaferiyle sonuçlanmış ve Yunanlılar taptıkları putları Pan için Akropolis eteğinde bir tapınak yapmışlardır.

Yunan zaferini Atina'ya haber vermek için Maraton'dan yola çıkan Pheidippides isimli ulağın, yaklaşık 40 kilometrelik mesafeyi hiç durmadan koştuktan sonra zafer haberini verdiği ve yere yığıldığı rivayet edilir. Bu olay, modern zamanların Olimpiyat Oyunları kurucusu Pierre de Coubertin ve arkadaşlarına 42195 metrelik maraton koşusunu oyunlar kapsamına almaları için ilham kaynağı olmuştur.

1521 - Aztekler`in başkenti Tenochtitlan Cortes komutasındaki İspanyollar'ca işgal edildi. Aztekler bugünkü orta Meksika bölgesinde 14. ve 16. yüzyıllar arasında yaşamış bir Orta Amerika halkıdır. Zengin bir mitoloji ve kültürel mirasa sahip Azteklerin başkenti, günümüzde Ciudad de Mexico'nun bulunduğu Texcoco Gölü'nün ortasında yeralan Tenochtitlan kentiydi. Çok büyük bir uygarlık kurmuşlardı. Hernan Cortes'in Meksika'yı toprağa katma sırasında yapılan ve Tenochtitlan kuşatması olarak bilinen savaş sonucunda Aztekler yenilmiş ve güçlerini kaybetmişlerdir. Ayrıca dünyanın en büyük piramidi Meksika'da Cholula de Rivadabia'da bulunur. Azteklere ait piramit 182.107 metrekare alan üzerine kurulmuştur ve yüksekliği 54 metredir.

1647 - İtalyan matematikçi ve fizikçi Evangelista Torricelli, barometre'yi icat etti. Atmosfer basıncını ölçmek için hava, su ya da civa barometreleri kullanılabilir. En bilinen barometre türü cıvalı barometredir. Cıvalı barometre, içi cıva dolu dikey bir borudur. Borunun üst ucu kapalıdır. Alt uç ise açık, ancak cıva dolu bir kaba daldırılmış durumdadır. Atmosferin bu kap içindeki cıva yüzeyine yaptığı basınca göre, borunun içindeki cıva sütunu yükselip alçalır. Havalı barometre ise, havası boşaltılmış metal bir kutu biçimindedir. Bunun ince çeperleri, atmosferin basıncına göre yassılıp kabarabilir. Bu biçimde ortaya çıkan hareket, bir ibreye bağlı olarak bir kadrana aktarılır. Yazılı barometrede bu ibreye mürekkepli bir uç bağlanır ve altında döner bir silindir bulundurulur.

1788 - Danimarka İsveç'i işgal etti.

1882— İngiltere mısırı işgal etti. Bundan sonra 1922`ye kadar Mısır İngiltere`nin sömürgesi altında kaldı. Mısır Sultanlığı'nın 28 Şubat 1922'de Birleşik Krallık'tan tek taraflı olarak bağımsızlığını ilan etmesinden sonra Ahmed Fuad Paşa, I. Fuad adıyla kral unvanını aldı. Kralın yürütme yetkilerini belirleyerek iki meclisli bir yasama organı oluşturan ve Mısır'ı bir meşruti monarşi durumuna getiren yeni anayasa Nisan 1923'te yürürlüğe girdi. Ardından hazırlanan seçim yasasıyla erkeklerle sınırlı olmak üzere genel oy hakkı tanındı. Yasaya göre Temsilciler Meclisi'nin bütün üyeleri, Senato üyelerinin de yarısı doğrudan seçimle belirlenecekti. Aslında Mısır'da ne bağımsızlık ne de anayasal yönetim süreci tam anlamıyla oturmuş sayılabilirdi. Çünkü kutuplarını kral, Vafd Partisi ve Birleşik Krallık'ın oluşturduğu karmaşık siyasi mücadele bütün belirsizliğiyle sürüyordu.

1925:  Mustafa Kemal, Elazığ İstiklal Mahkemesi tarafından vatana ihanet suçu ile mahkûm edilen gazetecileri affettiğini bir mektupla bildirdi.
Anadolu Ajansı`nın konu ile ilgili verdiği not şöyleydi: “Şark İstiklal Mahkemesinde yargılanan gazeteciler, Mustafa Kemal Paşa'nın mektubu üzerine beraat etti.”
Şeyh Said kıyamından sonra ilgili ilgisiz birçok kişi vatana ihanet suçu ile yaftalanmış hemen hepsinde başta idam cezası olmak üzere çeşitli cezalarla cezalandırılmıştı. Tek suçları gerçekleşen olayları aktarmak olan gazeteciler de bu hışımdan nasiplerini almış ve vatana ihanet suçlamasıyla idama mahkum edilmişlerdi.

1937 - Dersim Harekatı tamamlandı. Dinî ve etnik azınlıkların Türkleştirilmesi sürecinde otoriteyi sağlamlaştırmak amacıyla TBMM 1164 sayılı ve 25 Haziran 1927 tarihli kanunu çıkardı. Bu kanuna göre kurulan umumi müfettişliklerin geniş yönetsel, askerî ve yargısal yetkileri vardı. Mustafa Kemal, 1 Kasım 1936 tarihinde yaptığı TBMM konuşmasında Dersim'deki ağalık düzeni sorununu Türkiye'nin en önemli iç sorunu olarak tanımladı. 1920'lerin ikinci yarısından sonra Dersim bölgesini tanımaya yönelik pek çok rapor hazırlanmıştır. Özellikle Hamdi Bey'in raporu, "Dersim bir çıbandır. Bu çıban okşamakla tedavi edilemez. Bu yarayı kökünden koparmak gereklidir" gibi söylemler barındırıyordu. Bu söylem daha sonra, 1 Kasım 1936 yılında Atatürk tarafından da meclis kürsüsünden tekrar edilecektir.  İsmet İnönü "Doğu raporları"nda "Erzincan beyleri Dersimlileri maraba adıyla çalıştırıyorlar. Bu bir nevi Erzincan beylerinin Kürt himayesine sığınmasıdır", I. Genel Müfettiş Cemal Bardakçı, "Dersim'deki huzursuzluğun sebebi açlıktır", Fevzi Çakmak ise "Dersimlileri askere almayın, silah kullanmayı ve savaş taktiklerini öğrenirlerse bize saldırırlar" diyecektir. Hukukçu yazar Hüseyin Aygün, Dersim Harekâtı ve sonuçları hakkında bugüne kadar yapılmış en kapsamlı bir araştırma olarak nitelendirilen Dersim 1938 ve Zorunlu İskân adlı kitabında, isyanın açıkça kışkırtılarak çıkarıldığını, Cumhuriyet dönemi ayaklanmaları içerisinde sivillere yönelik eziyetin ve kıyımın en şiddetlisine uğradığını, ardından da isyancılarla beraber aileleri ve hatta isyana iştirak etmeyenlerin eziyete ve kıyıma maruz kaldığını, binlerce sivil vatandaşın öldürülmüş ve kalan on binlercesinin de sürgün edilmiş olduğunu belirtmiştir.
Askerî harekât, her ne kadar bazı aşiretleri sürgün etse de, harekât 1938 yılının sonuna doğru sona ermiştir. Harekât sonucunda 13.160 ile 40.000 arasında sivil ölürken, 2248 hane, 11.818 kişi başka yerlere sürgün edilmiştir. Bu ve benzeri tüm muhalefet hareketleri toplu kıyım, katliam teknikleriyle bertaraf edilmiş çocuklar ve kadınlar dahil olmak üzere öldürmekten çekinilmemişti. Mustafa Kemal`e ve yeni kurulan rejime her türlü muhalefet vatana ihanet olarak adlandırılıp bastırılmıştı.

1950 Milli Eğitim Bakanlığı valiliklere gönderdiği bir genelgeyle öğretmenlerin parti işleriyle uğraşmasını yasakladı. Daha önce tüm devlet görevlileri CHP`nin zorunlu birer üyeleri idiler.

1968 - Arnavutluk Varşova Paktı'ndan ayrılarak Sosyalist Cephe ile bağlarını kopardı.

1980: 12 Eylül darbesinin ardından gizlenen MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş'e teslim olması için saat 15.00'e kadar süre tanındı.

1980: Askeri Cunta kuran Milli Güvenlik Konseyi'nden yapılan açıklamada, AP Genel Başkanı Süleyman Demirel, CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit ve MSP Genel Başkanı Necmettin Erbakan'ın 'güvence altına alındıkları' bildirildi. Bu açıklama  Gözaltına almanın ve tutuklamanın kibarcası idi.

1980 Cunta`nın elebaşısı Orgeneral Kenan Evren, Anayasa`sı rafa kaldırılmış, bütün kurumları askeri vesayet altına alınmış Türkiye Cumhuriyeti`nin Devlet Başkanı oldu.

1987: Rahşan Ecevit DSP Genel Başkanlığı'ndan istifa etti. Siyasi yasağı referandumla kalkan Bülent Ecevit DSP Genel Başkanı oldu.

1993 Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) lideri Yaser Arafat ve Siyonist İsrail Başbakanı Yitzak Rabin bazı konularda anlaşmaya vardılar. Buna göre, İsrail Gazze ve Jeriko'dan çekilecek, Filistinliler Gazze, Jeriko ve Batı Şeria'nın bir bölümünde kendilerini yönetme hakkına sahip olacaktı. Görüldüğü üzere bu bir özerklik dahi değildi ve Yaser Arafat bir süre önce FKÖ`nün tanınması karşılığında İsrail`i tanıma gibi dehşetli bir taviz vermişti.

2000 Milli Gençlik Vakfı'nın şubeleri, kuruluş amaçlarının dışında faaliyet gösterdikleri gerekçesiyle yurt genelinde kapatılmaya başlandı. 28 Şubat sürecinde İslami kesimlere yönelik hesapsız ve kanunsuz uygulamalar bütün hızıyla devam etmekteydi.

2001 Rusya`da 8 katlı bir binaya yerleştirilen bombanın patlaması sonucu 118 kişi öldü. Bu olayda şüpheler Çeçen direnişçileri üzerine yoğunlaşmaktaydı ama Çeçenistan Direnişi eylemi üstlendiklerine dair bir açıklama yapmadı.

2002: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, AKP Genel Başkanı Erdoğan ve kapatılan RP'nin Genel Başkanı Erbakan'ın milletvekili adayı olamayacaklarını öne sürerek YSK'ya ihbar mektubu gönderdi.

Bu haberler de ilginizi çekebilir