• DOLAR 32.504
  • EURO 34.783
  • ALTIN 2499.528
  • ...
"Yargı mağdurları için yeni bir süreç başlatılmalı"
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

15 Temmuz darbe girişimi sonrası gündeme gelen FETÖ`ye bağlı hâkim ve savcıların varlığının artık inkâr edilemez bir hakikat olduğunu belirten HÜDA PAR Şanlıurfa İl Başkanı Lokman Yalçın, gerek FETÖ gerekse de FETÖ dışı karanlık yapılara müzahir hâkim ve savcıların elleriyle mağdur edilen aileleri ziyaretinde konu ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

FETÖ ve ETÖ gibi karanlık yapılanmaların elleriyle Fırat`ın doğusunda mağdur edilen binlerce insanın varlığının halen görmezden gelindiğini belirten Yalçın, mağduriyetleri devam eden insanlar için yeni bir sürecin başlatılmasının adaletin gereği olduğunu söyledi.

28 Şubat öncesi ve sonrasında yaşanan hukuksuz uygulamalarla ilgili olarak açıklamalarda bulunan HÜDA PAR Şanlıurfa İl Başkanı Lokman Yalçın, adaletin yerini bulması adına yeniden yargılanma yolunun açılmasının gerektiğini belirtti.

Özellikle bölgede yaşanan gayri hukuki yargılamaların dikkatle izlenmesi ve üzerine gidilmesi gerektiğini belirten Yalçın, bölgenin sadece FETÖ ile ilişkili hâkim, savcı ve polislerden çekmediğini, bunlar dışında da yine karanlık yapılarla beraber iş tutmuş yargı ve kolluk güçleriyle büyük mağduriyetlerin yaşatıldığını dile getirdi.

1992 yılında sırf İslami hizmetlerde bulunduğu gerekçesiyle İbrahim Halil Göv`ün yakalandığını ve 24 yıldır cezaevinde tutulduğunu belirten Yalçın, şunları söyledi:

“İbrahim Halil Göv`ün İslami çalışmaları gerekçe gösterilerek 17 yaşında gözaltına alınmış, günlerce süren işkence ve sorgulamalar sonrası ihdas edilen suçlamalarla hakkında kurulan kumpas devreye sokulmuş ve henüz çocuk olan Göv, ömür boyu hapse mahkûm edilmiştir. Halil İbrahim Göv, o günden bu yana tam 24 yıldır hukuksuz bir şekilde cezaevinde tutuluyor. Bu bir zulümdür. Bu, hukuku katletmektir. Bu vesileyle bir kez daha buradan devleti idare edenlere sesleniyoruz. Bu zulmün bir an önce son bulması gerekir.”

“Zulmün devam ettiriliyor olması kabul edilmez”

Gerek HÜDA PAR`ın gerekse de bu konuda duyarlılık gösteren STK`ların çağrılarının yıllardır karşılıksız kaldığını belirten Yalçın, aleni bir zulmün devam ettiriliyor olmasının kabul edilmez olduğunu söyledi.

Yalçın, “Siyasi irade mutlaka bu mağdurların sesini duymalıdır. Bizler parti olarak ziyaret ettiğimiz bu ailelerin yaşadıkları mağduriyetleri gündeme getiriyor ve sorunları gerekli mercilere ulaştırma gayreti içerisinde oluyoruz.” ifadelerini kullandı.

15 Temmuz darbe girişimi sonrası FETÖ`nün yargı ayağındaki yapılanmasının ne kadar korkunç boyutlarda olduğunun artık ortaya çıktığını, tutuklanan bu hâkim ve savcıların terör suçlamasıyla yargılanacağına dikkat çeken Yalçın, sözlerine şöyle devam etti:

“Terör suçlamasıyla şu anda yargılanan FETÖ ilişkili hâkim ve savcıların, insanları haksız yere, suçlu göstererek onlarca yıldır zindanlarda tuttuğu mağdurlar ne olacak. Bu insanların da hakları yenilmiş ve bunlara zulüm edilmiştir. Bunun hesabı sorulmalı değil mi? Oysaki bizim gördüğümüz; Bırakın bunların hesabının sorulmasını, halen daha cezaevlerinde tutulmaya devam ediliyorlar. En temel hakları olan yeniden yargılanmalarına dahi müsaade edilmiyor.”

OHAL kapsamında hükümetin yaptığı düzenleme ile kapsamı genişletilen denetimli serbestlik yasasıyla ilgili de konuşan Yalçın, bu uygulamadan faydalanan yaklaşık 40 bin civarında mahkûm olduğunu, ancak bu hakkın sırf inandığı değerleri yaşadıkları için hedef haline getirilen Müslümanlara çok görüldüğünü belirtti.

Yalçın, “Bizim talebimiz; komplo ve kumpaslarla mahkûm edilerek ceza almaları sağlanan mahkûmlara yönelik yeniden yargılanmanın önünün açılmasıdır. Bütün siyasi partiler ve STK`lar bu konuda duyarlı olmak zorundadır.” şeklinde konuştu.

FETÖ tutuklamaları sonrası yaşanan yer sıkıntısında dolayı mahkûmların ailelerinden uzak yerlere sürülmesine de değinen Yalçın, bu uygulamanın yaşanan mağduriyetleri daha da büyüttüğünü ve ailelerin de bu şekilde cezalandırıldığını söyledi.

Yalçın, “Diyarbakır`da ya da Şanlıurfa da oturan bir ailenin tutuklu çocuğunu Edirne`ye ya da Karadeniz bölgesine göndererek ailelerini cezalandırıyorlar. Başka bir konu ise açık görüş süresidir. Görüşler ayda bir iken bunun iki ayda bire çıkarılması kesinlikle doğru bir uygulama değildir. Hem aile hem de tutukluları mağdur eden bu uygulama, aile fertleri arasındaki bağı koparmaya yöneliktir.” dedi. (Ramazan Casuk-İLKHA)








 

Bu haberler de ilginizi çekebilir