İkra Eğitim, Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (İkra-Der) Başkanı Murat Arslan, çocuklarda ve gençlerde sosyal medyanın yarattığı olumsuz etkiler hakkında İLKHA’ya değerlendirmelerde bulunarak, aileleri dikkatli olmaları hususunda uyardı.

Arslan, sosyal medyanın; unutkanlık ve zihinde bilgi kirliliği meydana getirdiğini belirterek, öğrenme yeteneğinin kaybolması gibi birçok açıdan çocukların olumsuz etkilendiğini ifade etti.

Sosyal paylaşım sitelerinin çocuk ve gençleri olumsuz yönden etkilendiği diğer bir konunun zaman kaybı olduğunu ifade eden Arslan, “Çocuklarımız bazen saatlerce oturup sosyal medya üzerinden etkileşimde bulunabiliyor, kiminle arkadaşlık kurduğunu bilmediğimiz, paylaşım sitelerinde tanıştığı arkadaşlarla diyalog kurabiliyor. Bilgisayar oyunlarıyla saatleri bulan bir şekilde vakit harcadığını görüyoruz, bu da anne ve babanın işine geliyor tabi. Çocuk bir köşede sosyal medyada zamanını geçiriyor veya bilgisayarla oynuyor ve anne baba da o anda rahat olabildiğini düşünüyor. Peki çocukları o sosyal medyada veyahut bilgisayar oyunlarında geçirdiği o vakit esnasında zararlı şeyler öğrenmiyorlar mı? Bu ciddi bir şekilde araştırılması gereken bir konudur. Ayrıca bir birçok bilgisayar oyununu kontrol ettiğimiz zaman özellikle İslam’a uygun olmayan figürlerin kullanıldığını görüyoruz.” dedi.

“Sosyal medyayı tamamen yasaklamak doğru değil”

Sosyal medyayı tamamen yasaklamanın doğru olmadığını da belirten Arslan, “15 Temmuz darbe girişimi olduğu zaman bu toplum, sosyal medya üzerinden örgütlendi, haberdar oldu ve güçlendi. Bu bir faydadır, yarardır ve bir ihtiyaçtır. Bundan dolayı bizim özellikle çocuklarımızın üzerindeki bu olumsuz etkileri çok iyi tahlil etmemiz gerekiyor, bunun için de ebeveynler çocuklarını gözlemlemelidirler.” ifadelerini kullandı.

Ailelere uyarılarda bulunarak sözlerine devam eden Arslan, şunları söyledi:

 “Sosyal medyadan dolayı; ev içerisinde şiddetin ve huzursuzluğun arttığını, çocuğumuzun unutkan olduğu, öğrenme becerilerini kaybettiği ve sosyal aktivitelerini, yani insanlarla iletişim kurabilme becerisini yitirdiğini görebiliyoruz. Buraya sürükleyen etmenler nedeniyle toplumun yapısı da gittikçe değişiyor. Sosyal etkileşimin yoğun olduğu geniş aileden çekirdek aileye geçmiş durumdayız. Çocuklar sanal âleme yoğunlaşıyor, yöneliyor. Madem sanal âleme yöneliyor biz de bunu kontrol altına almak zorundayız. Tamamen hayatlarından çıkarıp atmak mümkün değil ama kontrollü bir şekilde eğer bundan istifade edilirse çocuklarımız elbette faydalanabilirler.”

 Çocukların sosyal medyaya yönelmemesi için uygun ortamlar hazırlanması gerektiğini belirten Arslan, “Oyun oynamayı bileceği, sosyal becerilerini geliştirebileceği bir muhabbet ortamı sunabilmeyiz. Onu dört duvar arasında çıkarabilmeliyiz. Aile bireyleri bir arada yemek yerken; annenin elinde telefon yazışıyor, baba da sosyal medyada bir şeylerle meşgul oluyor. Bu şekilde bir aile ortamı düşünün, çocuklarımızın kullandığı bu sosyal medyayı takip etmek zorundayız. Kimlerle arkadaşlık kuruyor ve açık şifrelerini bilmek gerekir. Kurdukları hesapları ve paylaşım siteleri ne olursa olsun şeffaf olmalıdır. Çocuklarımız bizden habersiz hesap açmamalı, açtıkları hesapların şifrelerini anne babayla paylaşmalıdırlar.” ifadelerini kullandı. (Emrah Deniz, Mehmet Bozdaş- İLKHA)