Paralel yapının çeşitli kumpaslarla hapis cezası verdiği İslami kimlikli mahkûmların aileleri, mağduriyetlerini anlatmak için Diyarbakır`daki sivil toplum kuruluşlarını ziyaret ettiler.

Ziyaretlerde ailelere Hükümlü, Tutuklu ve Aileleriyle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (Yusufi-Der) Genel Sekreteri Mustafa Şenol da eşlik etti.

Mağdur aileler, ilk ziyaretlerini İlim, Ahlak ve Kardeşlik Derneğine (İhvan-Der) gerçekleştirdi. Ziyaret heyetini dernek başkanı Hüseyin Solmuş karşıladı.

Aileler adına konuşan Yusufi-Der Genel Sekreteri Şenol, paralel yapının meydana getirdiği mağduriyetleri dile getirerek adaletin yerini bulmasını istediklerini söyledi.

Mağdur aileleri dinleyen İhvan-Der Başkanı Solmuş ise adaletin yerine getirilmesi için yeniden yargılamanın yolunun açılması gerektiğini belirtti.

Solmuş, “Yusufileri cezaya çarptıran hâkim ve savcıların,  uluslararası çalışan bir terör örgütünün aktif üyeleri olduğu darbe girişiminden sonra ortaya çıkmıştır. Bunların kimileri gözaltında, kimileri cezaevinde, kimileri de firaridir. Hükümet, bu hâkim ve savcılar ne kadar insanı cezalandırmışlarsa düzenlemeye giderek, yeniden yargılama sürecini başlatması lazım. Bunu yapmalılar ki, hak ve adalet yerini bulsun. Eğer terör örgütünün vermiş olduğu bir cezayı hükümet düzeltmese, bu savcı ve hâkimlerin yerine gelenler bu işe el atmazlarsa onların bu terör örgütünün savcı ve hâkimlerinden farkı yoktur.” dedi.

Daha sonra Özgür Düşünce Eğitim Hakları Derneği (Özgür-Der) Diyarbakır Şubesini ziyaret eden aileleri dernek başkanı Süleyman Nazlıcan karşıladı.

Aileleri dinleyen Nazlıcan, Müslümanların yıllardır kumpaslara kurban edildiğini ifade ederek şunları söyledi:

“Gerçekten çok ciddi haksızlıklar, hukuksuzluklar yapıldı. Bunlar halen de devam ediyor. Bu, kabul edilecek bir şey değil. Müslümanların kendi hak ve hukukunu koruması gerekir. Elbette bunu yoğun bir şekilde siyasilerle görüşerek, medyada gündeme getirmek gerekir. Biz bunu yapmazsak kimse bizden haberdar olmayacak ve kendi çaresizliğimizle kalmış olacağız. Onun için bu girişiminizi takdire şayan görüyorum. İnşallah bu çabanız neticesinde birileri sesinizi duyar ve o kardeşlerimiz bir an önce mağduriyetlerinden kurtulur. Bu ülkede Müslümanlar maalesef yıllar yılı kumpaslara kurban edildi. Savunma imkânları olmayışından dolayı hep unutuldu. Bu safhadan sonra bu tabuyu kırmamız gerekiyor. Sessiz kalma pozisyonunda değiliz.”

Mahkûm aileleri, son olarak Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Diyarbakır Şubesini ziyaret ettiler. Ailelerin mağduriyetlerini dinleyen dernek başkanı Abdurrahman Ergin, zulüm ve haksızlığın karşısında durmak gerektiğine değindi.

Ziyaretlerde konuşan mahkûm yakınları ise yıllardır yaşadıkları mağduriyetlerin giderilmesi gerektiğini vurguladılar.

“Evlatlarımıza hem anne hem baba olduk”

Eşi 15 yıldır cezaevinde bulunan Sema Yarar, çocuklarına hem anne hem de baba olduğunu belirterek, “Büyük haksızlıklar yaşadık. Maddi ve manevi yokluklar gördük. Biz evlatlarımıza hem anne hem baba olduk. Eşlerimizi sürgüne göndererek bizi de onlar gibi mahkûm ettiler. 15 Temmuz`da darbeye karşı olan bizlerdik. Bunu görmezden geliyorlar. Bize acı gelen şey bu aslında. Yeniden yargılama ve iade-i itibar istiyoruz. Ne yaparlarsa yapsınlar, bizden çaldıklarını geri veremeyecekler.” dedi.

Ağabeyi 14 yıldır haksız gerekçelerle cezaevinde tutulan Hüsen Sabaz ise “Paralel yapıya mensup hâkim ve savcıların kararları geçersizdir. Ergenekon ve Balyoz sanıklarının bir gecede serbest bırakılması sağlanıyorsa İslami hassasiyete sahip olan insanlar da yeniden yargılanmalıdır. Bu insanlar yeniden yargılandığında her şey ortaya çıkacaktır.” şeklinde konuştu. (M. Hüseyin Temel–İLKHA)