• DOLAR 32.386
  • EURO 35.122
  • ALTIN 2326.454
  • ...
"Bu zulüm daha nereye kadar devam edecek?"
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

90`lı yıllardaki İslami hizmetleri nedeniyle FETÖ/PDY`ye mensup polisler tarafından gözaltına alınan ve günlerce işkencelerden geçirilen ve yine aynı yapının hâkim ve savcıları tarafından cezaevlerine atılan mahkûmların aileleri, HÜDA PAR Ağrı İl Başkanlığını ziyaret ederek yaşadıkları mağduriyetlerini anlattı.

Eşi Yasin Demir`in 16 yıla yakın bir süredir hapiste olduğunu belirten Semiha Demir, eşine ve eşi üzerinden kendisine ve çocuklarına karşı reva görülen zulmün biran önce bitirilmesini istediklerini ve bunun için dua ettiklerini söyledi.

Semiha Hanım, “Yıllardır haksız yere, bir suçu olmadığı halde eşimi dört duvar arasına hapsetmişler. Çocuklarım baba hasretiyle büyüdü. FETO örgütünün zulmünün kurbanları olarak adaletin tecelli etmesini istiyoruz. 38 bin mahkûmun tahliye olacağı haberi bizleri ilkin çok umutlandırmış ve bizlere de bir umut kapısı aralamıştı. Daha sonra bu kararın eşimi kapsamadığını öğrendiğimizde büyük bir hayal kırıklığı yaşamıştık. Tahliye olanlar arasında gaspçısı, hırsızı, çapulcusu varken, tek suçu rabbinin rızasını kazanmak için camide İslami çalışmalar yapan eşim bundan faydalanamıyordu. Vicdan sahiplerine sesleniyorum! Bunun neresi adalet. Bu örgütün kara yüzünün açığa çıkmasına rağmen yetkililerin bu adaletsizliğe sessiz kalması, bizleri görmemesi daha büyük bir adaletsizlik ve vicdansızlık değil mi?” dedi.

“Bu zulüm daha nereye kadar devam edecek?”

Tüm gayretlerine rağmen seslerini bir türlü duyuramadıklarını dile getiren Semiha Hanım, “Sesimizin duyulması için bizler de başkalarının yaptığı gibi meclis önünde kendimizi mi yakalım? Bu zulüm daha nereye kadar devam edecek? Bizler adil bir yargılanma istiyoruz. Dosyaların yeniden açılmasını ve değerlendirilmesini istiyoruz.” ifadelerini kullandı.

“Kimseden bir af talebimiz yok”

Paralel Yapı mağdurlarından Şefika Özmen ise eşi Nihat Özmen`in tek derdinin inancı olduğunu ve bu uğurda toplumun ıslahına yönelik çalışmalardan başka da bir çabasının olmadığını söyledi.

Şefika Hanım, “Eşimin hiç bir suçu yok. Tutuklanmasının tek nedeni İslami kimliği ve Müslüman`ca bir hayat yaşama gayretidir. Kimseden bir af talebimiz yok. Bizim tek isteğimiz bize yapılan bu adaletsizliğin giderilmesi ve yıllardır haksız yere içeride tutulan eşlerimizin yeniden ve adil bir şekilde yargılanmasıdır. Yetkililerden herhangi bir tazminat da istemiyoruz. Gecikmiş bir adaletin yerine gelmesini istiyoruz.” diye konuştu.

“Hizmetleriyle paralel yapının hedefi haline geldiler”

Konu ile ilgili olarak konuşan HÜDA PAR Ağrı İl Başkanı Şaban Gökhan, gerek 28 Şubat sürecinin gerekse de 2000 yılı operasyonlarının bütünüyle bölgede yaşayan ve İslam`a hizmet etmekten başka gayeleri olmayan Müslümanları hedef aldığını söyledi.

Gökhan, “28 Şubat süreci Müslümanlar için tam bir zulüm dönemi idi. Bu süreçte dindar Müslümanlar çeşitli bahanelerle hedef yapıldı, gözaltına alındı, işkencelerden geçirildi, ihdas edilen suçlar ve kumpaslarla yıllar sürecek bir zulme mahkûm edildiler. Bu hizmetleriyle Paralel Yapının hedefi haline geldiler. HÜDA PAR olarak bu karanlık yapının iç yüzünü her daim dile getirdik ancak ne yazık ki sözlerimiz dikkate alınmadı. 15 Temmuz itibari ile Allah (cc) bu karanlık yapının iç yüzünü dosta ve düşmana gösterdi.” şeklinde konuştu.

İslami hizmetlerinden dolayı suçsuz yere hapse atılanların haklarının iade edilmesi için ellerinden gelen her türlü fedakârlığı yapmaktan kaçınmayacaklarını belirten Gökhan, “Her zaman mazlumun yanında olacağız ve zalimin zulmüne dur diyeceğiz.” dedi. (İLKHA)












 

Bu haberler de ilginizi çekebilir