• DOLAR 32.455
  • EURO 34.476
  • ALTIN 2489.017
  • ...
Norşin`in Alimlerinden Şeyh Muhammed Masum
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

M. Ali ERDOĞAN

1884 (Hicri 1302) yılında Bitlis’in ilim, irfan kurumlarıyla meşhur ilçesi Norşin’de dünyaya gelen Şeyh Muhammed Masum’un babası Molla Abdurrahim, âlim ve salih bir zattı. (Molla Abdurrahim aynı zamanda Hazret’in kardeşi, Seydayê Taği’nin oğludur.)

Molla Abdurrahim genç yaşında vefat ettiğinde, tek oğlu olan Şeyh Muhammed Masum iki yaşlarındaydı.

Şöyle anlatılır: Molla Abdurrahim vefat ettiğinde Hazret Norşin’de değildi. Norşin’e geldiğinde önce divana gider. Divanda Şeyh Fethullahê Verkanisî’yi görür. Şeyh Fethullah’ın kucağında yeğeni Şeyh Masum vardır. Şeyh Fethullah, Hazret’e: “İnşallah yüce Allah bu çocuğa uzun ve salih ömürler verir” der ve Hazret’e taziyede bulunur.

Daha sonra Şeyh Masum, amcası Muhammed Said Efendi tarafından büyütülmüştür.

İYİ BİR EĞİTİM ALDI

Şeyh Masum, Norşin gibi bir yerde yetiştiği için eğitim ve hoca noktasında herhangi bir sorun çekmemiştir. Çünkü ailesi içerinde birçok âlim vardı. Üstelik bu aile sufi geleneğine sahip bir aileydi. Dolayısıyla Şeyh Masum o zamanlar Hazret’in başında bulunduğu medrese ve dergâhta Hazret dâhil çeşitli hocalardan dersler alarak yetişti. İslami ilimlerde bölgedeki otoriter âlimlerden biri olarak Hazret hayattayken onun yanından bir an dahi ayrılmamıştır.

Norşin medreselerinde Tefsir, Hadis, Nahiv, Akaid, Siyer vs. İslami ilimlerden ziyade üzerinde en çok durulan ilim şüphesiz Fıkıh/Şeriat ilmiydi. Bunun nedeni ise, divan her gün onlarca problemi olan insanlarla doluyordu. Bölgede kan davalı olan aşiretler, aile içi hukuksuzluk yaşayanlar, ticari problemleri olanlar Norşin şeyhinin divan’ında problemlerini çözüyorlardı. Dolayısıyla bu problemleri çözüme kavuşturabilmek için ciddi bir şekilde Fıkıh ilmine vukufiyet gerekiyordu. Divandaki bu durumun tesirinden olmalıdır ki günümüze kadar Norşin, özellikle Şafii fıkhında söz sahibi ciddi âlimler yetiştirmiştir.

RUSLARA KARŞI BÜYÜK DİRENİŞ GÖSTERDİ

Şeyh Muhammed Masum, Birinci Cihan harbinde, Kürdistan’ın Ruslar tarafından işgali sırasında, amcaları Şeyh Diyauddin(Hazret), Ş. Muhammed Said, Ş. Muhammed Eşref ve medrese talebeleri ile birlikte savaşa iştirak ederler. Bu savaşa bölgedeki birçok âlim ve şeyh; talebe ve müridleriyle iştirak etmişlerdir.

Şeyh Muhammed Masum bu savaşta büyük kahramanlıklar göstermiş, milis yüzbaşılığa kadar yükselmiştir. Savaştan sonra Sultan Reşad tarafından kendisine Gümüş Muharebe Liyakat Madalyası bir berâtla birlikte gönderilmiştir.

Ayrıca bu savaşta Şeyh Masum’un iki amcası (Şeyh M. Said, Şeyh M. Eşref) şehid olmuş, diğer amcası Hazret ise kolunu kaybetmiştir.

SÜRGÜNE GÖNDERİLDİ

Şeyh Said kıyamı bastırılınca sürgüne gönderilen ağalar ve alimler arasında Şeyh Masum da vardı. Ayrıca o bölgeden Oxin şeyhi Şeyh Alauddin, Van müftüsü Şeyh Masum El-Arvasi ve Üstad Bediüzzaman da bu sürgünden nasiplerini almışlardı.

Şeyh Masum ilk olarak İzmir’de iki yıllık zorunlu ikamete tabi tutulur. Daha sonra Norşin’e döner. Norşin’de medrese müessesini sürdürmeye devam ettiği için Ankara yönetimi tarafından sürekli baskılara maruz kalır, jandarma tarafından rahatsız edilir.

1930 yılında Ağrı-Zilan olaylara vuku bulduğunda Şeyh Masum Efendi, amcasının oğlu Sultan Veled ve Oxin’li Şeyh Alauddin ile birlikte Gaziantep cezaevine gönderilir. Bir müddet cezaevinde kaldıktan sonra iki yıllık tekrar zorunlu ikamete tabi tutulur. Daha sonra Norşin’e geri döner. Tek parti döneminin tüm baskılarına rağmen medresesinde eğitim faaliyetlerini devam ettirir.

Şeyh Masum’un oğlu Şeyh Nureddin’le (şimdiki Norşin Şeyhi) Şeyh Masum ve diğer Norşin meşayihi hakkında konuşurken “bu bilinenler, bizim aileye yapılan zulümlerin en azıdır. Bunların dışında ailemizdeki meşayıhlar çok sıkıntı ve zulüm görmüşlerdir. Bunlar zamanla gün yüzüne çıkacaktır” demektedir.

1960’tan sonra Norşin divanhanesi düzenli bir işleyiş tarzına girmiştir.

BİRÇOK ÂLİM YETİŞTİRDİ

Şeyh Masum’un amcası Hazret’in vefatından sonra 1924 yılında amcasını oğlu Şeyh Fethullah ve oğlu Şeyh Cemaleddin vefat eder. Bu ardarda yaşanan vefatlarla Şeyh ailesi büyük bir sarsıntı yaşar, medrese ve diğer işlerin başına Şeyh Muhammed Masum geçer.

Şeyh Masum, eğitime çok önem vermiş, onun döneminde birçok alimin yolu Norşin’le kesişmiştir. Bu âlimler arasında Molla Muhyiddin-i Havili, Molla Sadreddin Yüksel, M. Mazhar Taşkesenlioğlu, Tillo’lu Molla Burhan ve Halil Günenç Hoca da vardır. Ayrıca o dönemde Norşin ve Oxin’li birçok alim bu medresede yetişmiştir.

Molla Sadreddin Yüksel, daha sonra yıllarca Şeyh Muhammed Masum’un medresesinde müderrislik yapmıştır. Şeyh Masum, aynı zamanda Molla Sadreddin Yüksel’in kayınpederi yani Şehit Metin Yüksel’in dedesidir.

Şeyh Nureddin de o zamanlar kendisinden bazı kitapların dersini almıştır.

Yine Şeyh Nureddin’in anlattığına göre o zamanlar çok ciddi bir şekilde yiyecek sıkıntısı vardı. Yemek yerken bir kaşığı talebelerden 6-7 kişi kullanıyordu. İşte bu şartlarda birçok âlim o medresede yetişmiştir.

NORŞİN ŞEYHLERİ

Normalde bölgedeki birçok şeyh ailesinin iyi bir mal varlığı vardır. Ama Norşin Şeyhleri imkânları olduğu halde hiçbir zaman zengin olmamışlardır. Menzil Dergâhı, Haznevi Dergahının menşei Norşin’dir. Üstad Bedizzaman Norşin’de yetişmiş, Risale-i Nur Mektebi’nin mayası da Norşin’e aittir. Tüm bu durumlar göz önünde bulundurulduğunda bu meşayıhın dünya ile aralarına bu derece mesafe koymaları takdire şayandır.

Norşin şeyhlerinin cesur ve misafirperver, yumuşak ve güzel ahlaklı olmaları takdir edilip, sevilmelerine neden olmuştur.

ISLAH ÇALIŞMALARINA  ÖNEM VERİRDİ

Şeyh Masum tabiat olarak çok mütevazı idi. Kimseden korkmaz, hiçbir hizmetten geri kalmazdı. İnsanlar onu bazen tarlada çalışırken, bazen koyunları güderken, bazen insanlara hizmet ederken, bazen de talebere ders verirken görürlerdi.

Şeyh Masum, bazı zamanlar çevredeki aşiret ağalarını toplar, köylülere zulüm etmemelerini, adaletli ve merhametli olmalarını söyler, gerekirse onları sert bir dille uyarırdı.

Şeyh Efendi, “Emri bil maruf Nehyi anil münker”e çok önem verirdi. Abdestten, namazdan, helal haramdan haberi olmayan birçok köy, Şeyh Masum’un ıslah çalışmalarıyla düzelmiştir.

VEFATI

87 yıl boyunca yaptığı ıslah, irşat ve tedrisat çalışmalarıyla bölge halkının gönlünde taht kuran şeyh Muhammed Masum Efendi’nin çileli ve uzun hayatı 17 Haziran 1971 tarihinde uzun yıllar muzdarip olduğu akciğer kanseri sebebiyle nihayete ermiş, naaşı dedesi Şeyh Abdurrahman-i Taği ve amcası Şeyh Diyauddin’in de mezarının bulunduğu Norşin mezarlığına defnedilmiştir. Allah rahmet etsin (Amin)

Şeyh Masum, Şeyh Said kıyamına katılmadığı halde sürgüne gönderilmiş, büyük eziyetler görmüştür. Kıyama katılamamalarının sebebi Oxin’li Şeyh Alauddin’in bir fetvası, düzenli bir iletişimin kurulamaması ve bu kıyamın da Bitlis’li Molla Selim kıyamı gibi başarısızlıkla sonuçlanması kanaatidir. Yoksa cesaretleriyle bilinen, cihan harbine tüm aile fertleri ve talebeleriyle katılıp şehid dahi veren Şeyh Masum öncülüğündeki Norşin şeyhlerinin, nefsi bir sebepten ötürü kıyama katılmamalarını düşünmek hiç de sağlıklı değildir.

Bu haberler de ilginizi çekebilir