• DOLAR 32.598
  • EURO 34.793
  • ALTIN 2497.777
  • ...
Yeni Eğitim Sistemi Yeni Mağduriyetler Oluşturmamalı
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Emrah Tel / Doğruhaber
Öngörülen eğitim sistemi ile “kesintisiz eğitim” dayatması kaldırılarak İmam Hatip orta kısımlarının önü açılıyor. Ancak zorunlu eğitimin 13 yıla çıkarılması durumunda, Kur’ân Kursları ve hafız yetiştirme yolları dolaylı olarak kapanıyor

Milli Eğitim Şurası, aldığı karar ile eğitim sisteminde yeni bir değişikliliğe giderek 8 yıllık kesintisiz eğitim zulmünü ortadan kaldırmayı planlıyor. Ancak, sivil toplum kuruluşları ve eğitimcilerin taleplerini karşılamayan kararlar yeni bir tartışma konusunu gündeme taşıdı.
 
Eğitimciler, eğitim sisteminin kesintili olmasını olumlu karşılarken 13 yıllık eğitimin zorunlu olmasının yeni sorunlar doğuracağını dile getirdi. Zorunlu eğitim sisteminin Kur’ân Kursları ve hafızlık müessesine büyük darbe vuracağını savunan eğitimci ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri “Sağlıklı ve adil bir eğitim sistemi için öncelikle başörtüsü yasağı sonlandırılmalı, eğitimde zorunluluk ibaresi kaldırılmalı ve hafız yetiştiren kurslara da normal okul statüsü tanınarak üniversite yolları açılmalı” görüşünde birleşiyorlar.

YASAK KALKMADIKÇA SORUNLAR BİTMEZ
Milli Eğitim Şurası kararlarının sorunların çözümü için çok yetersiz olduğunu dile getiren İkra Eğitim Der Genel Başkanı Av. Abdulgani Orhan, “Öngörülen eğitim sistemini, mazlum duruma getirilen Müslüman kesimin bir anlamda rahatlaması gibi gözükse de biraz sıkıntılı bir husus olarak görüyorum. Yani, İmam Hatip okullarının önünün açılacağını düşündüğümüz zaman muhafazakar kişilerin kızlarını okula göndermelerinin yolu açılacak şeklinde görünüyor.
 
Fakat malumdur ki Türkiye’de başörtüsü yasağı var. Bu yasak devam edecek gibi de görünüyor. Sistem, iktidara rağmen bu yasağı sürdürüyor, iktidar da, sistemle özdeşleşmiş ve başörtüsüyle alakalı farklı bir şey yapmıyor. Ancak iktidar bu eğitim sistemini, ‘Bana oy veren kitleyi de tatmin etmem lazım, gelen sesleri kısmam lazım’ anlamında bir bakıma psikolojik unsur olarak kullanıyor” dedi.

ÇÖZÜM DEĞİL, ÖTELEMEDİR
Sistemin 28 Şubat zorbalığı olan İmam Hatip engelini ortadan kalkması yönünden olumlu bulan Orhan, “Fakat sistemdeki başka bir sıkıntı ise, ahlaki yozlaşmanın önüne geçmek gibi endişelerin güdülmemesidir. Bu haliyle sorunu çözme değil öteleme durumu hakim. Yani yarın bir başkası geldiğinde yine eğitim sisteminin değişmesi kaçınılmaz olacak, o zaman daha çok sorun çıkacak.
 
İlköğretimde, ortaöğretimde ve kamuda örtü yasak olmaya devam edecek ve dindarlar düz liseler, Anadolu ve Fen liselerinde okuyamayacak ve birçok şeyden mahrum kalacaklar. Bu ciddi bir sıkıntı olarak yansıyacak. AKP’nin onlarca dönem iktidarda olacağı gibi bir durum yok, ‘Merak etmeyin biz burada kalacağız’ şeklinde yansıtıyorlar. Bu sorunu aşmak gerçekten de zor değil, yönetmelikte ‘başı açık’ geçiyorsa bakanlar kurulu kararıyla dahi bu ibareyi kaldırabilirler. Böylece yasak ortadan kalkacak. Bu yasağın kaldırılması bu kadar kolayken kaldırılmaması gerçekten düşündürücüdür” şeklinde konuştu.

“KUR’ÂN KURSLARINA GİDERSEN SENİ CEZALANDIRIRIM”
13 yıllık eğitim sisteminin zorunlu olmasının yeni sorunlar doğuracağını dile getiren Orhan, “Eğitimin zorunlu olması durumuna gelince, uygulanacak olan bu sistemde Kur’ân Kursları ve hafızlık kurumlarının da önü tamamen tıkanıyor. Sistem, ‘Kur’ân Kursları veya hafızlık eğitimine gidersen seni cezalandırırım’ diyor.
 
Alt yapısı eksik. Sistem, art niyetlilerin elinde olan kozları almayacak şekilde hazırlanmış. Faydaları çok ama dini inanç geri plana atıldığı için sıkıntılı. Örneğin çocuğunun hafız olmasını isteyen birinin çocuğunun19 yaşından sonra hafızlığa başlaması ve hafız olması çok zor. Öngörülen zorunlu eğitim sistemiyle ‘Kur’ân okuyamazsın, hafız olamazsın, camiye dahi gidemezsin, sen Milli Eğitime geleceksin’ denilmek isteniyor. Bu sorunların alternatifleri düşünülmemiş. Yani dini boyutu yoksun bırakılmış.
 
Bu açıdan çok sıkıntılı. Tabi bu sistemi tasarlarken cinsiyet ve inanç farklılıkları gözardı ediliyor. Getirilen sistemler ithal olduğu için de bir türlü başarı sağlanamıyor. Ayrıca bu başka ülkelerin vazgeçtikleri sistemdir. Gelişmiş ülkelerde karma eğitim terk edilmeye doğru giderken bizimkilerin getirdiği sistemler genellikle az gelişmiş ya da gelişmemiş ülkelerin uyguladığı sistemler oluyor” ifadelerini kullandı.

BU SİSTEM HAFIZLIK MÜESSESESİNE VURULAN DARBEDİR
Kur’ân Kursu talebelerine normal okul statüsü verilmedikçe değişimin hiçbir anlam ifade etmeyeceğini dile getiren Evrensel Hafızlar Derneği (EHAD) Genel Başkanı Abdulkadir Sağlam, “4+4+4 sistemi kesintili yapılıp kademe aralarında okul değiştirme olanağı sağlanır ve en önemlisi Kur’ân Kurslarına da statü verilirse uygulama güzel olur. Yani burada belirtmek istediğim, Kur’ân Kurslarına gitmeyi tercih eden öğrenci için bu kurslarda matematik, edebiyat gibi temel derslerin de olmasına olanak sağlanmalı ve akabinde de üniversiteye girebilmeli.
 
Aksi durumda bu sistem hafızlık müessesinin yok olması anlamına gelir ki bunu sekiz yıllık kesintisiz eğitimle önemli oranda başardılar. Bunlar için alternatif olarak ‘açık lise’ dediler. İşin o kısmı da hikaye oldu. Kişi dışarıdan okumak istiyor ama öğretmen bulamıyor ya da haftada bir iki saat ancak ders alabiliyor.
 
Belki diploma alabiliyor ama temel derslerden de geri kalıyor. Açık lise bittikten sonra yine statü alamayan Kur’ân Kursu talebesi bu sefer dershane kapılarını aşındırıyor. Birkaç yıl dershane kapısında sürünüyor bu arada yaşı da oldukça ilerlemiş oluyor. Maddi olarak da oldukça sıkıntı yaşıyorlar.
 
Dershanelerimiz de talebelere ‘siz hafızsınız bizim adımıza da görev yaptınız, bir farzı üzerimizden kaldırdınız’ deyip kucak açmıyorlar ki, ‘yeter ki para gelsin’ diyorlar. Dershaneyi geçiyor, üniversitede sorun yaşıyor. Bu anlamda sekiz yıllıktan önce de sorun vardı, ama sekiz yıllık kesintisiz eğitim bir darbe oldu, şimdiki sistem de başka bir darbe olacak” dedi.

KUR’ÂN KURSU ÖĞRENCİLERİNİN ÜNİVERSİTE YOLU AÇILMALI
19 yaşından sonra hafız olmanın çok zor olduğunu dile getiren Sağlam “Böyle bir sistemde okul öncesi de hafızlık yapma imkânı olmayacak. Oldu ki kişi okul öncesi hafızlık eğitimi aldı ve hafızlık yaptı, sonra ne olacak 13 yıl boyunca hafızlıktan uzak kalacak ve unutacak o halde okul öncesinde hafız olmasına ne gerek olacak ki... Dolayısıyla hafızlık müessesesi tamamen kalkmış olacak. Bu durumda olması gereken, kişinin 4 yıllık temel eğitimden sonra istediği okula gitmesi ve isteyenin Kur’ân Kurslarına da gidebilmesidir.
 
Bu şekilde Milli Eğitime bağlı öğretmenler bu öğrencilere temel dersleri verecek ve bu öğrencilere de normal diploma verilerek üniversite yolları açılacak. Ancak böyle bir sistem uygulanırsa sağlıklı ve talepleri karşılayan bir sistem olmuş olur. Bu güne kadar Milli Eğitime tanınan hakların hiçbiri Kur’ân Kurslarına tanınmadı. Bu haklar tanındığı takdirde sorun da kalmayacak” dedi

FITRATA UYGUN BİR EĞİTİM SİSTEMİ YOK
Şura kararında alınan zorunlu eğitim sistemindeki belirsizliklere dikkat çeken Şuurlu Öğretmenler Derneği (ÖĞDER) İstanbul Eski Şube Başkanı Hami Aydoğan, “Görünümde bizim de sunduğumuz tekliflere uygun görünüyor. Ama uygulama nasıl olur onu bilemiyorum. Her kademe sonrası diploma verilir ve okul değiştirme taleplerini karşılarlarsa güzel olur.
 
Türkiye’nin genel şartları nazara alınacak olursa, fıtrata uygun bir eğitim sistemi maalesef yok. Bizim inançlarımıza, yaşantımıza, örfümüze uygun bir eğitim yok. 19 yaşına kadar eğitimin zorunlu olması da ayrı bir külfet. Bu sistem öğrencilerin dışarıda çalışmalarına da mani olacak. Ara eleman tartışmaları sürekli gündemde. Okullar, ‘ara eleman ihtiyacını karşılayacağız’ diyor, ama maalesef okullar da yetiştiremiyor.
 
Okula gidip mürekkep yalayan da ara eleman olmak istemiyor. Dolayısıyla bu manada da sıkıntı devam edecek. Zorunlu olarak öngörülen sistem çok uzun bir dönem. Ama genel anlamda bir belirsizlik var. Bu durumu biraz da ‘One minute’ çıkışına benzetiyorum. ‘One minute’ diyorlar, öte yandan İsrail ile her türlü diyaloglarımız, ticaretimiz devam ediyor. Şimdi yine ağzımıza bal çalıyorlar. 1+4+4+4 deniliyor, bu anlamda İmam Hatipler de açılır diye düşünüyoruz ama uygulama nasıl olur onu tam bilmiyoruz” ifadelerini kullandı.

HAFIZLIK MÜESSESESİ ZARAR GÖRECEK
Milli Eğitim Şurası, aldığı karar ile eğitim sisteminde yeni bir değişikliğe giderek 8 yıllık kesintisiz eğitim zulmünü ortadan kaldırmayı planlıyor. Ancak, sivil toplum kuruluşları ve eğitimcilerin taleplerini karşılamayan bu kararlar yeni tartışmalara yol açtı. Eğitimciler, eğitim sisteminin kesintili olmasını olumlu karşılarken, 13 yıllık eğitimin zorunlu olmasının yeni sorunlar doğuracağını dile getirdi.
 
Zorunlu eğitim sisteminin Kur’ân Kursları ve Hafızlık müessesine büyük darbe vuracağını savunan eğitimci ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri “Sağlıklı ve adil bir eğitim sistemi için öncelikle başörtüsü yasağı sonlandırılmalı, eğitimde zorunluluk ibaresi kaldırılmalı ve hafız yetiştiren kurslara da normal okul statüsü tanınarak üniversite yolları açılmalı” görüşünde birleşti.
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir