• DOLAR 32.517
  • EURO 34.968
  • ALTIN 2433.248
  • ...
`6-7 Ekim katliamının azmettiricileri gizli bir el tarafından korunuyor`
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Bundan yaklaşık 2 yıl önce 6-7 Ekim 2014`te PKK/HDP`liler eliyle gerçekleşen katliamda kurban eti dağıtan gençler hedef alınmış ve Yasin Börü, Hüseyin Dakak, Hasan Gökgöz ile Riyat Güneş şehid edilmişti.

Yaşanan katliam sonrası kamuoyunda olayların azmettiricileri olarak değerlendirilen HDP`li yöneticiler Selahattin Demirtaş, Gülten Kışanak ve Zübeyde Zümrüt hakkında şikâyetçi olduklarını belirten mağdurlar, aradan geçen uzun zamana rağmen hâlâ bir soruşturmanın başlatılmadığını söyleyerek tepkilerini dile getirdiler.

6-7 Ekim saldırılarında katledilen Yasin Börü, Ahmet Hüseyin Dakak, Hasan Gökgöz ve Riyat Güneş'in yakınları ile saldırılarda yaralananlar o gün polise verdikleri ifadelerde; HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, HDP Diyarbakır eski il Başkanı Zübeyde Zümrüt ve Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak hakkında şikâyetçi oldular.

“Oğlumun ölümüne sebep olan bu şahıslardan şikâyetçiyim”

İhtiyaç sahibi ailelere kurban eti dağıtılırken PKK/HDP'liler tarafından vahşice katledilen Yasin Börü'nün babası Fikri Börü, ifadesinde şunları dile getirmişti: “Yasin benim birinci çocuğumdur. Kendisi Gaffar Okan Anadolu Anadolu Lisesi 3'üncü sınıf öğrencisiydi. Olay günü sabah evde 'Ben kurban eti dağıtmaya gideceğim' diyerek evden çıktı. Akşamüzeri olaylar çıktı. Ben de telefonla oğlumu aradım ama bir türlü ulaşamadım. İlk önce olaylar vardır bir yerde kalıyordur diye telaşlanmadım. Ertesi gün haber gelmeyince oğlumu aramaya başladık ama bir türlü ulaşamadık. Emniyet ve hastanelere de baktım. Sonra Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi morguna gittim. Orada bulunanlar bana bir gencin olduğunu söyleyip, bakmamı istediler. Ben teşhis için morga gittiğimde çocuğumun yüzü tanınmaz halde idi. Ben çocuğumu üzerindeki elbiseden ve sol ayağında bulunan bir ben vardı, oradan tanıdım. Benim oğlum Yasin Börü'nün ölmesine sebep olan şahısları tanımıyorum. Saldırıyı yapan örgüt taraftarı şahıslardır. Bu olayları bu dereceye getiren basın yayın, medya kuruluşları aracılığı ile açıklama yaparak insanları ayaklandıran Selahattin Demirtaş, Zübeyde Zümrüt, Gültan Kışanak ve tanımadığımız insanlardır. Benim oğlumun ölümüne sebep olan bu şahıslardan şikâyetçiyim."

Yasin Börü ile beraber katledilen Ahmet Hüseyin Dakak'ın babası Öztekin Dakak'ın da benzeri ifadeler kullandığı polis tutanağında, “Ahmet Hüseyin Dakak benim 3'üncü çocuğumdur. Olay günü oğlum arkadaşları ile beraber fakir ailelere kurban eti dağıtıyormuş. Oğlum kurban eti dağıttığı Bağlar ilçesi Cengizler Caddesi üzerinde olaylar başlamış ve ellerinde kurban eti olan oğlum ve arkadaşlarını örgüt taraftarları hedef alarak öldürüyorlar. Benim oğlumun ölümüne sebep olan bu şahıslara çağrılar yaparak insanları sokağa dökerek olaylara sebep olan ve azmettiren insanlar; Selahattin Demirtaş, Zübeyde Zümrüt, Gültan Kışanak'tır. Ben bu şahıslardan ve çocuğumu öldüren şahıslardan davacı ve şikâyetçiyim." dediği görülüyor.

Katliamın ardından polise şikâyette bulunan diğer mağdurlardan Hasan Gökgöz'ün abisi Hüseyin Gökgöz, Riyat Güneş'in kardeşi Nihat Güneş ile saldırılarda yaralı kurtulan Yusuf Er'in babası Şahabettin Er de yine Selahattin Demirtaş, Zübeyde Zümrüt ve Gültan Kışanak hakkında şikâyetçi oluyor.

“6-7 Ekim katliamının azmettiricileri gizli bir el tarafından korunuyor”

Saldırılarda şehid olan Hasan Gökgöz`ün babası Mehmet Gökgöz, şikâyetçi olmalarına rağmen HDP`li yöneticiler hakkında soruşturma başlatılmamasına bir anlam veremediğini belirterek şunları söyledi: “Çocuklarımızın katledilmesine neden olanlar ellerini kollarını sallayarak dolaşıyor. Saldırılardan sonra Selahattin Demirtaş, Zübeyde Zümrüt ve Gültan Kışanak hakkında şikâyette bulunduk. Şikâyetçi olmamıza rağmen Demirtaş hakkında yaklaşık 2 yıldır bir işlem yapılmadı. Tabi diğerleri hakkında da öyle. Şikâyetlerimiz üzerine savcılar neden soruşturma başlatmadı anlamış değiliz. Sanki bir şeyler saklanmaya çalışılıyor. 6-7 Ekim katliamının azmettiricileri gizli bir el tarafından korunuyor. Buna başka bir anlam veremiyoruz.”  

Saldırılarda mağdur olan yaklaşık 20 kişinin, HDP`li yöneticiler hakkında şikâyette bulunmalarına rağmen aradan geçen yaklaşık 2 yıla rağmen herhangi bir savcının soruşturma açmaması ise kamuoyunun zihnine “neden” sorusunu getiriyor.

Yasin Börü Davası olarak bilinen, toplumun 6-7 Ekim Katliamı Davası diye de nitelendirdiği davanın avukatlarından Abdulgani Orhan ise konuyla ilgili yaptığı açıklamada, bugüne kadar yapılan şikâyetlerin hepsinin ilginç bir şekilde sümen altı edildiğine dikkat çekti.

“Cumhurbaşkanı ve Başbakan dahi defalarca Demirtaş`ın insanları sokağa çağırdığını söylemesine rağmen hiçbir savcı fezleke hazırlamadı”

Orhan, “Yasin Börü ve diğer şehitlerin aileleri şikâyetçi oldu. Ayrıca birçok yaralı kişi de şikâyette bulundu. Bunlar emniyete gidip azmettiricilerden şikâyetçi olmalarına rağmen hiç bir şey yapılmadı. Bunlara karşı soruşturma numarası verilip şikâyet göz önüne alınması gerekirken ‘Bize güvenin merak etmeyin` dediler. Ama dosyayı hazırlayıp, güvenlik gerekçesiyle Adalet Bakanlığına gönderdiler. O zamandan beridir herkesi kandırdılar. Defalarca söylememize rağmen bir şey yapılmadı. Cumhurbaşkanı ile Başbakan ve Bakanlar dahi defalarca Demirtaş`ın insanları sokağa çağırdığını söylemesine rağmen, hiçbir savcı fezleke hazırlamadı.” dedi.

“Şikâyet olunanlar içerisinde dokunulmazlık zırhı olmayanlar da vardı”

Dokunulmazlık zırhı soruşturmayı engelleyebilir mi sorusuna Av. Abdulgani Orhan, “Hayır! Savcılık fezlekesini hazırlar. İçişleri Bakanının izniyle meclise gönderir. Meclis isterse soruşturma açılır. Bu konuda şikâyetler olmasına rağmen sümen altı edildi. 6-7 Ekim ile ilgili bugüne kadar Meclise herhangi bir fezleke gönderilmedi. Kaldı ki şikâyet olunanlar içerisinde dokunulmazlık zırhı olmayanlar da vardı. Ama yine de bir şey yapılmadı.” diye cevap verdi.

“6-7 Ekim`in azmettiricisi ya da sorumlusu düzeyinde tek milletvekilinin fezlekesi yoktur”

Dokunulmazlıklarla ilgili son süreci de değerlendiren Orhan, açıklamasının devamında şunları ifade etti: “Mecliste dokunulmazlıklar kaldırılmadı. Mecliste fezlekesi bulunan vekillere soruşturma izni veridi. Meclise giden fezlekeler üzerinden işlemler yapılabilir. 6-7 Ekim`in azmettiricisi ya da sorumlusu düzeyinde tek milletvekilinin fezlekesi yoktur. Sadece Diyarbakır ve Ankara`da iki soruşturma var. Anayasaya karşı işlenen suçlar ile ilgili halkı kin ve nefrete yöneltme ile ilgili dosya var. Eğer bundan bir sonuç çıkarsa ve birleştirme kararı da çıkarsa o zaman Meclise gönderilebilir. Hükümet de bilerek bunları dosyaya eklemedi. Ayrıca HDP ve DBP yöneticileri hakkında dokunulmazlıklar da kaldırılmış değil.”

“Savcılar isteseler yine de dava açabilirler ama nedense kimse bu konuda soruşturma açmıyor”

HDP`li yöneticiler hakkında azmettirici olduklarına dair yapılan şikâyetlerin de dava dosyasına eklenmesini talep ettiklerini belirten Orhan, sözlerine şöyle devam etti: “Biz avukatlar ilk duruşmada bunu dile getirdik. Fakat bu taleplerimiz red edildi. Onlar da bizim elimize herhangi bir dosya gelmemiş diyorlar. Sadece tutuklu ve tutuksuz sanıklar hakkında karar vereceklerini söylüyorlar. İlk duruşmadan beridir bunu reddediyorlar. Mahkeme heyeti bu konuda haklıdır. Eğer savcılar herhangi bir iddianame hazırlamazsa mahkeme de bir şey yapamaz. Mahkeme önüne gelen dosyaya tek bakar. Savcılar da gizlilik kararı var. Bize güvenin diyerek olayı kapatmaya çalışıyorlar. Hemen iddianame hazırlanarak Adalet Bakanlığına gönderildi. Bakanlık ta güvenlik gerekçesi verdi. Bizim de mahkemeden başka gidecek bir yerimiz kalmadı. Kimse bu konuda işlem yapmıyor. Bizim müvekkillerimiz ile beraber yaptığımız suç duyurularımız var. Şu an geç bile olsa savcılar isteseler yine de dava açabilirler. Ama nedense kimse bu konuda soruşturma açmıyor.”

Her yeri Kobani`ye çevirin mesajları verilmişti

Hatırlanacağı üzere yaşanan katliamdan önce HDP Genel Merkezinden yapılan açıklamada kendi taraftarlarına her yeri Kobani`ye çevirin mesajları verilmişti. Ardından Demirtaş ve kimi HDP yöneticileri de benzer yönde açıklamalar yapmışlardı.

Zübeyde Zümrüt İslami kurumları hedef göstermişti

6-7 Ekim'de Diyarbakır'da yaşanan vahşetin sorumlularından biri olarak gösterilen BDP il Başkanı Zübeyde Zümrüt, Bağlar Koşuyolu Parkı`nda, sokağa çağırdığı yandaşlarına hitaben yaptığı konuşmada, "Sadece Diyarbakır'da 400'e yakın dernek üzerinden IŞİD çetelerine destek verildiğini biliyoruz." diyerek tüm İslami dernekleri saldırıların hedefi göstermişti.

Saldırıların başladığı gün ise Diyarbakır`da yayın yapan bir radyoda konuşan Zümrüt, İslami kurumları hedef göstermeye devam etmişti.

Zümrüt, daha önce de 2012 yılı Nisan ayında Dicle Üniversitesi`nde düzenlemek istenen Kutlu Doğum Programından önce de benzeri açıklamalarla bulunmuş ve ardından kendilerine öğrenci süsü vermiş PKK`liler üniversite de dindar öğrencilere saldırarak onları bıçakla yaralamıştı. 

Diyarbakır'da 6-7 Ekim 2014'te PKK/HDP'liler tarafından Yasin Börü, Hüseyin Dakak, Riyad Güneş ve Hasan Gökgöz'ün canavarca hisle katledilmelerine ilişkin 17'si tutuklu 34 sanığın yargılandığı davanın 6'ıncı duruşması 6 Haziran Pazartesi günü (yarın) Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek.  (Aydın Vural - İLKHA)
















 

Bu haberler de ilginizi çekebilir