Hüseyin Kaya - Doğruhaber

İngiltere 23 Haziran`da Avrupa Birliğinde kalmayı oylayacak.

Birlikten ayrılmayı isteyenler “Vote Leave” (Ayrılığa Oy Ver) adında bir blok oluşturmuşlar.

Vote Leave bloğu, kampanyasını Türkiye`nin AB`ye katılmasının tehlikeleri üzerine kuruyor.

Blok, “Türkiye`nin yakında AB`ye üye olmasıyla, Türkiye vatandaşlarının ulusal güvenliğe tehdit oluşturacağını” öne sürüyor.

Türkiye`deki nüfus artışının ve suç oranının Avrupa`yı tehdit edeceğini iddia ediyorlar. O yüzden de “Türkiye, AB`ye girmeden biz çıkalım” diyorlar.

İngiltere Başbakanı David Cameron, bu kaygıları yersiz buldu ve her şeyi açık açık söyledi:

“Mevcut hızıyla Türkiye`nin üyeliği 3000 yılını bulur. Bunun gerçekleşmesi ihtimali bile onlarca yıl alacak ve o zamanda bile hayır diyebilecek durumda olacağız. İngiltere ve diğer AB ülkelerinin herhangi bir ülkenin üyeliğini veto hakkı var. Ancak onlar, Türkiye`nin üyeliğini engelleyemeyeceğimiz için AB`den çıkma yönünde oy kullanılmasını istiyorlar. Bu doğru değil.”

Yani…

Türkiye ne yaparsa yapsın Avrupa Birliğine giremeyecek.

İngiltere karşı, Fransa karşı, Almanya karşı, Yunanistan karşı…

Bazen karşıda konumlanma konusunda birbirlerine sıra verenler bile var.

Peki, mevcut hükümet bunu bilmiyor mu?

Elbette biliyor.

Mesele “yedek politikalar”da gizli.

Avrupa Birliği, yedekte tuttukları “Tam üyelik müzakereleri” ile bir şeyler yapmak isterken, hükümet de “Tam üyelik süreci” diyerek yapısal ve siyasi düzenlemeler yapıyor, yeni politik yollar depoluyor.