• DOLAR 32.365
  • EURO 35.043
  • ALTIN 2325.366
  • ...
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu ve beraberindeki HÜDA PAR heyeti Diyarbakır merkezli İnsan Hakları Cemiyeti`nin açılış programına katıldı.

Programda bir konuşma yapan Yapıcıoğlu, böyle bir STK`nın kuruluşunun değerli bir çaba olduğunu belirterek kurucuları tebrik etti.

Dünya üzerinden kanın oluk oluk aktığı bir dönemi yaşadıklarını belirten Yapıcıoğlu, en temel hak olan yaşam hakkının pervasızca ihlal edildiğinin altını çizdi.

“İslami hükümlerle çelişmeyen uluslararası normları ve hukuku esas alma maddesi beni ziyadesiyle sevindirdi”

İnsan haklarının ihlali konusunun saatlerce hatta günlerce tartışmanın mümkün olduğunu belirten Yapıcıoğlu, bu alanda faaliyetlerde bulunacak olan yeni bir kurumun kurulmuş olmasının sevindirici bir gelişme olduğunu sözlerine ekledi.

Yapıcıoğlu, “Bu davetiyeyi aldığımda ben bu alanda çalışma yapan kurumlara bir yenisinin de eklenmiş olmasına sevindim. Ama buraya geldiğimde, tanıtım broşürünü gördüğümde ve bu cemiyetin başkanı Mehmet Karadağ kardeşimi dinlediğimde sevincim daha da arttı. Sevincimi arttıran sebeplerin başında da şu geliyor: Faaliyetlerinde İslami hükümleri ve İslami hükümlerle çelişmeyen uluslararası normları ve hukuku esas alma maddesi beni ziyadesiyle sevindirdi. Neden? Az önce de temas edildi gibi; Üstad Bediüzzaman Said Nursi`nin de tabiriyle maalesef  ‘Adalet külahını zulmün başına geçirmiş; hıyanet libasını hamiyet ucuz giymiş`.” ifadelerini kullandı.

“Hakkı ayakta tutan adil şahitler olmak”

İnsan hakları, hak, hukuk gibi kavramların arkasına saklanılarak, bu kavramların araçsallaştırıldığını ve bu şekilde insanlıktan çıkma olgusunun teşvik edildiğini belirten Yapıcıoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

“İnsan hakları kavramı belki bugün zulmün ve sömürünün en kullanışlı araçlarından biri haline dönüştürülmüştür. Programın açılışında çok güzel kıraatiyle hocamın okuduğu ve gerçekten kalplerimizi cilalayan ayetlerde de dikkat çekildiği gibi ki bunlar aslında çok şiddetli uyarılardı, ‘Hakkı ayakta tutan adil şahitler olmak` ve sonunda da ‘Allah her yaptığınızdan haberdardır` yani sadece ne yaptığınızı şeklen görmek anlamında değildir. Aynı zamanda ne yaptığınızı ve niçin yaptığınızı da bilir, hakkıyla haberdardır ve ondan nasıl çekinmeniz, nasıl sakınmanız gerekiyorsa öyle sakının. Hakkıyla korkun. Bu anlamda, İslami ölçüler içerisinde insan haklarına riayet etmek kast ediliyor.”

“Mazlumun kimliğine bakmadan zulmü yapan her kimse karşı çıkmalıyız”

İslam`ın, insanlığın bugün içerisinde bulunduğu buhrandan kurtuluşunun reçetesi ve yegâne çaresi olduğunu belirten Yapıcıoğlu, “Müslümanın asla ve asla bu gibi kavramları araçsallaştırmayacağı, insana gerçekten insan olduğu için değer vereceği ve hakkı Allah için ayakta tutan adil şahitlerin Müslümanlar olacağını göstermek gibi ağır bir sorumluluğunuz var. Yükünüz ağırdır ve bu çok ciddi bir ihtiyaçtır. Gerçekten Müslümanlığı sadece şekli bir şey veya bazı ritüellerden ibaret olmadığını göstermek, Allah`ın insanlara adaleti emrettiğini hiçbir zaman akıldan çıkarmamak gibi bir sorumluluğumuz var. Bunun yanında, mazlumun kimliğine bakmadan, zulmü yapan her kimse o zulme karşı çıkmak, zalimin zulmünü engellemek; Peygamber (sav)`in bize emrettiği gibi ‘zalim kardeşinize onun zulmüne engel olmak suretiyle yardımcı olmak` gibi sorumluluğumuz da  var. Çünkü zulüm çok büyük bir cürümdür. Zulmü engelleme adına bu alanda adım atmakla büyük bir sorumluluğu da omuzlarınıza almış oldunuz. Rabbim yardımcınız olsun, güç kuvvet versin.” dedi.

“İnsan hakkı insanlıktan çıkma hakkını da içine almaz”

HÜDA PAR olarak insan haklarını araçsallaştıranlar ile insanî duyguları ve değerleri önceleyen insan haklarını savunucuları arasında arasında bir fark gördüklerini ve ikisini aynı kefeye koymadıklarını belirten Yapıcıoğlu, bu bağlamda her tarafa eşit mesafede olmadıklarını söyledi.

Yapıcıoğlu, “Biz parti olarak her kuruma eşit mesafede değiliz. Elbette samimi olarak bu çabalar içerisinde olan insanları kendimize daha yakın görürüz ve katkı anlamında elimizden ne gelirse inşallah onu da yaparız. İnsan hakkı, insanlıktan çıkma hakkını da içine almaz. Sinevizyonda da gösterildiği gibi kadınlar ve çocuklar, dezavantajlı gruplar oldukları için, biraz daha zayıf oldukları için belki daha fazla eziliyorlar. Fakat bunların da araçsallaştırılarak, çocuk hakları diyerek çocuğu aileden; kadın hakları diyerek kadını aileden koparma çalışmaları bir insan hakkı savunuculuğu değil, aslında çok bilinçli, çok programlı bir şekilde yürütülen bir programın ürünüdür.” şeklinde konuştu.

Yapıcıoğlu son olarak, insan hakları bağlamında yapılan bu çalışmaları takdir ve tebrik ettiğini belirterek, “Çalışmalarınız da başarılar diliyorum ve bu çalışmaların inşallah hem toplumumuz için hem mazlum coğrafyamız için hayırlar getireceğine inanıyorum.” ifadelerini kullandı. (Yunus Sırat, M. Sıddık Bilge- İLKHA)

 












 

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir