• DOLAR 34.694
  • EURO 36.654
  • ALTIN 2962.293
  • ...
Suriye`de Ölü Sayısı: 250… 500… 1000?!.
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Ahmet Yıldırım / doğruhaber

Suriye’de yaşanan sıkıntılar kamuoyunun malumu. Dikta rejimine karşı halkın meşru talepleri elbette önemli. Ancak halkın meşru taleplerine verilen desteğin, bölge içi-dışı güçlerce bir dizayn ve manipülasyon aracına dönüştürüldüğü konusunda da kuşku yok.

Aylardır yapılan haberlerin can alıcı özelliği, günlük olarak otomatiğe bağlanan rutin ölü sayıları oluyor. Kaynak olarak da bölge içi-dışı güçlerin tetikçiliğine adanan Katar menşeli El Cezire, El Arabiyye ya da batılı kimi ajanslar. Toplu ölü sayısını hergün revize eden BM teşkilatının verileri ise adeta kapışılıyor.

Olabilecek her meselede skandal kararların merkezine dönüşen BM teşkilatı, nedense Suriye konusunda kıymete binmiş görünüyor. Özellikle İslami kesimlerin yerden yere vurduğu, miadını dolduran “Cemiyet-i Akvam”la eş değer tutukları tetikçi kurum olarak BM verilerinin Suriye meselesinde kapış kapış gitmesi oldukça düşündürücü.
Manipülasyonun en etkin aracı olarak kullanılmaya başlanan “Sosyal medya” kaynaklı meçhul mesaj ve garip görüntüler ise işin cabası…

Suriye’de bir şeylerin ters gittiği, dozajı tam kestirilemese de bir çatışma ortamının olduğu aşikar. Ancak gerek yapılan haberlerin niteliği, gerekse çokça itibar edilen BM’nin ölü sayısıyla ilgili “mukaddes” verileri, ülkenin, özellikle de bazı şehirlerinin tamamen yakılıp yıkılmasını gerektirecek bir potansiyel barındırmaktadır. Özellikle Dera, İdlib ve Humus’un hayalet şehirler olması gerekirdi.

Ancak Arap Birliği temsilcilerinin ülkeye giriş yapmasıyla beraber başta Humus kenti olmak üzere belli “çatışma bölgeleri”ne yaptıkları inceleme gezileriyle ilgili haberler, bir şeylerin ters gittiğini, daha doğrusu manipülasyon amaçlı insanların duygularının istismar edildiği izlenimini uyandırmaktadır.

Hatırlanırsa temsilcilerin kabulünden önce günlük ölü sayısı 20 – 25 şeklinde otomatiğe bağlanmışken temsilcilerin gelişinin kabul edildiği gün ne hikmetse Humus’ta ölü sayısı 250 olarak revize edildi. Ancak Arap Birliği temsilcilerinin Humus kentinde yaptıkları incelemeler sonrası heyetin temsilcisi sıfatıyla Sudan’lı Muhammed ed-Dabi’nin yaptığı açıklamalar, ortada garip bir durumun olduğunu ele vermesi açısından önemliydi.

Ed-Dabi, bazı bölgelerde durum pek iyi görünmese de Humus kentinde korkunç bir meseleyle karşılaşılmadığı açıklamasını yaparak, işbirliğinden dolayı Suriye yöneticilerine teşekkür ediyordu.Haber bültenleri, Suriye yetkililerinin temsilcileri yönlendirdiği açıklamasıyla duruma “açıklık” getirme telaşını sürdüredursun, özellikle aylardır devam eden Humus merkezli haberlerin yapılış biçimine göre kentte bariz bir savaş halinin hakim olması, cesetlerin üst üste yığılı olması, her evde bir yas halinin olması gerekirdi. Bunca haber ve artırmaya çıkarılan ölü sayısından sonra velev ki Suriye yönetimi temsilcileri yönlendirmiş olsa bile savaş ve yıkımın hakim olduğu bir şehirde “korkunç” görüntülerin olmadığının temsilcilerce açıklanması izaha muhtaç değil midir?

Kimi muhalif unsurların silahlı faaliyet yürüttükleri bir yerde belli bir çatışma ortamının oluşması kaçınılmazdır. Ancak Suriyeli farklı muhalif grupların bile üzerinde anlaşamadığı bir meselede Suriye dışında kalan çok farklı kesimlerin özellikle BM verileri çerçevesinde ittifak sağlamış olması, manipülasyon araçlarına kurban gitmek değilse eğer, ne olabilir ki?
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir