• DOLAR 32.553
  • EURO 35.494
  • ALTIN 2330.477
  • ...
Başbakan Davutoğlu`ndan açıklamalar
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Haliç Kongre Merkezi'nde AK Parti Sürekli Eğitim Merkezinin (AKSEM) ilk dersini verdi.

Başbakan Davutoğlu'nun konuşmasından satırbaşları şöyle;

Bu projeyi hayata geçirmek için gayret sarfeden ilk teşkilatımıza teşekkürü borç biliyorum. Bu yeni projemizin bütün siyasi teşkilatlarımıza ve diğer siyasi partilere örnek olur diye ümit ediyorum. AK Parti ilklerin, hamlelerin adıdır. AK Parti İstanbul İl Teşkilatımızda bu hamlelerin odak noktasıdır. Bugündü dersimiz AK Parti'nin siyasi özü, muhtevası ve uygulaması şeklinde olacaktır. AK Parti herhangi bir siyasi konjonktürde ve belli bir zamana hapsedilebilecek bir hareketin adı dedildir. Tarihten geleceğe kutlu bir yürüyüşün adıdır.

HORASAN'DAN ÇIKIP ANADOLU'DA KÖKLÜ GELENEĞİMİZİ KURDUK

Bu coğrafyanın tarihini şekillendiren Horasan'dan yola çıkıp Anadolu'da köklü siyasi geleneğimizi kuran ve oradan da Rumeli'ye geçip evlad-ı fatihanla yeni bir medeniyetin temelini atan bir çizginin ürünüdür bu hareket. Biz köksüz, nevzuhur değiliz. Kökü tarihin derinliğinden gelen kutlu yürüyüşün bugünkü mensuplarıyız. Bu tarihi gerçeği hiçbir zaman unutmayacağız. Her adımımızı atarken mutlaka bu tarihi kökümüzü hatırlayacağız.

'YETER SÖZ MİLLETİNDİR' DİYEN MENDERES'İN TEMSİLCİSİYİZ

AK Parti Türkiye Cumhuriyeti tarihi itibarıyla milli demokrasi hareketedir. Biz türkiye Cumhuriyeti tarihi içinde cumhuru, demokrasiyi, milli iradeyi temsil eden çizginin bugünkü temsilcileri ve sözcüleriyiz. Bürokratik eritizm ile cumhur hep karşı karşıya gelmiştir. Ezan-ı Muhammedinin aslından koparılmasından tarihi değerlerimizin tümüne savaş açmış olan elitisz bürokrasiye karşı biz cumhuru temsil eden hareketten geliyoruz. Gerçek cumhur biziz, gerçek demokrasi biziz. Bu gelenek için 'Yeter Söz Milletindir' diyen rahmetli Adnan Menderes'in de bugünkü temsilcisi biziz.

RAHMETLİ ERBAKAN HOCAMIZIN DA ÇİZGİSİ BİZDE DEVAM EDİYOR

Rahmetli Erbakan hocamızın da çizgisi bizde devam ediyor. Sonra 12 Eylül geldi. Ona karşı Özal'ın sesi başkente yargılanmaya başladı. Onu da engellediler. Biz 28 Şubat'ın 'bin yıl sürecek' iddiasına karşı biz kadimin temsilcisiyiz. Ve kıyamete kadar buradayız diyen çizginin adı AK Parti'dir. Biz bu ülkenin asli sahipleriyiz, siyasetimizin bu ülkenin asli sahiplerinin sesi olarak devam edecektir. Cumhuri bir çizgiye dayanan 'Yeter Söz Milletin'dir diyen demokrat bir gelenekten beslenen ve her zaman milliliği savunan hareket Cumhurbaşkanımız Erdoğan öncülüğünde bütün bu çizgiyi siyaset sahnesine çıkardı.

TÜRKİYE KENDİ HELİKOPTERİNİ KULLANIYOR TANKINI ÜRETİYOR

Şimdi borç isteyen değil borç veren bir Türkiye var. Elhamdülillah güvenliği sözkonusu olduğunda başı dik şekilde kendi helikopterlerini kullanabilen, tankını üretebilen, kimseye muhtaç olmayan bir Türkiye var. Bu vizyon hareketinin ürünüdür. Gururla bu ülkeyi savunacaksınız. AK Parti'nin neferleri olarak bu hizmet kervanının başarıya ulaşması için gece gündüz çalışacaksınız.

BİZİ YIKACAK TEK ŞEY AHLÂKİ ÖZÜMÜZÜ KAYBETMEKTİR

Bizi yıkacak tek şey siyasetteki ahlâki özümüzü kaybetmektir. Biz bize dönük her türlü komployu yapan paralelcilerden, teröristlerden korkmayız. Ama ahlâki özümüzü kaybedersek, bizi siyasette direnirken o devrimci ahlâki ölçüleri kaybedersek en büyük korku o zaman başlar. Bizim aramızda çıkar, menfaat hesabı yapanların yeri yoktur ve olmayacaktır. Nepotizm yapanların, şu benim yakınımdır diyenlerin bizim aramızda yeri olmayacaktır. Kim yaparsa yapsın yanlış bir şey gördüğünüzde sesinizi ahlâki ölçüde çıkarın. Gücün bizi yozlaştırmasına asla izin vermeyin. 

BİZİM DAVAMIZ 'İLAY-I KELİMETULLAH' DAVASIDIR

Dokunulmazlık dosyası geldiğinde çekineceğimizi, korkacağımızı zannettiler. Bize hodri meydan okudular, biz de hodri meydan dedik. Hiçbiri meydanda kaldı mı? Gücü karşı içimizdeki o ahlâki özle direndiysek, gücü elde ettiğimizde sadece o ahlaki kullananlardan eylesin. Bunu kaybedersek Osmanlı'nın, Selçuklu'nun kurduğu Nizam-ı Alemi kaybederiz. Bizim tek hırsımız, Türkiye Cumhuriyeti güçlü, kudretli, şefkatli bir devlet haline getirmektir. Bizim davamız ilayı kelimetullah davasıdır ve sadece onunla sınırlıdır.

MEKANA MUHABBET DUYMAYAN BİRİSİ HAREKETİMİZDE YER ALAMAZ

Biz bir gönül, muhabbet hareketiyiz. Gücü elde etmeye dayalı bir hareket değil; milletimizin gönlünü kazanmaya yürümüş bir hareketiz. Siyasi hareketler muhabbeti, sevgiyi kaybettiklerinde toplumdan koparlar. Eğer mekâna muhabbet duymuyorsanız bizim siyasi hareketimizi anlayamazsınız. İstanbul'a muhabbet duymayan birisi bizim aramızda yer alamaz. Bu ülkenin dağına, ovasına, suyuna, Sakaryasına, Fırat'ın aşık olmazsanız bizi anlayamazsınız.  Biz sarı çiçekle konuşan Yunus Emre'lerin bugünkü takipçileriyiz.

İNSANIMIZIN TER KOKUSU RAHATSIZ EDİYORSA SİYASET YAPAMAZSINIZ

Eğer mitinglerde, özel günlerde musafaha yaparken eğer Rumeli insanının, Anadolu'nun ter kokusu sizi rahatsız ediyorsa siyaset yapamazsınız. 2013 Eylül'ünde Dışişleri Bakanı olduğum dönemde Diyarbakır'a gittim. Hz. Süleyman Camii'nde cuma namazı eda ediyoruz. Çok sıcak gündü. Terledim, sağıma soluma bakındım. Arka saftan bembeyaz bir mendil uzandı. 'Sayın bakanım hiç kullanmadım buyrun' dedi. Döndüm dedim, 'keşke kullanmış olsaydın da terin terine bulaşsaydı'. İşçinin nasırlı ellerinden, çiftçinin terli yüzünden, genç kardeşimizin hırsla sarıldığında o güçlü pazusundan rahatsız olan siyaset yapamaz. Halkın terinden iğrenen birisi siyasette yanına yaklaşamaz.

NE MUBAREK BİR TERDİR Kİ O RIZIK PEŞİNDE KOŞARKEN AKMIŞ

Ne mubarek ki o ter helal rızk peşinde akmış, cuma namazında akmış, AK Parti mitingine koşan vatandaşlarımızın alnından akmış. hiçbir teşkilat mensubunun vatandaşlarımızla belli bir mesafeden yakınlaşmasını doğru görmem. Kimimiz Rize'den, kimimiz Konya'dang eldik. Bu milletin çocukları asli çocuklarıyız, asli sahiplerinin hiçbirini diğerinden ayırt etmeyiz. Biz öyle bir aileyiz ki 10 milyon ferdimiz var. 23 milyonu aşkın bize oy veren seçmenimiz var. Bize oy vermeseler bile biz öyle bir aileyiz ki 78 milyona aynı muhabbetle bakarız. Hiçbirisine nefretle, öfkeyle bakmayız.

GELECEĞE BİR GÜN HAZIR OLURUM DERSENİZ KAYBEDERSİNİZ

İstişare bizim en temel prensibimizdir. Her biriniz öylesine iyi yetişeceksiniz ki heybenizdeki bütün düşünceleri ortaya koyacaksınız. Hiçbir zaman geleceğe bir gün hazır olurum derseniz gelecek sizi yakalamaz. 12 Eylül öncesinde bir olay esnasında zarar gördüğüm bir gün evimde kitap okuyordum. Bir arkadaşım 'yaralı bir şekilde nasıl kitap okuyabiliyorsun' dedi. Hz. Peygamber 40 yaşında peygamber oldu. Biz de 40 yaşına gelene kadar muktesebatla hazırlanmalısınız. Rabbime şükürler olsun ben de 40 yaşında profesör oldum.

MÜMKÜN OLSA DA KILIÇDAROĞLU'NUN EVİNE O HATTI YAZMAK İSTERDİM

Üslupta nezaket, üslupta edep. Söylemde, sözde, iletişimde sadece edep. Mümkün olsa önce Kılıçdaroğlu'ndan başlamak üzere bütün evlerin başköşesine 'edep yahu' hattını yerleştirmek isterim. Bütün okullara, mekanlara 'edep yahu'... Hat kelamın kalemle kemale ulaştığı bir sanatın adıdır. Kelamı yüreğinde hisseden hattat kemale kalemle ulaşmak için onu kullanır. Edep ile kelamı birleştiren tek bir kavram; mahfiyet. Bir devlet adamı ki, kudret sahibidir. Bir sözü ile insanları işsiz yapabilir, iş sahibi yapabilir. Kadir-i mutlak Allah'tır diyen bir devlet adamından daha güçlü bir kimse yoktur.

KUDRETİ KENDİNİZDEN BİLİRSENİZ ONUN ESİRİ OLURSUNUZ

Kudreti kendinizden bilirseniz o kudretin kölesi olursunuz, edebi kaybedersiniz. Alim bir zatın ilmine ram olmuşsa ilim orada başlar. Mal mülk sahibi olan birisi sahip olduğu mal mülkü mutlaklaştırır onların malikini kendi zannederse o mülk onu cehenneme hazırlar. Dönüp diyeceğiz ki kötü söz size, iyi söz bize. Kadına karşı sözle taciz size yakışır, yetimin başını okşamak kadına onurla davranmak bize yakışır. Konuştuğumuzda dilimizle değil yüreğimizle konuşacağız. Dille söylenen kulakla gider, yürekle söylenen yüreğe işler.

EĞER BEN DİLDEN KULAĞA KONUŞSAYDIM TERCÜMANA İHTİYAÇ VARDI

Bosna Hersek'te bir Ramazan akşamı. Reisül ulema konuştu, arkasından ben konuştum. Dedim ki 'bütün şehirler yıkılsa geride Saraybosna kalsa bu şehrin üzerinden insanlık inşa edilir' dedim. Boşnakça çevrilmeden Boşnaklar ayakta alkışladılar. Sonra öğrencilerime dedim ki, 'Eğer ben dilden kulağa konuşuyor olsaydım tercümana ihtiyaç vardı gönülden gönüle konuşanlar için ne tercümeye ne tercümana ihtiyaç yoktur. " Gönlünüze yazmadığınız hiçbir metin halka tesir etmez. Neyle konuşursanız konuşun yüreğinizle konuşun. AK Parti diliyle değil yüreğiyle konuşanların partisidir.

YOLA ÇIKTIKTAN SONRA ARKADAN KONUŞANLAR İHANET EDENLERDİR

Ortak aklımızla her türlü fikri yola çıkana kadar tartışacağız. Yola çıktıktan sonra arkadan farklı fikirler zikredenler o teşkilata ihanet ederler. Yola çıktıktan sonra birileri can havliyle gayret sarfederken arkada birileri küçük hesaplarla toplumun birliği beraberliğini bozarsa o davaya ihanet eder. AK Parti bir işaretle milyonlarca insanı Yenikapı'da toplayabilen bir teşkilatın partisidir. İki yılda 4 seçim yapmasına rağmen hiçbir yorgunluk hissetmeyenlerin partisidir. 1 Kasım günü zafer sarhoşluğu içine girmeyip ertesi gün teşkilatları 'daha başka neler yaparak geleceğe hazırlanırız' diyenlerin partisidir.

KONFORİZM PEŞİNDE OLANLAR BAŞKA KAPILARA GİTSİNLER

Konforizm peşinde olanlar başka kapılara gitsinler. Biz bu anlamda bu değerler üstünde uygulamayı hayata geçirdiğinizde bir, beraber, diri olarak bir yerlere geliriz. Allah birliğimizi beraberliğimizi daim etsin. Şunu bilerek çalışın, siyaset yapın. Bugün AK Parti'nin kaderi Türkiye'nin kaderidir.

Bu haberler de ilginizi çekebilir