• DOLAR 32.367
  • EURO 34.968
  • ALTIN 2325.233
  • ...
Dava arkadaşı, Mehmet Sudan`ı anlatıyor
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Mehmet Özcan - Doğruhaber

Ömrünü İslami hizmetlere adayan irşat önderlerinden Mehmet Sudan, vefatının ikinci yıldönümünde dostları ve sevenleri tarafından rahmetle yâd ediliyor. Hatırlanacağı üzere Mehmet Sudan hoca, 2014 yılında kanser tedavisi gördüğü hastanede hayata gözlerini yummuştu. Hizbullah Cemaati`nin kurucu kadrosunda yer alan ve Cemaatin Rehberi Hüseyin Velioğlu`nun yakın arkadaşı olan Mehmet Sudan, Anadolu ve Kürdistan`daki İslami mücadelenin öncülerindendi.

Mehmet Sudan`ı yakından tanımak ve İslam davası uğruna verdiği mücadeleyi anlamak için dava arkadaşı ve aynı zamanda komşusu olan Şeyh Fatih Önal`la görüştük. Şeyh Fatih, Mehmet Sudan`ı anlatırken, “O, hilmi, güzel ahlâkı ve fedakârlığıyla tam manasıyla İslam`ın hizmetkârıydı” diyerek Allah`tan rahmet diliyor ve ‘biz buna şahidiz` diyor.

KENDİSİYLE 1984 YILINDA TANIŞTIK…

1980`li yılların başlarında Mehmet Sudan Hocayla tanıştığını ifade eden Önal, onun İslami hizmetlerde üzerine düşeni yapmaya çalıştığını belirtti. 90`ların başına gelindiğinde 80 darbesinin etkisinde süregelen hükümetlerin din düşmanlığı, faşist uygulamaları ve Pkk`nin de, marksist zihniyetini Müslüman Kürt halkına empoze etmekte olduğu yıllarda Sudan`ın, fedakâr arkadaşları ile birlikte başta Diyarbakır olmak üzere bir çok ilde on binlerce öğrencinin Kur`an dersi almasına öncülük ettiğini ifade eden Önal, komşusu ve yakın dava arkadaşı için şunları anlatıyor:

“Kendisiyle 1984 yılında tanıştık. Kendisi İslam için her şeyini feda eden, esirgemeyen, var olan her şeyi ile de hazır olan ender bir şahsiyetti. Onun hilmi ve o güzel ahlâkı, İslam`a olan fedakârlıklarıyla beraber azmi ile örnek bir şahsiyet olarak karşımızda duruyordu.

Diyarbakır`da esnaftık ve birbirimize komşuyduk. Biz giyim işi yapıyorduk o ticaretle meşguldü. Günlük mesailerimiz hemen hemen beraber bitiyordu. Biz birbirimizden çok istifade ediyorduk. Ticari, özellikle de İslami çalışmalar üzerinde epeyce beraberliklerimiz oluyordu. Hatta bazen beraber İstanbul`a ticaret için geldiğimizde burada da bazı esnaflara bölgede yaptığımız İslami hizmetleri izah etmeye çalışıyorduk. Mehmet Sudan, özellikle cami çalışmaları üzerine epey bir gayreti, katkısı oldu. Belki dünyada İslami çalışmaların en gözdesi en faydalı olan kısmına Mehmet Sudan sahip çıktı ve yapmaya devam etti.”

ŞER GÜÇLERİN İFSAT ÇALIŞMALARI İLE CEHALETE KARŞI ANCAK İLİMLE KARŞI DURABİLİRDİK

Sudan Hoca ve arkadaşlarının 1990`larda başlattıkları Cami çalışmaları kısa bir süre sonra hızlı bir şekilde Doğu ve Güneydoğu`ya yayılır. Bu çalışmalar sayesinde on binlerce çocuk ve genç, Kur`an dersi alır. Çok sayıda insan kötü alışkanlıklarını terk ederek İslam`a yönelir. Ancak bu durumdan şiddetle rahatsız olanlar da vardı. Darbe kültürünü yaşatan dönemin hükümetleri ve bölgeye bir ur gibi yayılan marksist düşünceye sahip Pkk, Müslüman Kürt halkını kendi fikriyatına dönüştüremiyor ve bölgenin İslamileşmesinin önünü alamıyorlardı. İşte Mehmet Sudan ve arkadaşları, günümüzde de devam eden şer güçlerin bölge üzerindeki kirli oyunlarını bozmak için Cami faaliyetlerini İslami çalışmalarının merkezine alarak bunu başarmışlardı.

O zor meşakkatli günleri bir kez daha hatırlayan Şeyh Fatih, Mehmet Sudan`ın öncülüğünde devam eden cami çalışmaları ve görülen zorlukları ise şöyle hatırlıyor:

“O dönemin şer güçleri, bölgeyi ifsat etmeye yönelik görevlerini yerine getirirken biz bir avuç mü`min arkadaşımızla bu ifsat çalışmalarına karşı bir şeyler yapalım dedik. Bu cehalete karşı ancak ilim kuşanarak karşı durabilirdik ve Muhammed kardeşimle cami çalışmaları başlattık. Binlerce çocuğu Kur`an`la tanıştırdık ve Hz. Muhammed(S.A.V)`i ve onun yolunu anlatarak insanları uyandırmaya çalıştık.

Cami çalışmasını başlattıktan sonra tabiri caizse 7`den 70`e tüm insanlara yönelik Kur`anî dersler ve peygamber efendimizi tanıtmaya yönelik yoğun bir faaliyet içerisinde çalışıldı. Bu çalışmalar devam ederken bilinçli Müslümanlara yönelik o dönemdeki devlet baskısı sürüyordu. Sonra Marksist komünizm zihniyetli örgütün ifsad çalışmaları devam ediyordu. İşte Muhammed`le (M.Sudan) başlattığımız cami çalışmalarıyla çocuklara İslami bir bilinç aşılamış ve gençlere, peygamberi ahlâkla kuşanmayı öğreterek bölgede, İslam`a ve Müslümanlara karşı verilen bu kirli savaşı tersine çeviren Cami çalışması projesini hayata geçirmeyi başarmıştık. Biz Muhammed`in, ihlasla sürdürdüğü dava aşkına şahidiz, kıyamette de şahid olacağız inşallah. Allah rahmet eylesin, mekânı cennettir inşallah.”

İŞKENCE VE CEZAEVİ YILLARI
İslami faaliyetleri, Cami çalışmalarıyla tüm bölgeye yayılan Mehmet Sudan Hoca, devletin o dönemde yönetimde olan hükümetlerinin dikkatini üzerinde toplar ve 1993`ten itibaren Devlet tarafından aranmaya başlar. Bu tarihten sonra çalışmalarını gizli olarak sürdürür. Daha sonra Diyarbakır`ı terk etmek zorunda kalan Sudan Hoca, farklı illerde ikamet eder. 2000`e gelindiğinde İstanbul`da Kasım ayı içerisinde düzenlenen bir baskınla gözaltına alınan Sudan Hoca, İstanbul Emniyetinde 3-4 hafta gözaltında kaldıktan sonra Diyarbakır`da işkence merkezi olarak bilinen çevik kuvvete(eski Polis Okulu) getirilir. Gayri hukuki olarak yaklaşık 4 ay boyunca gözaltında tutulan Sudan Hoca, burada akıl almaz işkencelere maruz kalır.

2001 yılının başlarında Cezaevine konan Sudan Hoca`ya yargılandığı Devlet Güvenlik Mahkemesi tarafından 12 yıl 6 ay hapis cezası verilir. Sudan Hoca, Diyarbakır E Tipi, Bingöl M Tipi ve Diyarbakır D Tipi Cezaevlerinde bilfiil 10 yıl 6 ay kalır. Zindan yıllarını ilim, ibadet ve tefekkürle geçiren Sudan Hoca 2011 yılında Cezaevinden tahliye edilir. Cezaevinden çıktıktan bir süre sonra Hacca giden Sudan Hoca, Mekke`de hastalanır ve burada bir süre tedavi görür. Ancak geçtiğimiz 2014 yılında tekrar rahatsızlanan Sudan Hoca`nın akciğer kanseri ve kalp damarlarında genişleme olduğu teşhisi konulur ve teşhisin üzerinden birkaç ay sonra 10.04.2014 tarihinde Hakk`ın rahmetine kavuşur.

Tefsir, Fıkıh ve Hadis ilimlerinin yanısıra tarih ve güncel konulara vakıf olan Sudan Hoca, Türkçe, Kürtçe, Zazaca ve Arapça dillerini biliyordu.

Bu haberler de ilginizi çekebilir