• DOLAR 32.513
  • EURO 34.951
  • ALTIN 2438.846
  • ...
"Keyfi muameleyle ekmeğimizden olduk"
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Hatırlanacağı üzere çalışma koşullarının uygun olmadığını ve çok zor şartlar altında hizmet vermeye çalıştıklarını söyleyerek Şanlıurfa Belediyesi bünyesindeki BELSAN A.Ş.`ye bağlı çalışan halk otobüsü şoförleri, Büyükşehir Belediyesi binası önünde toplanarak tepkilerini dile getirmişlerdi.

Sorunlarını basın yoluyla dile getirdikleri gerekçesiyle işten çıkarıldıklarını dile getiren, BELSAN A.Ş`ye bağlı otobüs şoförlerinden İbrahim Toprak ve Müslüm Çapar, haksızlığa uğradıklarını dile getirdiler.

“Şanlıurfa Belediyesi önünde topluluk adına açıklama yaptık, 3-4 gün sonra açığa alındık”

Mağdur edildiğini belirten İbrahim Toprak, şunları söyledi: “Biz sadece 09.03.2016 tarihinde sorunlarımız dinlenecek diye bizzat şirketimiz tarafından mesaj çekilerek Büyükşehir Belediyesi Şair Nabi Kültür Merkezine gittik. Belediye başkanının ve BELSAN genel müdürünün de katıldığı seminerde sorunlarımızın dinlenmesi gerekirken sadece engellilerle ilgili bir seminer verildi. Biz de sorunlarımızın dinlenmesi için Şanlıurfa Belediyesi önünde topluluk adına açıklama yaptık. Bundan 3 ve 4 gün sonra şirketimiz tarafından bizzat genel müdürümüz Can Hallaç tarafından açığa alındığımız bilgisi bize verildi. 17.03.2016 tarihinde disiplin kurulu toplanarak alınan karar ile çıkışımız verildi.”

“Biz oradaki konuşmamızda ne bir şahsa ne de bir kuruma hakaret ettik”

Hakaret etmedikleri halde, hakaret ettikleri gerekçe gösterilerek haklarında tutanak tutulduğunu söyleyen Toprak, “Belediye önünde yaptığımız açıklamada belediye başkanımız, genel müdürlerimiz, şahıs ve kuruma hakaret ettiğimiz, güya belgeler tarafından söyleniliyor. Konuşmalarımızın hepsi işverenin tuttuğu evraklarda vardır. Biz oradaki konuşmamızda ne bir şahsa ne de bir kuruma hakaret ettik. Benim oradaki konuşmamda, ‘şu andaki resmi saatlere göre devlet ne kadar süre belirtmişse biz o kadar süre çalışacağız` dedim. Ardından 17.03.2016 tarihinde disiplin kurulunca çıkışımız veriliyor. Sonra bu karar 18.03.2016 tarihli evrak ile bize tebliğ ediliyor ve bir dahaki disiplin kuruluna erteleniyor. Bir dahaki disiplin kurulu tarihi bulmadan 24.03.2016 tarihinde posta yolu ile evimize iş ahdimizin feshedildiğine dair bizzat şirketimiz tarafından çıkış yazılarımız gönderiliyor.” ifadelerini kullandı.

“Tazminat hakkım verilmeden, savunmam alınmadan iş akdim feshedildi”

Tazminat hakkı verilmeden, sorgu sualsiz işten çıkarılmasına anlam veremediğini sözlerine ekleyen Toprak, “Ben bu şirkete 2011`den beri çalışan bir personelim. Benim tazminat hakkım verilmeden, savunmam alınmadan iş akdim feshediliyor. Buradaki haksızlıktan ben bir anlam çıkaramadım. Benim daha önceki konumum gereği HAK-İŞ sendikasında iş yeri delegesiydim. Biz daha önceden toplanarak belediye önüne gitmedik. Şirketimizin çektiği mesaj ile gittik. Ve oraya gittiğimizde genel müdürümüz sabah arkadaşlar ile tartışmıştı. Bizim gittiğimiz saate yakın insanlar zaten bir yaygara içindeydi. Bunlar olurken ben, Müslüm Çapar ve oradaki birçok arkadaşım kimseye hakaret etmedi. Benim ulaşım müdürüm son bir iki aydır beni sevmemesi nedeniyle sürekli açığımı arıyordu. Ben, 5 yıl boyunca çalıştığım süre zarfında yüz kızartıcı bir suç işlemedim. Hiç sorgu sual edilmeden yüz kızartıcı bir suç işlemişim gibi çıkış yazılarımızı göndermişler.” şeklinde konuştu.

“Siz kameraya çıktınız sonucuna da katlanın”

Yetkili kişilerin telefonla aradıklarını ve “siz kameraya çıktınız, sonucuna da katlanın” dediğini iddia eden Toprak, sözlerine şöyle devam etti: “Bugün avukatımızdan aldığımız ibranameyi noter aracılığıyla belediyemize ve işverenimize göndereceğiz. Bu belgeleri gönderip cevaplarını bekleyeceğiz. Ben üst düzey yetkililerimize telefon açarak ulaşmaya çalışıyorum.  Danışmanı çıkıyor ve bana diyor ki, siz kameraya çıktınız, sonucuna da katlanın. Yani kameralara çıktığımız için işten çıkarıldık ya da medyaya çıktığımız için bizi işten çıkardılar.”

“Medya neden bu olaya gözünü kapatıyor”

İbrahim Toprak, farklı medya organlarının yaşadıkları mağduriyeti görmemesine de sitem ederek şunları söyledi: “Ben medyaya çıkıp kurum ve kişi belirtmeden devletin koyduğu yasalar işlesin diye bir iki kelime söylediysem sonucu bu mu olacaktı. Burada anlamadığımız bir konu da neden birçok medya kurumu bu olaya gözünü kapatıyor. Burada ekmeğimizden olduk. Bu keyfi bir muameledir.”  (Ramazan Casuk-Mehmet Demir-İLKHA)




















 

Bu haberler de ilginizi çekebilir