Diyarbakır Cezaevindeki firarla ilgili ayrıntılar beliriyor
Diyarbakır D Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumundan 6 PKK`li mahkûmun firar etmesiyle ilgili soruşturma sürerken, olayın ayrıntıları da ortaya çıkmaya başladı. Olayı araştırmak için ise 2 müfettiş görevlendirildi.
Diyarbakır`ın merkez Kayapınar ilçesindeki Diyarbakır D Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumundan dün 6 PKK`linin firar etmesiyle ilgili soruşturma sürüyor. Soruşturma kapsamında bir mülkiye ve bir de jandarma müfettişi görevlendirildi. Firarilerin yakalanması için başlatılan geniş çaplı operasyon ise sürüyor.
Bir taraftan soruşturma derinleştirilerek sürdürülürken, diğer taraftan da firarın ayrıntıları da belirginleşmeye başladı.
Dün sabah cezaevinde yapılan sayım sonrasında 6 mahkûmun firar ettiği belirlenmişti. Yapılan incelemede, kaçan mahkûmlardan 3`ünün (Diyar Kaydu, Osman Kılıç, Devrim Kavak) 2013 yılında Bingöl M Tipi Cezaevinden de kaçtıkları tespit edilmişti. Hatırlanacağı üzere 25 Eylül 2013 tarihinde 18 mahkûm Bingöl M Tipi Kapalı Cezaevinden tünel kazarak kaçmış ve kısa süre sonra bu mahkûmların 17`si düzenlenen operasyonla yakalanmıştı.
Son yaşanan olayla ilgili çeşitli iddialar ortaya atılıyor. Edinilen bilgilere göre, D Tipi Cezaevinde bitişik 2 koğuşta kalan mahkûmların havalandırmaya çıktıkları yerde yatak çarşaflarını birbirine bağlayarak, 5 metre yükseklikteki duvarı aştıkları ve sürünerek kaçtıkları tespit edildi. Mahkûmların, yağışlı hava nedeniyle görüş mesafesinin daha düşük olduğu gece saatlerinde kaçtıkları tahmin ediliyor.
Kaçış olayıyla ilgili bir diğer iddia ise 6 mahkûmun havalandırma tünelinden yararlandıkları ve daha sonra çarşafları birbirine bağlayarak yüksek duvardan atlayıp cezaevi çevresindeki tarlalarda izlerini kaybettirdi. Firarın gerçekleştiği gece cezaevi alarm sisteminin bozulduğu ileri sürülürken, yoğun yağmur yağışı nedeniyle görüş mesafesinin azaldığı ve güvenlik kameralarının da sağlık görüntü vermediği belirtildi.
Mahkûmların; paspas sapı, battaniye ve nevresimden merdiven yaparak havalandırma boşluğundan çıkarak firar ettikleri ise bir başka iddia. Mahkûmlar, vücutlarının zarar görmemesi için dikenli tel örgülerinin üzerine battaniye örttükleri ve yine battaniyelerin altından sürünerek uzaklaştıkları öne sürüldü. Kaçış esnasında cezaevi güvenlik kameralarının kayıtlarında ise mahkûmların firar anları yer almıyor. Yine bir diğer iddia da mahkûmların halen cezaevi yerleşkesinde bulundukları yönünde...
Devam eden soruşturma kapsamında cezaevi görevlilerinin ihmali üzerinde durulurken, gözaltındaki şüpheli 10 kişinin ifadesinin alınmasına da devam ediliyor.
Diyarbakır çevre yolunun Elazığ-Şanlıurfa bağlantısı üzerinde bulunan ve Türkiye'deki iki D Tipi Ceza ve İnfaz Kurumundan biri olan Diyarbakır cezaevi, 2003 yılında açılmıştı.
Biri idare bloku olmak üzere 11 blok, 230 odadan oluşan cezaevinde; çamaşırhane, kütüphane, dershane ve 16 çok amaçlı hobi salonu, yataklı revir, kamera sistem odası, zemin katında santral, berber dükkânı, terzi, teknisyen ve ses yayın odası, mutfak ile yemekhane bulunuyor. Söz konusu cezaevi bir ve 3 kişilik oda esasına göre inşa edilmiş.
Yüksek Güvenlikli Diyarbakır D Tipi Cezaevi'nden firar eden Diyar Kaydu, Ulaş Arslan, Beşir Arcagök, Osman Kılıç, Devrim Kavak ve Ramazan Aslan'ın yakalanması için operasyonlar sürerken, bağlantıda oldukları şüphelenilen kimi adreslere de baskınlar düzenlendi.
Uzmanlar, Diyarbakır D Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumunun, Türkiye'deki iki D Tipi Ceza ve İnfaz Kurumundan biri olduğunu belirterek, toplu firar gerçekleşmesinin mümkün olmadığını, böyle bir olaya ancak içerden göz yumulabileceğini, bundan dolayı da firar olayıyla ilgili soruşturma kapsamında cezaevi görevlilerinin ihmali üzerinde durulması gerektiğinin altını çiziyorlar.
Öte yandan 6 mahkûmun firarından sonra 40 kişinin başka cezaevlerine sevkinin çıkartıldığı öğrenildi. Bunlardan 28'inin hemen sevkinin yapıldığı, geri kalan 12 kişi ise müşahedeye alındı.
Yaşanan firar olayının üzerinden 24 saat geçmesine rağmen ne Adalet Bakanlığından ne de İçişleri Bakanlığından şu ana kadar hâlâ resmi bir açıklama yapılmış değil. (İLKHA)