• DOLAR 32.331
  • EURO 35.052
  • ALTIN 2284.383
  • ...
Sevgiye Dair
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Sevgiydi dillerdeki nameler, peki neydi bu sevgi dedikleri yenilir mi, içilir miydi, doyurur muydu açlığı yatıştıra bilir miydi, susadığımızda kana kana içile bilinir miydi?

 

Evet bunca sorunun sahibi olan “Sevgi” sözcüğü bu kadar işi bir arada göre bilen Yüce Yaratıcının insana sunduğu fevkalade de bir nimet. Ama bunun değerini bilen var mı dersen, (Mevlana) “söküklerini dik sözlerinin, dilini kalbine yanaştır; dilinle söylediğini kalbinle söyle. Dikiş tutmuyorsa şayet, söylenmeyi bırak: sus, kalbinden geçmeyeni diline değdirme.” Sözü pek güzeldir. Günümüzde pek yok aslında hiç yok desek daha doğru olur belki ama azınlıkta olan kişilere saygısızlık etmiş olmak adına eh diyelim. Seviyorum diyen kişi acılara, sıkıntılara göğüs geriyorum da demektedir aslında, ama maalesef böyle olmamakla birlikte şimdilerde bu sözcük basitleştirildi. Gençler bu sözcüğü çok kullanır oldu, olur olmaz sarf edilen bu özlü sözcüğe yazık eder oldular. (Mevlana) “şehvete aşk adını koymuşsun sen. İkisi arasındaki yolun uzunluğunu bir bilsen” demiştir. Sevgi demek koru avuçlamak, ayazda buz tutmak, ateşe atılmayı göze almak, zindana girmeyi lütuf saymak, vatanına hasret kalmak, çileyi, kendine bir destur bilmek demek” Sevgi “susmak, Hakka kul olmak, teslimiyet göstermek acılara, sıkıntılara, üzüntülere, kederlere, hasretlere katlanmak tır. Seviyorum dedin mi. Kimi diye sorana?_ el cevap olarak Kula “sev” denilen herşeyi demek düşer. Fakat nasıl ve ne şekilde bir “sevgi” sevginin özü ve sözü tam manasıyla Bir tek olan Eşi benzeri bulunmayan Yaratana dır. Beşere verilecek olanı ise onun rızasını taşıyacak bir sevgidir. Sevgi çünkü bağlanmayı da beraberinde getirir. Beşere bağlanmak ise her zaman için felaketi de ardın da getirir onun için kıvrak zekayla ayırt etmemiz gerekir. Çevremize de bakacak olursak bu hep çok seviyorum ölüyorum diyen kişilerin akıbeti genelde ya çok sevdiği kişilerden bir darbe yemiş, veya o kişiyi kaybetmiş yada kendini kaybetmiş olduklarını görürüz.

 

Mala olan Sevgi de işin bir başka yüzü mal sevgisi de aynen beşer sevgisi gibi felaket tellalıdır aslın da. İnsanlara verilen bu kutsal duyguyu nerde harcayacağımızı bilmez isek olmadık harcamalar yaparız ve sonunda iflas bayrağını çekmiş bir vaziyette ömrümüzü tüketiriz. Evim en iyisi olsun Arabam en lüks model olsun. Eşin en güzeli bende olsun. İşte bu ucuz ve dünyalık menfaatlerin ismini sevgi koymak ahmaklık olur.

 

Sevgi adına bağlandıklarımızdan yüz bulamıyınca felaketler etrafımızı sarı verir huzurumuz kalmaz, hayat boş gelmeye başlar, anlamsızlık da ardından onu kovalar, o zaman anlarız ki sevdiğimiz dediğimiz şeyler bizi oyalamaktan ve zamanımızı çalmaktan başka bir şey değilmiş.

 

Ama Allah (c.c) Sevgisi böylemidir. Açlığımızı giderir. Kişi bunu anlamak için oruçluyken nasıl açlık hissetmediğini, normalde bir, kaç saat aç kalındığında tansiyonun indiği, kan şekerinin düştüğünü elinin ayağının titreyip gözünün karardığı aşikar ortadadır. Ama işte Yüce Yaratıcının Sevgisi böyledir. Sırf kişinin kendi değil organları da Sevgiyle ona boyun eğmiştir. Rızamı gözet acıkma demiştir mideye, sonra tüm yaşamsal fonksiyonlara aynı şekilde hitap etmişçesine açlık çekmezsiniz, ve maneviyatınız güçlenir, böyle bir sevgi tüm bedeninizi kaplar onun sevgisiyle dolar tüm hücreleriniz.

 

Allah(c.c) Sevgisi susuzluğumuzu giderir, adeta çağlayanlar akıtır gönlümüzde, hiçbir şeye ihtiyaç hissetmezsiniz. Her şeye kandırmıştır Sevgisi. Bağlanmak ona bağlanınca anlam kazanır. Vuslatın kahrı ona kavuşmak olduğu için çekilir . Bu ancak anlatılmaz yaşanır. Sevdim denilmez, ummanında kaybolunur. Hasretim denilmez, hasretiyle kavrunulur. Göz görmez, kulak duymaz, kim varmış kim yokmuş umra gelmez. Ne malın ne mülkün değer taşımaz. Her şey gözünde pul kadar değeri kalmaz. Yüreğin ah yar dedikçe, gözlerin den pınarlar kaynar, durmaz duramaz ki hep hasretle yanar. Ne zaman ah yar ne zaman vuslat derinler yüreğin de hep bekler.

 

Allah (c.c) Rasulüne peygamberimize habibim demesi Sevgisini ona Armağan etmesi de onun ona sadık kaldığının göstergesidir. Onun sevgisi üstüne Sevgi koymamıştır. O yüce Yaratanımızı anmada secdeden başını kaldıramamış. Aşkıyla hep yanmıştır. Ve ona olan sevgisi sayesinde. Ondan aldığı bu sevgi kaynağını tüm çevresine hatta ta bize kadar ulaştırmıştır.

 

Biz görmeden sevdik, Rabbim bunu bize nasip etti. Çünkü Rabbisi onu unutmak için sevmedi. Sevdi sevdirtti. O Sevgili öyle bir sevgiliydi ki hiçbir zaman Nefsim diyen olmayan. Kendisi için kendi benliği için yaşamayan. Hep hak için mücadele eden ümmetim, ümmetim diyen bir Sevgiyle donatılmıştı. Ey yaratanımız hamdü senalar olsun sana bizi Müslüman olarak Yarattın, bizi sevdin, Resulünü bize sevdirttin. Sevgiyi tam manasıyla anlamayı da nasip edersin inş.

 

(Mevlana’dan)

“Bak hele, ok uçuyor yay gizli, canlar ortada, canlara can olan gizli.”

“SEVGİ” işte bilinmesi gereken. Yaşamsal gücü veren. Yanlışları göstermeye yarayan. Ahde vefasızlığı önleyen. Nefsim, nefsim demekten alıkoyan. (Mevlana) “Ey gönüldaş! Bir gönül yapmak gelmiyorsa elinden, bari bir gönül yıkılmasın dilinden.” Dedirten Sevgi hiç unutulmaması gereken, hep yaşayan, yaşatılan, kuşaktan kuşağa, bir emanettir yüreklere. Bize de emanete hıyanetlik etmemek yaraşır ve hakkını vermek yakışır.

 

“SEVİYORUM”

DERKEN, YÜREĞİMDE BİR ÇAĞLAYAN OLUŞU VERİYOR.

NEREYE AKICAĞINI BİLMEDEN TÜM BEDENİMİ SARIYOR.

SONRA GÖZLERİMDEN AŞAĞIYA BİR YOL BULUP KAÇIYOR.

 

N.Pınar Yıldız / İstanbul – Yaş: 31

 

Sevgili Genç Kardeşlerimiz!
Bir ay boyunca gelen tüm yazılar içerisinde en güzel yazıyı gönderen kardeşimize bir kitap seti veya kaset vb. bir set hediye edeceğiz. Posta ile yazı gönderecek kardeşlerimiz yazılarının “Ayın Yazısı” seçilmesi durumunda, bizimle iletişime geçebilirler. Fakat özellikle dikkat etmenizi istediğimiz iki nokta var. Birincisi; gönderdiğiniz yazıların tamamen size ait olması gerektiği, yazınızda alıntı cümleler varsa bunları belirterek göndermeniz. İkincisi ise adınızı, soyadınızı, yazıyı gönderdiğiniz memleketi ve yaşınızı mutlaka belirtmeniz gerekmektedir. Bu hayırlı çalışmaya (yarışmaya) tüm genç kardeşlerimizin katkıda bulunmasını bekliyoruz.

Doğrugenç sayfasında sizden gelecek karikatür ve mini bulmacalara da yer veriyoruz. İlginizi bekliyoruz.
Yayınlanmasını istediğiniz yazılarınızı dogrugenc@dogruhaber.com.tr e-posta adresine mail olarak veya posta yolu ile gönderebilirsiniz.
Yazılarınızı eğer bilgisayarda yazıyorsanız bir sayfayı geçmesin. El yazınızla gönderecekseniz bir beyaz kâğıdı aşmasın. Gönderdiğiniz mektuplara “Doğru Genç” için diye not düşürmeyi unutmayın.
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir