• DOLAR 32.542
  • EURO 34.887
  • ALTIN 2486.012
  • ...
Suriyelilerin dramı kitaplaştı
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Kızıltepe Halk Eğitim Merkezi`nde Suriyeli sığınmacılara Türkçe-Okuma yazma kursu veren Halk Eğitim Merkezi öğretmeni Mehmet Bedi Demir, Suriyelilerin hayatlarına dokunarak onların hikâyelerini kitaplaştırdı. “Arap baharında yarım kalan hayatlar” adı verilen kitap, Suriyelilerin adeta hayat hikâyelerine dokunuyor.

Suriyeli 18 ailenin hayat hikâyesini konu alan kitapta yer alan her bir hikâye ayrı bir dram içeriyor. Tıpkı Suriyeli avukatın hayat hikâyesi gibi…

İşte avukatın hikâyesinden sadece bir paragraf; “Gece saat 02.00 den sonraydı, uçakların sesiyle evimize füze isabet etti. Eşim çocuklarımın bulunduğu odaya isabet etmişti eşimi ve bir kızımı kaybettim hukuk fakültesi okuyan büyük oğlumda bir ayağını kaybetti. Tozu ve dumanı salonun dışında defettiğim anda ilk gördüğüm kandı. Ve bu kan eşim ile çocuklarımın kanıydı. Dizlerim titredi, Ellerim titredi, gözlerim titredi, bedenim titredi, yüreğim titredi! Büyük bir acıyla kendimi dışarı atarak aile fertlerini sıralayıp feryat ederek ‘kurtarın` dedim.”

“Kitabı okuyan kişinin olumsuz fikirleri değişiyor”

Mehmet Bedi Demir, kaleme aldığı kitabıyla ilgili kameraların karşısına geçti ve “Bir taraftan dil öğretirken diğer taraftan hayat hikâyelerini dinleyip kitap haline getirdim.” dedi.

Demir, “Suriyeli kardeşlerimizin büyük bir bölümü Türkiye`ye göç etmek zorunda kaldılar.  Bizler elimizden geldiğince onlara ev sahipliği yapmaya başladık. Kızıltepe olarak ta bu göçten nasibimizi aldık. Buraya gelenler kendi yaşamlarını daha iyi bir hale sokabilmek için Türkçe öğrenme gereksinimi duydular. Tabi o istekle Kaymakamlığa, Milli eğitime ve sonunda Halk eğitime müracaat ettiler. Onları kursumuza dâhil ettik. 3 dili bilmem hasebiyle bana getirildi. Süratle dil öğrenmeye başladılar. Tabi bir taraftan onlara dil öğretirken öbür taraftan da hayat hikâyelerini dinleme olanağını buldum. Aslında 5 soru sordum onlara işte oradaki hayatınız ne idi, ne oldu, ne zaman ülkeyi terk etme gereği duydunuz, hangi yollarla geldiniz, neden Türkiye ve buradan umduğunuz ne idi, bulduğunuz ne oldu şeklinde. Arapça yazdılar Kürtçe anlatılar ve onların anlatımlarıyla yaşadıkları dramı sonuç olarak kitaplaştırmayı düşündüm. Amaç onların yaşadıklarını yani yerli insanlarımızın Türkiye`de yaşayan insanların onlara bakış açısını işte yazdığımız bu kitap Suriyeli kardeşlerimizin yaşadıklarını buradaki psikolojilerini çektikleri acıları kendi insanımıza anlatma amacıyla yazıldı. Ve eminim bu kitabı okuyan Suriyeli kardeşlerimizle ilgili olumsuz bir fikirleri varsa olduğu gibi değişecektir.” ifadelerini kullandı.

“İsrail ile savaşsaydık çekip gelmezdik diyorlar”

Kitabın tamamen insani boyutla yazıldığına vurgu yapan Demir, “18 hikâyeyi bu şekilde bir araya getirmem iki yıl sürdü. Çocuklarını kaçırıp gelenler var yani o ilk bölümden yorumlar hatta şunu diyorlar biz İsrail`le savaşsaydık çekip gelmezdik diyorlar. Kitapta bu ifade var kardeş kardeşi vuruyor ve biz bu savaşın bir parçası olmak istemediğimiz için geldik ilk gelenler son gelenler ölümler yaşamış işte çocuğunu kaybedenler hanımını kaybedenler kardeşini kaybeden çatışmalarda evini kaybeden her birinin ayrı bir dramatik öyküsü var. Zaten bana anlatmaktan da zorlandılar anlatırken göz yaşlarına hakim olamadılar. Yani bu kitabı okurken Suriye`nin fotoğrafını bir anlamda görme imkanı bulacaktır. Bu kitap olduğu gibi insani boyutu ile yazıldı hiçbir guruba hiçbir yere endekslemedik. Yani siyasi boyutu asla söz konusu değil tamamıyla insani boyutu ile yazıldı. Kar amaçlı değildir.” diye belirtti.

“Korkuları hala devam ediyor”

Demir, “Kitabı hazırlarken beni en çok etkileyen ise 52 yaşındaki avukat Remzi, kendi kıyameti olarak adlandırdığı bir günde 8 aylık hamile eşi ile bir kızını kaybederken, hukuk fakültesinde okumakta olan büyük oğlunun aldığı yara sonucu bir ayağını kaybetmesine tanık olmuş. Asıl isimin yazılmasını istemedi Remzi. Hamile eşi ile bir kızını kaybetmesine rağmen kendi ülkesi ile korkuları devam ediyor. Ve korkularım kendim için değil şu an Türkiye`de güvende olduğunu ama Suriye`de kalan yakınlarıyla ilgili yaşanabilecek bir olumsuzluktan korktuğu için asıl isminin bilinmesini istemedi.” dedi.

“Hayat dramlarını anlattık”

Kızıltepe Halk Eğitim Müdürü Mehmet Hadi Gökdemir ise “Suriye`deki kirli savaştan kaçan muhacir kardeşlerimize Halk Eğitim Merkezi olarak Ensar olmaya çalıştık. Merkezimize başvuran kardeşlerimizi hayatta tutunabilmeleri ülkemize uyum sağlamaları ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için başta Türkçe ve okuma yazma kurslarını açtık. Bu kurslar kapsamında elimizden gelen bütün gayretleri gösterdik ve onları hocamıza verdik kendisi de onlardan aldığı alıntıları yaşadıkları sıkıntıları bire bir dinledi ve onu da kitaplaştırdı. Kitap şu an onların yaşantılarını birebir hayat dramlarını anlatmaktadır.” diye konuştu.

“Yaşadıklarımızın hepsi gerçek”

Suriye`nin Kamışlı şehrinden savaştan kaçarak Kızıltepe`ye gelen ve kitapta onunda hikâyesi yer alan Suriyeli Yaser Hüseyin de şunları söyledi; “Okuma yazma ve Türkçe öğrenmek için kursa geldim. Hocamız sayesinde çabuk öğrendim öğretmenimiz Bedi hoca ve Halk Eğitim Müdürümüz Mehmet hadi bey babam gibi sayıyorum bize sahip çıktı teşekkür ediyorum. Kitaptaki hikâyemi okuduk ve çok etkilendim. Yaşadıklarım hepsi gerçek, ben Türkiye`de yaşamak istiyorum.” (Mehmet Aslan/M. Salih Keskin - İLKHA)












 

Bu haberler de ilginizi çekebilir