• DOLAR 32.516
  • EURO 34.841
  • ALTIN 2494.103
  • ...
İran pazarında yeni dönem
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

İran`ın nükleer programıyla ilgili Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin beş daimi üyesi ve Almanya (P5+1), Tahran`la anlaştı. ABD önderliğinde, Temmuz 2008`den beri İran`a uygulanan yaptırımlar artık son buluyor. Ekonomik yaptırımlardan en çok etkilenen ülkelerden biri de şüphesiz Türkiye oldu. Bankacılık ve ticaret faaliyetlerine getirilen yasaklar nedeniyle Türk firmaları yıllarca 78 milyonluk bu komşu pazarı gereğince değerlendiremedi.

Ambargoların kalkmasıyla Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) kolları sıvadı. Türk-İran İş Konseyi Başkanı Bilgin Aygül`e göre İran potansiyeli yüksek, ancak özel koşulları olan bir pazar:

“İran ithal ikameci olduğu için her konuda rekabet var. İran, bir ürünü ithal etmektense gümrüğünü yükseltip, kendi ülkesinde üretimini teşvik etti. Her şeyi ambargo döneminde kendi kendine yapmayı öğrendi. Sanayi alt yapısı, eğitimi çok güçlü. Dolayısıyla, bu pazara, stratejiler çok iyi belirlenerek girilmeli.”

DEİK Türk-İran İş Konseyi, Türk yatırımcıları İran pazarı hakkında bilgilendirmek için toplantılar düzenlemeye başladı. Bunun ilk adımı bu hafta içinde İstanbul`da atıldı. İran`da faaliyet gösteren iki büyük firmanın yöneticileri, ülkede yatırım yapmak isteyen 160 kadar şirket temsilcisine Acem pazarının inceliklerini anlattı. Aygül, bazı ayrıntıları bilerek işe başlamanın büyük avantaj olacağının altını çiziyor:

“İran tüm cazibesine rağmen, çalışılması kolay olmayan bir pazar. Çünkü ekonominin önemli kısmı devletin ve vakıf şirketlerinin elinde. Ayrıca İran Dünya Ticaret Örgütü'ne (DTÖ) üye olmadığı için, bu ülkede, uluslararası ticaret kurallarının uygulandığının düşünülmesi de yanlış olur. Bunu gibi ayrıntıları bilerek işe başladığınızda İran ve Türkiye arasında karşılıklı kazancın söz konusu olduğu birçok sektör bulunuyor. Türk yatırımcıların İranlı ortaklarla tesisler kurması da mümkün, Türk ürünlerinin doğrudan ihracı da”.

DEİK ayrıca ambargo sonrası İran etki analizi yaptıryor ve 'İran Pazarına Giriş' adlı bir kitapçığın çıkartılması için çalışmalar yürütüyor.

İlk hedef 30 milyar dolar

Aygül, geçtiğimiz yıl 10 milyara düştüğü tahmin edilen Türkiye-İran toplam dış ticaret hacminin, birkaç yıl içinde 30 milyar dolara ulaşmasının hedeflendiğini belirtiyor:

“200`e yakın firmamız orada ciddi yatırımlar yaptı. Daha önce İran ile ticaret hacmimiz 2012'de 22 milyar dolarken, 2013`te 14,6 milyar, 2014`te 13,7 miyar, 2015 yılında da henüz deklere edilen bir rakam yok ama ortalama 10 milyar dolara düştü. Enerji tüketen bir ülke olduğumuz için doğalgaz ve petrol ithalatımız artacaktır. Bununla birlikte yan sanayi, demir-çelik, makine, ekipman, ham madde, tekstil, dayanıklı tüketim maddeleri, beyaz eşya, mobilya ve müteahhitlik gibi sektörlerde Türk malları ağırlığını hissettirecektir. Böylelikle hedeflediğimiz noktaya ulaşmamız çok da uzun sürmez.”

‘Kara sınırının kapasitesi yetmiyor`

Türkiye`nin Gürbulak sınır kapısı, İran ile kara taşımacılığının kilit noktası. Her yıl 70 bin araç doğrudan İran`a, 60 bin araç da transit olarak Orta Asya`ya geçiş yapıyor. Ambargonun kalkmasıyla bu trafiğin daha da artması bekleniyor.

Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, İran`ın Gürbulak sınır kapısındaki işleyişi hızlandırmak için fiziki ve yasal bazı düzenlemeler yapması gerektiğinin altını çiziyor:

“Şu anda ticaretin büyük bir bölümü kara yoluyla gerçekleşiyor. Habur sınır kapısının günlük kapasitesi 2 bin aracı geçiyor. Gürbulak`ta bu, günlük yalnızca 400 araç. Biz sınırın Türkiye tarafına ek şerit inşa ederek bu kapasiteyi 900`e çıkardık bile. Ama geçişlerin hızlanması için karşı tarafın da aynı fiziki iyileştirmeleri bir an önce yapması gerekiyor. Ayrıca İran, Türkiye`ye geçişlerde kendi araçlarına öncelik tanıyıp, Türk araçlarını ve transit geçiş yapan diğer araçları bekletiyor. Bu durumun da, yapılacak düzenlemeler ile hakkaniyetli bir hale getirilmesini bekliyoruz."

Müteahhitler yeni İran`ı inşaya talip

Tahran dış yaptırımlar ve daha önce yaşadığı bölgesel sıkıntılar nedeniyle yıllardır, deyim yerindeyse, kendi yağında kavruluyordu. 1983-2012 yılları arasında İran'da Türk müteahhitlik firmaları tarafından üstlenilen 45 projenin toplam tutarı 3.9 milyar doları ancak buluyor. İran`ın altyapı, turizm ve enerji alanındaki inşaat ihtiyaçlarını göz önünde bulunduran Türkiye Müteahitler Birliği (TMB) ülkedeki muhatapları ile temasa geçti.

TMB Yönetimi ve İran Ulaştırma Bakan Yardımcısı Amir Amini arasındaki ilk toplantı geçtiğimiz Ağustos ayında Ankara`da yapıldı. Amin`in Türk müteahhitlere verdiği bilgiye göre, önümüzdeki 10 yıl içerisinde yıllık 20 milyar dolar tutarında yatırım yapılması öngörülüyor. Bunun %40-45'inin altyapı yatırımları. Bölgesel kalkınma planı çerçevesinde 16,000 kilometrelik otoyollar hizmete sunulacak; mevcut 14,000 kilometrelik demiryolu ağına ilave olarak 10,000 kilometrelik yeni demiryolu hatları planlanıyor.

İranlı yetkililerin en büyük konut ve şehircilik projelerinden biri de Tahran'ın taşınması. Deprem tehlikesi nedeniyle başkentin belli bölgelerinin tamamen taşınması yıllardır planlanıyor. Ancak ambargo ve yaptırımlar, böylesi büyük bir projenin başlamasını olanaksız kılıyordu.

Ekim ayında ise TMB Genel Merkez Binası'nda, İran Ankara Büyükelçiliği işbirliğiyle, İran'ın güneyinde inşa edilmesi planlanan petrokimya tesisleri, elektrik santrali, yol ve liman projelerine ilişkin bir toplantı düzenlenmiş ve önümüzdeki dönemde gerçekleştirilmesi öngörülen ‘Mekran Petrokimya Kompleksi` hakkında detaylı bir sunum yapılmıştı.

Kaynak: Al Jazeera

Bu haberler de ilginizi çekebilir