Erdoğan`ın Suriye gündemli Riyad ziyareti
Suriye`deki iç savaşla ilgili benzer pozisyonlarda bulunan Riyad ve Ankara arasındaki trafik hız kazandı. Erdoğan bir yıl dolmadan üçüncü kez Riyad`da. Gündemde Suriye`deki geçiş dönemi, muhaliflere verilen destek ve IŞİD`le mücadele var.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki günlük resmi ziyaret için Suudi Arabistan`da. Kral Salman bin Abdülaziz ile yapacağı görüşmelerin en önemli gündem maddeleri Suriye ve IŞİD`le mücadele.
Suriye ve Irak`ta IŞİD`le mücadele için ABD öncülüğünde kurulan koalisyonun ardından, Suudi Arabistan öncülüğünde ‘Teröre karşı İslam ittifakı` da kuruldu. Bu iki uluslararası koalisyona birden üye olan bölgenin iki büyük ülkesi Türkiye ve Suudi Arabistan`ın liderleri, son olarak Kasım ayındaki G-20 zirvesinde bir araya gelmişti.
15 Kasım`da Antalya`da yapılan G-20 zirvesinde Suudi Kral, Davutoğlu ile de görüşmüştü. Görüşmenin ardından açıklama yapan Davutoğlu, “Ankara`nın bölge sorunlarının çözümüne yönelik yaklaşımında öncelikli yerin, iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi olduğunu” söyledi. Yakın bir zaman içinde Riyad`a gideceğini belirtmişti. Davutoğlu`nun ziyaretinden önce, Cumhurbaşkanı Erdoğan`ın Riyad`a gidiyor.
Ziyaret, İran`sız ‘İslam İttifakı` kurulmasının ardından yapılıyor
Körfez ülkelerini de kapsayan 34 ülkenin oluşturduğu İslam İttifakı 15 Aralık`ta kuruldu. Riyad, ittifakın istihbarat paylaşımı yapacağını ve 'ülkelerin isteklerine bağlı olarak gereken desteğin sağlanabileceğini' açıkladı. Erdoğan ve Suudi Kral Salman bin Abdülaziz, ittifakın kurulmasının ardından ilk kez görüşecekler.
İttifak oluşturulmadan önce hem Davutoğlu hem Katar Dışişleri Bakanı Atiye, ‘Suudi Arabistan, Katar ve Türkiye`nin birlikte IŞİD`le mücadele için daha etkin adımlar atacağı ve muhalifleri daha fazla destekleyecekleri` yönünde açıklamalar yapmıştı.
İran ise Suriye`deki savaşta rejimin en büyük destekçilerinden. Bu sebeple ittifakta yer almayan İran`ın lideri Ruhani tepkili. İranlı lider son olarak isim vermediği bazı ülkeleri ‘ABD`den silah alan ve bunları çeşitli örgütlere teslim eden ya da diğer Müslüman ülkelere karşı kullanan Müslüman ülkeler` diye nitelemiş ve eleştirmişti. Ruhani, Suriye, Yemen ve Irak`taki ölümlere bu ülkelerin sessiz kaldığını söylemişti.
Suudi Dışişleri Bakanı Adil Cubeyir, koalisyonla ilgili yaptığı açıklamada "Bu bir Sünni ya da Şii koalisyonu değil. Bu terörle mücadele koalisyonudur. Bu aşırılıkçılara karşı bir koalisyondur" demişti.
Suudi Arabistan`ın bölgedeki ezeli düşmanı İran ile Türkiye`nin ilişkileri de gergin. Suriye ve Irak konusunda görüş ayrılığı bunun başlıca sebebi. En son Irak`ın kuzeyindeki Başika kampına eğitim için gönderilen Türk askerinin krize dönüşmesinde İran`ın oynadığı rol de gerginliğin büyümesine yol açtı. İran Cumhurbaşkanı Ruhani`den Ankara`ya yönelik olumsuz açıklamalar geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan da İran`ın Ortadoğu politikasını sıklıkla eleştiriyor.
Cenevre görüşmesi de gündemde
Ziyaret, 25 Ocak`ta Cenevre`deki Birleşmiş Milletler binasında başlaması planlanan, Suudi Arabistan ve Türkiye`nin desteklediği Suriyeli muhaliflerle, Rusya ve İran`ın desteklediği rejimin aynı masaya oturacağı görüşmelerin de öncesine denk geliyor.
Cenevre`de, 23 Ekim`den bu yana ABD, Rusya, Suudi Arabistan öncülüğünde 20`ye yakın ülkenin katılımıyla Suriye`deki krize çözüm bulmak için yapılan ‘Viyana görüşmelerinde` kararlaştırılan plan görüşülecek.
Plana göre Suriye`de altı aylık bir geçiş süreci öngörülüyor. Bu süreçte Esed ‘sembolik` cumhurbaşkanı olarak görevde kalacak. Yetkileri geçici yönetim organına devredilecek. İstihbarat, savunma, hava kuvvetleri gibi kritik alanlardan Esed sorumlu olmayacak.
Ankara ve Riyad, Esed`in hiçbir şekilde görevde kalamayacağını konusunda hemfikir. Davutoğlu da geçiş planı için “Suriye'de, Esed'li bir geçiş değil, Esed'ın gidişini sağlayacak bir geçiş olması lâzım. Esed'ın gidiş formülleri üzerinde durmak lâzım" demişti.
Ancak İran ve Rusya, Esed rejiminin hem sahada hem masada en büyük destekçilerinden. İran`ın Şii milisleri Suriye sahasında önemli rol oynarken, Rusya da hava bombardımanıyla Türkiye ve Suudi Arabistan destekli grupları hedef alarak Esed`e yardımcı oluyor.
Rusya, Suudi Arabistan`ın üretimi azaltmayarak petrol fiyatlarını düşürmesinden şikâyetçi. En büyük gelir kaynağı petrol olan Rusya ve İran`ın ekonomileri, Suudi Arabistan`ın sebep olduğu düşük fiyatlar sebebiyle sıkıntıda. Rus Enerji Bakanı Alekansdr Novak, Suudi Arabistan`ın petrol üretimini günlük bir buçuk milyon varil artırarak piyasaların istikrarın bozduğunu söyledi.
Brent petrolün varil fiyatı 30 dolar bandına inerek 2004`ten bu yana en düşük seviyeyi görmüştü.
Muhaliflere ortak yardım arttı
25 Ocak`ta Cenevre`de hangi muhaliflerin masaya oturacağına karar vermek üzere Riyad`da bir toplantı yapıldı. Suriyeli farklı muhalif gruplardan yaklaşık 100 temsilcinin bir araya geldiği toplantıda, Cenevre`de muhalefeti temsil edecek isimler de belirlendi.
Suriyeli muhalifler konusunda Türkiye ve Suudi Arabistan arasında da görüş ayrılığı vardı.
Suudi Arabistan`ın ‘terörist` olarak kabul ettiği Müslüman Kardeşler`e yakın gruplarla ilgili Ankara aynı görüşte değildi. Ancak bu görüş farklılıkları, Ocak ayında Kral Salman bin Abdülaziz`in tahta geçmesiyle büyük oranda giderildi.
Rusya`nın Eylül ayında Suriye sahasında operasyonlarına başlamasının öncesinde, Suudi Arabistan ve Türkiye`nin muhaliflere yönelik desteği artmıştı. Operasyonların ardından başlayan ‘Viyana görüşmeleri` sırasında da bu destek devam etti.
2015 yılı ile beraber Suriye'de sahada yaşanan en büyük değişim muhalif grupların kuzey ve güneyde rejim güçlerine karşı ortak hareket etmesi oldu. Bu birlikteliğin altında yatan nedenlerin başında Suudi Arabistan, Türkiye ve Katar'ın bölgesel meselelere birlikte çözüm bulma yaklaşımı vardı.
Viyana görüşmeleri sürerken, 15 Ekim`de Ankara`ya bir ziyaret gerçekleştiren Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil Cubeyr, iki ülke ilişkilerinin güçlü olmasının diğer ülkelere de fayda sağlayacağını söylemişti:
"İlişkilerin ivme kazanması için elimizden geleni yapmamız gerekiyor. Bölgemizde barışın sağlanması konusunda iki ülkenin rolü çok büyük. Suriye'ye dış güçlerin müdahale etmesi, Rusya'nın müdahalesinin çok kritik bir konu olduğunu dile getirdik. Kesinlikle Beşşar Esed'in Suriye'de rolü olmaması konusunda mutabıkız. Suriye'deki muhalefetin desteklenmesi bizim için çok önemli. Suudi Arabistan ve Türkiye, özellikle Suriye muhalefetinin desteklenmesi konusunda mutabıktır."
Yeni kral tahta geçtiğinde de Erdoğan Riyad`a gitmişti
Suudi Arabistan Kralı Abdullah`ın ölümü sırasında Afrika`da olan Erdoğan, ziyaretini yarıda kesip cenazeye gitmişti. Cenazenin ardından ülkede yas dönemi biter bitmez, Mart ayının başında Riyad`a giderek yeni Kral Salman ile görüşmüştü.
Görüşmenin ardından yapılan açıklamalarda Suriye'de muhalefete verilen desteğin sonuç almayı hedefleyen biçimde arttırılması gerektiği hususunda iki tarafın görüş birliği içinde oldukları vurgulandı.
Bu ziyaretlerin ardından iki ülke arasındaki ilişkiler hızla iyileşti. Türkiye, Suudi Arabistan ve İran arasında Yemen üzerinde süren mücadelede de İran`ı eleştirdi. Suudi Arabistan`ın Yemen`deki operasyonlarını desteklerken “İran bölgeyi adeta domine etmeye çalışmaktadır. Bu durum bizi ve Körfez ülkelerini rahatsız ediyor” demişti.
Kaynak: Al Jazeera