Diyarbakır’ın Sur ilçesinde sokağa çıkma yasağı devam ederken tarihi Ulu Camii’nde çatışma sesleri arasında iki hafta aradan sonra Cuma Namazı kılındı. Cami’ye güvenlik nedeniyle arka kapıdan giriş yapılırken, ezan okunduğu esnada silah seslerinin yükselmesi dikkatlerden kaçmadı.

Fatih Paşa, Hasırlı, Savaş ve Dabanoğlu mahallelerinde kazılan hendek, kurulan barikatlar nedeniyle Sur Müftülüğünün talimatıyla Cuma Namazı kılınmazken, ilçede bulunan Ulu Camii’nde cemaat güvenlik sorunu nedeniyle camiye arka kapıdan girerek namazlarını eda edebildi.

Verdiği hutbede Diyarbakır’ın sahabe tarafından Müslümanlara emanet edildiğini hatırlatan Ulu Cami İmamı Osman Yağmur, yaşanan çatışmalara işaret ederek şehrin mahzun ve garip durumda olduğunu söyledi.

Osman Yağmur Hoca hutbesinin devamında; sorunların çözümü, halkın mağduriyetinin giderilmesi için acilen bir kriz masasının kurulması gerektiğini vurguladı.

Zalimlerin Allah’a hesap vereceği gibi zalimlere müsaade edenlerinde hesap vereceğine dikkat çeken Yağmur, “Bir kentten nasıl bir kentte doğru gittiğimizin farkında ve şuurunda mıyız? Diyarbakır ashabıyla meşhur bir kent, fakat yıllarca Diyarbakır’ın kebabını meşhur ettiler ve bugün de Diyarbakır’ı kebap ettiler.  Bugün Diyarbakır’ı dünyaya ızgara niyetine sundular. Büyük bir imtihandan geçiyoruz. Allah Teâlâ’ya idare edenler hesap verdiği gibi idare edilenlerde hesap verecektir. Zalimler hesap verdiği gibi zalimlere müsaade edenlerde hesap verecektir. Zulme rıza gösterip mazlumiyeti kabul edenlerde hesap verecektir.” dedi.

‘İslam âlemi üzerine büyük oyunlar oynanıyor’

İslam coğrafyasında yaşanan olayların baş müsebbibinin Batı olduğunu vurgulayan Yağmur, sözlerine şöyle devam etti: “Zaten bizi bu hale getiren, bizi bir birimize düşüren, kanımızı akıtan, kardeşler arasında kin ve nefreti sokan batılılar değil mi? Bugün İslam âleminin bu hale gelmesinin en büyük faktörden bir tanesi de batılılar değil mi? Oyun çok büyük. Fotoğraf baktığınız zaman gözünüzün önüne getirmeyin biraz fotoğrafı uzaklaştırın iyi bakın İslam âlemi üzerine oynanan oyunlara.”

Asıl konuşulması gereken meselenin Sur ya da hendek olmadığına dikkat çeken Yağmur, “Sadece mesele Sur meselesi, hendek meselesi değil. İyi anlama ve hakikat penceresinden iyi bakabilmeliyiz. Yaşanan olaylara bir bakın hele, kim mağdur. İnsanlar evine ekmek götüremiyor. Evinde yemek pişmeyen insanlar var. Millete nasıl iş düşüyorsa devlete aynı iş düşüyor. Acilen sorunların çözümü, insanların mağduriyetinin giderilmesi için kriz masasının kurulması gerekir. Şu vatandaşın, esnafın, acil bir şekilde protokole takılmadan ihtiyaçlarının giderilmesi lazım. Aksi takdirde Allah muhafaza sosyal patlamalar meydana gelebilir.” şeklinde konuştu. (Emrah Deniz/M. Sıddık Bilge – İLKHA)