• DOLAR 32.324
  • EURO 35.087
  • ALTIN 2299.689
  • ...
Amaç Halka Hizmet İse MEDRESELER AÇILMALI
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Bölgenin tanınmış Seydaları, “Eğer amaç halka hizmetse o zaman Medreseleri açın” çağrısında bulundu.

İbrahim Toprak / Doğruhaber
Doğu ve Güneydoğu’da halk tarafından kabul görmüş, medrese eğitimi almış, kanaat önderi vasfı kazanmış ve ‘molla – seyda’ olarak halk arasında tanınan şahsiyetlerin, Diyanet bünyesinde istihdam edilecek olması akıllarda soru işaretleri ve bazı endişeleri de beraberinde getirdi. Yıllarını eğitime adamış, faqi (medrese talebesi) yetiştiren, yeri geldiğinde kan davalarını ve düşmanlıkları sona erdiren bu şahsiyetlerin sadece imam olarak görevlendirilmesi ve faaliyet alanlarının daraltılmasının olumlu bir durum olmayacağını ifade eden bölgenin tanınmış âlimleri, “Eğer amacınız halka hizmetse o zaman Medreseleri açın” dediler.

BU BİR DEVLET POLİTİKASIDIR
Molla şahsiyetler için diyanette açılacak kadroların bir devlet politikası olduğunu belirten bölgenin kanaat önderlerinden Molla Mehmet Şenlik, bu şekilde devleti zorlayan, halkı etkileyebilen şahsiyetlerin denetim altına alınmaya çalışıldığını belirtti. “Amaç mollalara kıyak geçmek değildir” diyen Şenlik Hoca, şunları söyledi: “Bölgede molla kesimi yani medrese uleması halkın içinde yaptıkları faaliyetlerle devleti zorluyor. Verdikleri fetvalar ve ilmi çalışmalarla zaman zaman devleti zor durumda bırakıyor. Hükümet yetkililerinin gerek, ‘İslami cemaatler tarafından bu mollalar kullanılıyor’ tabirleri, gerekse de PKK gibi örgütlerin bu mollaları kullanıyor tabirleri, devletin bu mollaları bir şekilde kontrol altına almaya çalışmak istediğinin belirtisidir. Yoksa amaç mollalara faaliyet alanı açmak veya onlara kıyak geçmek değil. Asıl amaç bölgede etkin seydaları denetim altına almaktır. Bu devletin bir politikasıdır.

Bölgede cami ve medreselerde boş yer olmadığını belirten Molla Mehmet Şenlik, Diyanete alınacak kişilerin Kur’an kursu gibi yerlerde istihdam edileceğini ve bu vesileyle tedrisatlarını denetim altına alacaklarından endişe ettiklerini belirtti.

DİYANET DEVLET POLİTİKALARINI UYGULUYOR
Bugüne kadar Diyanetin hep devlet politikalarını uygulayan bir kurum olduğunun altını çizen Şenlik Hoca, “Bugüne kadar tarih göstermiştir ki devlet, Diyaneti, milleti itaat altına almak için, insanları susturmak için kullanmıştır. Hiçbir zaman devleti eleştirme, mazlum insanların hakkını savunma gibi bir görev üstlenmemiştir. Diyanet İşleri Başkanlığının iyi hizmetleri vardır. Ancak en nihayetinde devletin bir kurumudur.” şeklinde konuştu.

MEDRESELER İHYA EDİLMELİ
Bu uygulamanın bir devlet politikası olmasıyla beraber medrese eğitimi almış kişilerin istihdam edilmesinin de bir noktada medreselerin önemini ortaya koyduğunu ifade eden Şenlik Hoca, “Medreseler, yetiştirdikleri şahsiyetler ve halkın İslam’ı daha iyi anlaması ve yaşaması açısından önemli kurumlardır. Her ne yapılırsa yapılsın eninde sonunda yine medresede okumuş kendini yetiştirmiş insanlara ihtiyaç vardır. Bu da özellikle bölgede medreselerin yeniden ihya edilmesinin gerektiğini ortaya koymaktadır” diye konuştu.

HİZMETİ KENDİNE DERT EDİNENLER PASİF OLAMAZ
Halk arasında molla ve seyda olarak tanınan şahsiyetlerin toplumun içinden çıkmış, toplumun bütün sıkıntılarını bilen, içinde yaşadığı toplumu en iyi şekilde tanıyan, manevi olarak onların sıkıntılarına vakıf olan insanlar olduklarını ifade eden Molla Beşir Şimşek, “Bu toplumun dilinden anlayan, bu toplumun derdini bilen, bu toplumun bir parçası olan insanların ve halk tarafından teveccüh gören şahsiyetlerin daha aktif çalışmalar yapmaları konusunda onlardan istifade etmek, onların halkla daha fazla buluşmasını sağlamak olumlu bir girişimdir” dedi.

MEDRESE AÇMALARINA İZİN VERİLMELİ
Bölgedeki kanaat önderlerinin Diyanet kadrosuna alınmasının ve resmi görev verilmesinin olumlu bir uygulama olacağını dile getiren Şimşek Hoca, şunları ekledi: “Ancak molla ve Seyda olarak toplumda tanınan şahsiyetleri imam olarak atamak yerine onlara yönelik sınırlamalar kaldırılsa, bölgede medrese açmalarına izin verilse halk onlardan daha fazla istifade eder. Eğer kadroya aldığınız molla ve seydalara kuru bir imamlık verecekseniz, tek vasıfları camide yarım saat vaaz vermek ve namaz kıldırmaktan ibaret olacaksa bu durumun halk açısından hiçbir faydası olmayacaktır” dedi.

MOLLA VE SEYDALAR DAHA AKTİF OLMALI
Farklı bir konuya temas eden Molla Abdurrahman İçlek ise bölge insanının yıllardır hâkim rejim ve örgütler tarafından İslam’dan uzaklaştırılmaya çalışıldığını söyleyerek bu vahim durumun bölgeyi iyi bilen ve tanıyan molla ve seydaların özverili çalışmaları ile düzeltilebileceğini umduğunu söyleyerek bunun da medreselerin önündeki yasağın kaldırılıp yeniden ihyasıyla olacağını ifade etti.

İLAHİYAT FAKÜLTELERİNDE DE İSTİHDAM EDİLMELİLER
İlahiyatçı yazar Abdulcelil Candan da, bölge âlimlerinin Diyanet bünyesinde istihdamının olumlu ve geç kalmış bir uygulama olduğunu söyledi. Bölgedeki bu şahsiyetlerin önemli bir bilgi birikimine sahip olduğunu dile getiren Candan, “Önemli olan bu şahsiyetlere yetki verilmesidir. Onlar hizmetlerini en iyi şekilde yapacaklardır” dedi. Bugün İlahiyat Fakültelerinin Arapça için yurt dışından eleman getirdiğini vurgulayan Candan, “Molla diye tabir edilen şahsiyetler özellikle Arapça dilinde uzmanlaşmış insanlardır. Ancak bakıyorsunuz İlahiyat Fakülteleri dışarıdan Arapça bilen eleman alıyor. Hâlbuki kendi içimizden yetişmiş ve Arapçayı çok iyi bilen âlim ve mollalarımız var. Bu şahsiyetler Diyanet dışında İlahiyat Fakültelerinde de istihdam edilebilirler” diyerek sadece diyanette değil İlahiyat Fakültelerinde de bu molla ve seydaların istihdam edilebileceğini belirtti.

ENDİŞELER VE AKILLARA TAKILAN SORULAR
1- Molla ve seyda olarak tanınan şahsiyetler halk arasında yaşanan sorunları çözme, halkın sorularına cevap verme konusunda etkin kişilerdir. Peki, bu şahsiyetlere resmi görev verildikten sonra da halk içinde bu görevlerini icra edebilecekler mi, yoksa resmi memur oldukları için hizmet alanları kısıtlanacak mı?
2- Seydalar bölgede ilim öğreten, talebeleri olan kişilerdir. Bu kişiler resmiyet kazandıktan sonra bu ilmi çalışmalarına devem edebilecekler mi?

3- Seyda ve mollalar bulundukları yerlerde bir fetva makamı görevini de icra etmektedirler. Peki, resmiyet aldıktan sonra bu şahsiyetlerin fetvaları Diyanet tarafından kabul görecek mi? diyanetin kabul etmeyeceği veya resmi kanunlarla çelişen fetvalar karşısında nasıl bir tavır takınılacak?
4- Seyda ve mollalar bulundukları bölgelerde mi hizmet verecekler yoksa başka bölgelere mi gönderilecekler?
5- Devlet veya hükümet kendi politikalarını uygulamak için bu âlim kişilerden istifade edip onların ilim ve şahsiyetlerini suistimal edecek mi?
 
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir