• DOLAR 34.691
  • EURO 36.651
  • ALTIN 2964.194
  • ...
 Cübbeli Bahane, Medyatik Linç Şahane
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Haber Analiz / doğruaber

Cübbeli Ahmet Hoca ile ilgili iddialar, 28 Şubat’ın Kalkancı medyasını bir kez daha şaha kaldırdı. Cübbelinin cübbesine sığınarak şahıs üzerinden cübbe-sarık-tesbih sahiplerini topyekün “fahiş” dairesine sokma gayreti güden ince bir psikolojik harekat yürütmektedirler.

Muhafazakar medya ise, Emniyet kaynaklı her habere “ilahi düstur” nedametiyle yaklaşarak iddiaların daha da alevlenmesi için durmadan odun taşıdılar.

Peki ama Cübbeli masum mu? Bunca iddiaların tümü yalan mı, diye de sorulabilir. Elbette bunca iddialara karşın net bir şey söylemek mümkün değil. Daha dün denecek bir zaman diliminde yapılan operasyonlarda yakinen tanıdığımız muteber insanların dosyalarına olmadık CD’ler iliştirip medyaya servis eden kaynakların iddiaları, gerçeklik payı barındırsa bile fısk ile malul olduklarından bizce -ki aynı zamanda İslami nasların gereği olarak- muteber değildir.

Kaldı ki, Hasan Karakaya’nın, “Madem kaset yok, niye peşine düştün” sorusunu da unutmayarak, şu iki soruya verilecek cevap, Cübbeli meselesini anlamak için iyi bir yol klavuzu olacaktır.

Birincisi; Suç örgütüyle ilişki kurup çetevari faaliyetler içerisine girdiği belirtilen Cübbeli, çetecilik suçlamasıyla tutuklandı. İyi hoş da, çeteyle ilişki kuran Cübbeli tutuklanır da, iddia edilen aynı çetenin lideri diye gözaltına alınan Nejat Ergin’in serbest bırakılması tuhaf değil mi?

İkincisi; Eğer tutuklanma sebebi sadece mafyavari kliklerle ilişkiden ziyade iddia edilen kasetler ise, o halde daha önce kaset piyasasına damga vuran “siyaset starları” neden aynı suçtan tutuklanmadı? Hatta bir “kaset darbesiyle” devrik diktatörler sınıfına itilen Baykal, bırakın tutuklanmayı, müşteki-mağdur sıfatıyla savcılıkça ifadesine başvuruldu.
Bu doğrultuda dememiz o ki, Cübbeli hakkındaki iddialar tamamen doğru olsa bile sorduğumuz bu iki soru cevap bulamazsa, olayın bir komplo boyutu taşıyıp taşımadığı konusunda “acaba?..” diyen insanları inandırmak oldukça zor görünüyor.

Elbette her şeyi en iyi bilen Allah’tır. İddialar da ciddi; komplocu kliklerin Şeytan’a pabucunu ters giydirecek türdeki maharetleri de bir o kadar ciddi.

Avukatları vasıtasıyla bir açıklama yapan Cübbeli, şunu söylüyor: “Allâh’ı, Rasûl’ünü ve Meleklerini şâhit tutarım ki; ben ne Kazakistan’dan ne de Fas’tan, ne fuhuş için ne de nikâh için hiçbir kadın getirtmedim. Eğer getirttiysem Allâh’ın, Meleklerin ve bütün insanların lâneti benim üzerime olsun. Ama eğer getirtmediysem Allâh’ın, Meleklerin ve bütün insanların lâneti bana bu iftirayı düzenleyen ve beni bu duruma sevk edenlerin üzerine olsun.” Bize de düşen “Amin” demek kalır.  
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir