• DOLAR 32.512
  • EURO 34.958
  • ALTIN 2433.538
  • ...
Resulullah (SAV)`i Seven, O`nun Sünnetini İhya Eder!
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Yine Enes bin Malik radiyallahu anh`den: Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdular ki: "Sünnetimden yüz çeviren benden değildir" «Buhari, Müslim»
"Sünnet" sözlükte yol demektr. İslam ıstılahında ise Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem`in söz ve davranışlarından müteşekkil yaşayış tarzı ve takip ettiği yol ve üslup demektir.
"Sünneti ihya etmek" tebliğ ederek ve onunla amel ederek onu ortaya çıkarmak ve halk arasında yaymak demektir. «Tuhfet-ül ahvezi»
Demek Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem`in sünnetini ihya etmek O`nu sevmek demektir. O`nu sevmek ise cennette O`nunla beraber olmaya vesiledir. O halde, cennette Efendimiz aleyhissalatu vesselam ile beraber olmayı arzulayan sevdalısı hiç vakit kaybetmeden onun sünnetine sarılmalı ve ihya etmelidir. Yani varolan kısmını devam ettirmekle birlikte terk edilen kısmını da yaşayarak kendi şahsında diriltmelidir.
Hiç şüphesiz birini seven kimse sevgisinin derecesine göre ondan söz eder durur, onunla birlikte olmaya çalışır, onun rızasını gözetir, onu rahatsız etmekten sakınır ve onu mudafaa eder. Bütün bu yaptıklarından büyük bir haz, bir lezzet alır ve bunları yaparken başına gelecek eza ve cefalara severek katlanır, tehlikelere göğüs gerer hatta gerektiğinde canını bile feda eder.
Geçen sayımızda da aktardığımız gibi bazı İslam âlimleri; "Sizden biriniz (kâmil manada) iman etmiş olamaz. Ta ki ben ona; babasından, çocuğundan ve tüm insanlardan daha sevimli oluncaya kadar." «Buhari» hadis-i şerifinin şerhinde: "Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem`in sünnetine yardım etmek, şeriatını müdafaa etmek ve hayatında yanında hazır bulunup malını ve canını uğrunda sarf etmeyi temenni etmek, O`nun sevgisindendir." gibi açıklamalarda bulunmuşlar.
Evet, bir mümin imanının gereği olarak seçkinler seçkini Hazret-i Muhammed Mustafa`yı (sallallahu aleyhi ve sellem) sevecek hem de her şeyinden hatta canından bile daha fazla. Çünkü daha az bir sevgi iman derecelerinde yüksek yerlere, hatta bazı âlimlerin dediklerine göre bizzat imanın kendisine ulaşmaya yetersiz kalır. Aynı zamanda bu sevgi sadece dil ile söylenip lafta kalan değil, kendini yaşantı tarzında davranışlarla gösterip isbat eden gerçek bir sevgi olacak. Aksi halde hiç bir değer ifade etmemekle birlikte büyük bir vebal olup sahibini âleme maskara edecek bir hezeyan olur.
Demek kâmil bir imana ve bu vesile ile de cennete kavuşmak için; âlemlere rahmet, bir şahid, bir müjdeci, bir uyarıcı, Allah`a davet eden aydınlatıcı bir kandil, güzel bir örnek olup güzel ahlakı tamamlamak üzere ve musamahalı hanif din ile gönderilen Resulullah`a (sallallahu aleyhi ve sellem) gerçek bir sevgi ile bağlanmamız ve bu sevgiyi fiiliyatımızla ısbat etmeye gayret etmemiz gerekir.
Pratik ve fiiliyatta bu sevgiyi yaşayıp/yaşatıp göstermek için de O`nun sünnetine sarılıp ihya etmemiz yani getirdiği hanif dinini, yasakladıklarını, emrettklerini, hoşlandığı ve hoşlanmadığı şeyleri iyice öğrenip uymamız ve tebliğ yolu ile yaymamız gerekir. Bunlar da; ancak ona vahyedileni, onun siretini ve hadislerini dikkatli bir şekilde okuyup anlamakla mümkün olur.
Konu ile ilgili bazı ayet-i kerimelere ve Efendimiz aleyhissalatu veselam`n diğer bazı tavsiyelerine de göz atmamız konuya ışık tutup biraz daha açıklık getirmesi açısından faydalı olacaktır.
Allah Teâlâ buyuruyor:
"Şüphesiz ki sen (ya Muhammed) doğru yola, Allah’ın yoluna götürüyorsun. Göklerde ve yerde bulunanların sahibi olan Allah`ın yoluna götürüyorsun. " «Şûrâ, 52-53»
"Kim Resûle itaat ederse, Allah’a itaat etmiş olur. Kim de yüz çevirirse, Biz Seni onlara bekçi olarak göndermedik." «Nisâ, 80»
"Allah Resûlü’nün emrine aykırı davrananlar, kendilerine bir belânın çarpmasından yahut acı bir azabın uğramasından sakınsınlar." «Nûr, 63»
"Ey iman edenler! Seslerinizi Peygamber`in sesinin üstüne yükseltmeyin. Birbirinize bağırdığınız gibi, Peygamber`e yüksek sesle bağırmayın; yoksa siz farkına varmadan amelleriniz boşa gidiverir." «Hucurat, 2»
Görüldüğü gibi Allah Teâlâ bu ayet-i kerimelerde Efendimiz aleyhissalatu vesselam`ın doğru yolda olup doğru yola davet ettiğini kesin olarak ifade ediyor ve tüm insanlığa özellikle de Müslümanlara, O`na itaat ve saygıyı emrediyor.
Efendimiz Aleyhissalatu vesselam buyuruyor:
"Hiç şüphesiz din garip başlamış ve garip olarak geri gelecektir. Benden sonra insanların bozup fesada uğrattığı sünnetimi tekrar düzeltip ıslah eden gariplere müjdeler olsun." «Tirmizi»
"Benim sünnetime ve doğru yolda olan Hulefâ-i Râşidîn’in sünnetine sarılınız. Bunlara azı dişleriyle tutununuz (sımsıkı sarılınız). Sonradan ortaya çıkarılmış bid’atlardan şiddetle kaçınınız. Çünkü her bid’at dalâlettir, sapıklıktır” «Ebû Dâvûd, Tirmizi, İbnu Mâce»
"Kim benden sonra ölmüş (terk edilmiş) bir sünnetimi ihya ederse ona, onunla amel edenlerin sevabı kadar sevab vardır ve o amel edenlerin sevabından da eksilme olmayacaktır." «Tirmizi, İbn-u Mace»
"Allah’ın benimle göndermiş olduğu hidâyet ve ilim, yeryüzüne yağan bol yağmura benzer. Yağmurun yağdığı yerin bir bölümü verimli bir topraktır; Yağmur suyunu emer, bol çayır ve ot bitirir. Bir kısmı da suyu emmeyip üstünde tutan çorak bir yerdir. Allah burada biriken sudan insanları faydalandırır. Hem kendileri içer, hem de hayvanlarını sular ve ziraatlarını o su sayesinde yaparlar. Yağmurun yağdığı bir yer daha vardır ki, düz ve hiçbir bitki bitmeyen kaypak arazidir. Ne su tutar, ne de ot bitirir. İşte bu, Allah’ın dininde anlayışlı olan ve Allah’ın benimle gönderdiği hidâyet ve ilim kendisine fayda veren, onu hem öğrenen hem öğreten kimse ile buna başını kaldırıp kulak vermeyen, Allah’ın benimle gönderdiği hidâyeti kabul etmeyen kimsenin benzeridir." «Buhârî, Müslim»
Bütün bu ayet-i kerime ve hadis-i şerifleri gördükten sonra ilk işimiz; kendi hayatımızı, yakınlarımızın ve günümüz müslümanının hayatını ciddi bir şekilde gözden geçirip sünnete olan uygunluğunu kontrol ederek sünneti ihya seferberliğini başlatmak olsa gerek. Zira tarihte ve günümüzde sünnete yapıldığı kadar hiçbir şeye düşmanlık yapılmamış ve insanların hayatından uzaklaştırılmaya çalışılmamıştır. Böyle bir kontrol neticesinde sünnetin, bizlerin özellikle de genç neslimizin hayatından ne derece bilinçli ve sistemli bir şekilde çıkarılıp unutturulmaya çalışıldığını ve sünnetten ne kadar nasipsiz bırakıldığımızı görmüş olacağız.
Ticaret, borçlanma, giyim-kuşam, konuşma üslubu, akraba ve komşu ilişkileri, büyük-küçük ilşkileri, düğün, merasim, eğitim, çocuk terbiyesi, zaman değerlendirilmesi ve hayatın hemen hemen tüm alanlarında nerdeyse sünnetten eser kalmamıştır.
Burada iman ve imanın kemaliyeti noktasında yüksek mertebelere kavuşmak veya kaybetmek vardır. Bu nedenle meselemiz gerçekten büyük bir ehemmiyet arzetmektedir.
Kâinatın efendisi Hazreti Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem`in mübarek viladetinin yıldönümünün sünnete dönüş ve hayatımızda sünneti ihya etme gayretinin canlanmasına, filizlenip dal-budak salmasına vesile olması temennisi ile…
Allah`a emanet olun.
Allahım! O`nun zümresinde haşrolmayı, sünneti ile amel etmeyi, milleti üzerine vefat etmeyi ve hizbinden olmayı bizlere nasip eyle! Âmin!

1- Hâkim, Taberani, Beyhaki.
2 -Furkan, 56
3 -Ahzab, 45-46


 

Bu haberler de ilginizi çekebilir