İsrail, işgâl altında tuttuğu Doğu Kudüs'te Filistinlilere bina ruhsatı vermek istemiyor. Bu yüzden birçok zorluk çıkarıyor. Filistinliler evlerine ruhsat almak için ya yıllarca beklemek ya da yüklü miktarda para ödemek zorunda. Bu yüzden evlerini ruhsatsız olarak inşa ediyorlar. Bu uygulama yeni yapılan binaların yanı sıra evlere yapılacak eklemeler için de geçerli. Filistinliler de sadece yeni binaları değil, evlerine yapacakları eklemeleri de ruhsatsız inşa etmek zorunda kalıyor. İsrail bu eklemeler için yıkım kararı verdiğinde ise Filistinliler çoğu zaman kendi elleriyle yıkıma başlıyor.

Ayda Disi'nin evi de aynı kaderi paylaştı. Disi ailesi, evinin tuvalet ve banyosunu kendi elleriyle yıktı.

Ayda Disi ile, Kudüs`te gerginliğin tırmandığı geçtiğimiz Ekim ayında akrabalarını ziyarete geldiği İstanbul`da konuşmuştuk… Kudüs`te Mescid-i Aksa`nın da bulunduğu Eski Şehir`deki Bab El Halil`de yaşıyor. Bu bölge Yahudiler tarafından kutsal sayılan Burak Duvarı yani Ağlama Duvarı`na giden yolun üzerinde kalıyor. Bu yol güzergâhındaki tek Müslüman ev de onun evi. Bu nedenle o bölgeyi ve evini terk etmesi için İsraillilerin ailesine çok baskı yaptığını söylüyor.

55 yaşındaki Ayda Disi Kudüs`te doğup büyüdü. Kendini Mescid-i Aksa 'murabıtı' olarak tanımlıyor. Yani gönüllü muhafız. Bu yüzden zaman zaman Mescid-i Aksa`ya giriş yasağı alıyor. İsrail tarafından da izleniyor.

'Ruhsat almak imkânsız'
Disi, evli olan iki oğlu ile aynı evde yaşıyor. Toplam 11 kişiler. Bir oğlu ailesiyle evin alt bölümünü kullanıyor. Diğerleri de üst katı. Tuvalet ve banyo alt katta olduğu için her defasında alt kata inmek istemediğini, bu yüzden üst kattaki bölüme de tuvalet banyo yaptırdığını söylüyor. Ancak İsrail yönetimi mahkemeden ruhsatsız olduğu gerekçesiyle evin tuvalet ve banyosu için yıkım kararı çıkardı. Ayda Disi evinin ruhsatı olduğunu ancak sonradan eve ekledikleri tuvalet ve banyoya ruhsat almalarının imkânı olmadığını söylüyor:

“İsrail, Kudüslü Filistinlilerin kalmasını istemiyor. Onları zorla göç ettirmeye çalışıyorlar. Bizim oturduğumuz bölge özelikle İsrail`in hedefindeki bir bölge. Onlar hiç kimsenin, hiçbir Filistinlinin herhangi bir inşaat yapmasına müsaade etmiyorlar. Ruhsat vermiyorlar. Evimizin alt katında oğlumun oturduğu bölümde tuvalet banyo vardı. Üst kata yani kendi oturduğumuz yere de eklemek istedik. Ama ruhsat almamız imkânsızdı. Çünkü İsrail Filistinlilere hiç ruhsat vermiyor. Ne bir evi ne de bir banyoyu inşa etmek için izin veriyor. Biz de ruhsatsız inşa ettik.”

'Her ay ceza ödüyorduk'
Ayda Disi beş yıl önce evlerine ekledikleri tuvalet banyo için önce 2 bin dolar ceza ödediğini söyledi. Sonra aylık olarak ceza ödemeye başladığını, her yıl cezanın arttığını, son bir yıldır ayda 250 dolar ceza ödediğini anlattı. Ancak İsrail evin tuvalet ve banyo bölümünün yıkılmasını istedi. Daha sonra iş mahkemeye taşındı. Mahkeme evin tuvalet ve banyo bölümünün yıkılmasına karar verdi. Yıkım için de iki tercih sundu:

“Bize, ‘Ya siz yıkarsınız, ya da biz bir aracı getirerek o yıkım işlemini gerçekleştirip maliyetini size keseriz` dediler. O maliyet de yaklaşık 40 bin TL`ye tekabül ediyordu. Bu yüzden tuvalet ve banyoyu kendimiz yıkmaya karar verdik. Oğlum kendi eliyle onu yıktı. O büyük parayı ödememek için kendi elimizle yıkmaktan başka bir çaremiz yoktu. Şimdi tuvaleti banyoyu yıktılar. Ama yarın öbür gün de evimi yıkabilirler. Çünkü zaten biz buradaki tek Müslüman aileyiz. Bizi buradan çıkarmak için baskı yapıyorlar. Yarın başka bir bahane ile evimizi yıkabilirler."

'Yıkılan bölümüne duvar inşa izni yok'
Ayda Disi, İsrail`in evinin yıkılan bölümüne duvar inşa etme izni de vermediğini bu yüzden o bölümün açıkta kaldığını söyledi. Şimdi o bölümü perdelerle kapatmış. Ancak Disi endişeli. Çünkü oturduğu muhit Yahudi yerleşimcilerin olduğu bölgeye çok yakın. Anlattığına göre zaten çoğu zaman geceleri kapılarına kadar gelip  “Araplara ölüm” diye bağırıyorlar. Bu yüzden evinin bir bölümünün duvarının olmaması onu endişelendiriyor:

“İsrail yetkilileri durum tespiti için geçen gün geldiler. Bana hiçbir şeyi inşa edemeyeceğimi söylediler. Şu an yıkılan kısmın olduğu yerde bir perde ile kapattım. Anlattığım gibi bizim bölgemiz hedef alınan bir bölge. Çok güvenli bir bölge değil. Her an bir yerleşimci o açık duvardan evimize girmeye çalışabilir. Evin bir bölümünün duvarı olmadığı için evi boş bırakmıyoruz. Mutlaka evde birimiz bekliyoruz.”

'Evimden ayrılmam'
Ayda Disi kendisinden bir hafta önce de kardeşinin evini yıktıklarını anlatıyor. İsrail'in bu politikasının Kudüs`ü Yahudileştirmek ve Filistinlileri uzaklaştırmak için sistematik bir yöntem olduğunu söylüyor. "Evini kendi eliyle yıkmak çok acı ama evimden asla ayrılmam" diyor.

el cezire