İZMİR- İzmir`de faaliyet gösteren İslami STK`lardan Özgün-Der "Muvahhid Ailenin Özellikleri" konulu bir seminer düzenledi.

 

Seminere konuşmacı olarak Zeynep-Der Başkanı yazar Sabiha Ateş Alpat katıldı. Saat 20:00`da başlayan seminerde, Alpat, dinleyicilere İslami bir ailenin oluşması için tavsiyelerde bulundu.

 

Müslümanların muvahhid bir aile kurmaları için çaba ve gayret göstermeleri gerektiğini vurgulayan Alpat, "Hayatlarında tek söz sahibi olarak Allah`ı kabul edenler muvahhidlerdir. Muvahhid olabilmemiz için ahlakımızda, duygularımızda bütün ölçüleri Allah`tan almalıyız. Kur`anı kendimize rehber edinmeli, hayatımızda onun emirlerini uygulamaya özen göstermeliyiz. Çağımızda aile kurumları işgal altında. Kültür emperyalizminin verdiği zarardan aile yapısı da etkilendi. Ve maalesef bu işgalden birçok müslüman aile de etkileniyor. Boşanma oranları zirvede. Bilinçli ailelerde bile büyük sıkıntılar var. İslami anlamda bilinçli olmalarına rağmen muvahhid aile olamayan müslümanlar bir yozlaşma sorunuyla karşı karşıya kalıyorlar" dedi.

 

Evlilikte tek gayenin Allah`ın rızası olması gerektiğini belirten Alpat " Allahu Teala yüce kitabında muvahhid aile derken bu ailenin tevhid üzerine kurulu olduğunu söylüyor. Madem öyle o zaman biz de tevhidin bize öngördüğü herşeyi adım adım yaşamalıyız. Bunun için ilk adım olarak eş seçiminden başlamak gerekir.

 

Evlilik konusunda gaye Allah`ın rızası olmalıdır. Müslüman bir erkek ile kadın Allah`tan başkasına boyun eğmeyen, izzeti zillete tercih etmeyen bir nesil yetiştirmek için bir araya gelmelidirler. Yani Allah`ın davasını yeryüzünde hakim kılmak için evlenmek lazım. Aile hayatımızın her safhasında Allah`ın sözü geçerli olmalıdır. Dik duran bir aile olmamız gerekir ki; çocuklarımız da küfre ve zulme karşı dik durmayı öğrenebilsinler" şeklinde konuştu.

 

Muvahhid ailenin bir özelliğinin de Allah`tan korkmak olduğunu söyleyen Alpat sözlerini, şöyle sürdürdü," Muvahhid ailenin bir özelliği de Allah`tan korkmak olmalıdır. Yani takva üzerine bir aile düzeni kurulmalıdır. Takvalı olan yani Allah`tan hakkıyla korkan eşler birbirleriyle olan bütün ilişkilerinde hakka riayet ederler. Takva ile ailedeki bütün bireylere hakları dosdoğru verilir. Takvanın bir diğer adı da maddi ve manevi kirlerden temizlenmektir. Evlerimizdeki kirleri temizlemeye çabalarken kalplerimizi de takvayla temizlemeliyiz"

 

Çocuk eğitiminin ailede başladığını belirten Alpat, "aile bir okuldur. Muvahhid olan takvalı aileler çocuklarına okullardan daha iyi eğitim verebilirler. Aile en başta Allah`a kul yetiştiren bir okul olmalıdır. Yani Musab`ları, Bilal`leri, Hubeyb`leri yetiştirmelidir. Sormak gerekir acaba bugün kaçımız çocuklarımızı önümüze alıp onlara öğüt veriyor, onlara dinleri olan İslamı öğretiyoruz? Yani bizler birer Hz. Lokman (as) olmalıyız. Ama maalesef çoğumuz çocuklarımıza bir elif dahi öğretmekten aciziz,"

 

Muvahhid ailenin önemini vurgulayan Alpat, "Muvahhid aile huzurun, sükunun ve hüdunun bulunduğu ailedir. Rabbimiz şu ayetlerde eşler arasına sevgi yerleştirdiğini belirtiyor. `Size, kendileriyle huzur bulmanız için kendi nefislerinizden eşler yaratması ve aranıza bir sevgi ve merhamet koyması da O`nun ayetlerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir topluluk için ibretler vardır.` (Rum, 21). Araf suresi 189. ayetinde ise şöyle buyuruyor. `O, sizi tek bir nefisten yarattı ve kendisiyle durulup yatışması için ondan eşini var etti...` En başta sevgi konusunda Allah`ı otoriter bulmamız gerekir.

 

Eşler birbirlerini Allah rızası için sevmelidirler. Ayrıca eşler birbirlerini takva yönünde etkilemelidirler. Birbirlerinin zaaf olan yönlerine bakmamalıdırler. Hakkı istikrarlı bir şekilde yaşayan aile olmalıyız. Hz. Hatice gibi bir modeli hayatımızda yaratmalıyız. Dışarıda insanlara gösterdiğimiz nezaketi kendi evimizde de göstermeliyiz. Sevgiyi tüketmemek için saygıya özen gösterilmelidir" ifadelerini kullandı.

 

Sağlıklı Bir Ailede Neler Olmalıdır?
Sağlıklı muvahhid bir ailenin oluşması için bir çok duyguya ihtiyaç olduğunu belirten Alpat şöyle konuştu:
"Ailede değer duygusuna ihtiyaç vardır. Eşimiz bize değerli olduğu gibi eşimizin anne-babası yani ailesi de bizim için değerlidir. Ailede herkes değer sahibi olmalıdır.

Ailede güven duygusuna ihtiyaç var. Maalesef toplumumuzda büyük bir güven eksikliği var. Hatta bu güvensizlik duygusu eşler arasına bile girebiliyor. Bu adeta bir hastalık haline gelmiş durumda. Bunun en büyük sebebi ise toplumda Allah korkusunun olmayışıdır.

Ailede sorumluluk duygusuna ihtiyaç var. Bugün maalesef kendi ellerimizle kendi çocuğumuzu ikiyüzlü yetiştiriyoruz. Herkes kendisini Allah`a karşı sorumlu tutmak zorundadır. Her bir baba evini şirk, bid`at ve hurafelerden korumalıdır.
Ailede mücadele duygusuna ihtiyaç var. Hayatın kendisi bir mücadele sahasıdır. Çocuklarımızı maddi anlamda yetiştirirken onları İslami bir mücadele bilinciyle yetiştiremiyoruz. Oysa ki vahyin susuzluğunda yetişen çocuğumuzun Hz. İsmail`den daha çok suya ihtiyacı var. Çocuğumuzu İslam davasına feda edebilmeliyiz.

 

Yani birer İbrahim ve Hacer gibi olmalıyız.
Ayrıca temiz bir ahlak bilincine ve doğru bir adalet anlayışına ihtiyacımız var. Bunların olması için toplumun tevhid akidesine dönüşmesi lazım. Toplumun dönüşmesi için ise en başta kendimizi ve ailemizi tevhide dönüştürmeliyiz, "

Seminer, soru faslından sonra sona erdi.