• DOLAR 32.589
  • EURO 34.791
  • ALTIN 2407.306
  • ...
Filistinliler Neden Başkaldırdı?
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

“Susmak artık mümkün değil. Beklemeye tahammülümüz yok.”  Bu cümle, Filistin halkının doğru mesaj almak isteyenlere söylemek istediği söz ve mesajdır.

Bir ay önce intifadayı başlatan Filistin halkı bilinç, fedakârlık ve bedel ödeme konusunda müthiş bir düzey ve tablo gösterdi. Bu halk, zulüm ve saldırganlıkta her türlü sınırı aşan işgalciye karşı çıkmak ve direniş göstermek için kimseden izin almadı. Bu halk yaşanan süre içinde direnişini koruduğu gibi, kendiliğinden hareket etme özelliğini de hep korudu. Seçtiği metot ve yöntemler dâhiliğini ortaya koyuyor.

Bayraklar, sancaklar, flamalar, sloganlar ve pazarlıklar yok. Sadece her tarafta yükselen ve başka sesleri bastıran intifada sesi var.

İntifada ve Kudüs uzun yıllar bölünmüş olan Filistin halkını birleştirdi. Çekişme, dar grupçuluk ve ucuz suçlamalar artık piyasada yok. Yönelişleri ve programları farklı da olsa Filistinliler işgalcinin Aksa saldırılarını kınama noktasında birleşti. İşgale karşı başkaldırma, halkın onur, izzet ve kutsallarını savunma hakkı konusunda ciddi bir konsensüs oluştu.

Bazıları şu soruları yöneltiyor: Araplar nerede? İşgalcinin saldırıları, infazları karşısında Arap Birliği ne yapıyor? Niçin bunlar ortalıkta görünmüyor ve susuyorlar?

Bugün intifadayı başlatıp sürdürenler belki de farklı düşünüyor. Belki bu sefer Arapların uzak durmalarından hoşnutlar. Çünkü onlar iyi biliyorlar ki Arap Birliği devreye girerse, Filistin için, Filistin halkı için değil, intifadayı söndürmek ve durdurmak amacıyla devreye gireceğini biliyorlar. Malum çevrelerin tavır ve tutumları, yılları geride bırakan ve oldukça tecrübe kazanan Filistin halkı tarafından biliniyor. O nedenle bu sefer Filistinliler Arapların resmi düzlemde kendilerine eziyet etmekten vazgeçmelerini, sadece kendilerine baskı kurmakla sonuçlanan görüşmelerden uzak durmalarını umuyorlar.

Filistin halkının sitemi belki de kendisine ciddi manada destek vermeyen bazı halklaradır. Ürdün ve sınırlı bazı çevreler hariç Arap dünyasında Kudüs için ortaya konan destek oldukça sönük kaldı ve arzulanan seviyeye henüz ulaşmadı.

Peki, sıkıntıda olan ve intifadayı aceleyle durdurmak isteyen kim? Bu kesinlikle işgale karşı direnişini sürdüren, bu konuda ısrar eden ve şehitler vermesine rağmen yolu sürdüren Filistin halkı değildir.

İntifadaya karşı krize giren, bocalayan, olup bitenler karşısında şok geçiren işgal hükümetidir. Onlar “Filistin terörü ve şiddeti” diye tanımladıkları intifadanın durmasını istiyorlar. Onlar intifadanın bitmesini isterken, Filistin halkına yönelik işledikleri ve bebeklerin bile kurtulamadığı cinayetlerine karşı siyasi bedel ödemek istemiyorlar. Yaptıkları zulmün faturasını ödemeden intifadanın son bulmasını arzu ediyorlar.

Tabi bazı Arap çevrelerin kendilerini sıkıntıda hisseden cephe içinde görüp, işgalci gibi intifadanın durmasını istememeleri umut ediliyor.

Peki, Filistinliler neden başkaldırdı?

Bu gayet yerinde bir sorudur. Ona verilecek cevap, olup biteni anlamamıza ve hikmetle yaklaşmamıza katkı sağlayacaktır.

Filistinliler onurlarını, kutsal değerlerini savunmak, Aksa`nın zaman ve mekân olarak bölünmesini engellemek için ayaklandılar.

Yahudi yerleşkelerinin inşaatını durdurmak, yerleşimcilerin saldırılarını durdurmak, onların korkusuzca yaptıkları tecavüzleri engellemek için intifada başlattılar.

Filistinliler Araplara ve dünyaya “biz buradayız. Davamız davaların en büyüğü ve bölgedeki sorunların ana kaynağıdır. Bizi görmezden gelemezsiniz. Bizi önceliklerinizin başına alınız” demek için intifada başlattılar.

“Yeni görüşmelere ve Filistinlilere bir şey kazandırmayıp sadece işgalcinin çıkarına olan seviyesiz ilişkilere hayır” demek için intifada başlattılar.

Olup bitene ister öfke, ister direniş, ister protesto veya isterseniz intifada deyin, hiç fark etmez. İsim önemli değil. Asıl sahaya bakmak lazım.

Uğrunda intifada başlattıkları ve bedeller ödedikleri amaçları gerçekleşmeden Filistinlilerin intifadalarını durdurmak oldukça zor olacak. Çünkü böyle giderse daha harekete geçmeyen durgun suyu da harekete geçirecek ve yeni dengeler oluşturacaktır.

Filistin sokakları yeniden canlandı ve iradesiyle hareket etmeye başladı. Düşmanla koordinasyondan doğan korku duvarını yıktı.

Filistin direniş sürecinde dönüşümün özü budur.

Akıllı olanların olup biteni iyi okumaları ve hesapta yanlış yapmamaları gerekir.

Atıf El-Golani / Filistin Haber

Bu haberler de ilginizi çekebilir