KAHİRE - Gazeteye göre polisin sokaklardan çekilmesi sonucu emniyetin ortadan kalkmasıyla zorbalar, yankesiciler, hırsızlar sokakları kontrol etmeye başladı. Gazeteye göre bu kişiler ellerinde silahlar ve kesici aletlerle hırsızlık, soygun, talan, zorla araç gasp, insanlara saldırma, sebepli ya da sebepsiz ateş etme eylemlerini gerçekleştiriyor.

Resmi olarak günlük bu tür 50’den fazla eylem kaydediliyor. Ancak gayri resmi rakamın bunun çok üzerinde olduğu tahmin ediliyor.
Kahire’nin en önemli caddeleri ve meydanları bile bu zorbaların kontrolünde ve kimse de bunlara dokunamıyor. İstedikleri yerlerde tezgâh açarak işportacılık yapabiliyorlar ve polis müdahalede bulunamıyor.

Bazı semtlerde ise sakinler haraca bağlanıyor. Haracı vermeyenler ise hırsızlık ya da gasp ile tehdit ediliyor veya fiili saldırılar gerçekleştiriliyor. Zorla indirilerek arabası gasp edilenler, taksiye binenlerin parasının zorla alınması, kapıların kırılarak içeri girilmesi ise gazeteye göre günlük rastlanan olaylar haline geldi.

Zorbalar, zaman zaman okul servislerini de hedef alarak, ailelerin çocuklarını okullara göndermelerini de engellemeye çalışıyor.

Bir zamanlar dünyanın en güvenilir kentlerinden biri olan Kahire’nin nasıl bu duruma geldiğinin cevabı ise bilinmiyor. Bazılarına göre devrimin oluşturduğu boşluğun doğal sonucu, bazılarına göre ise Mübarek rejiminin devrimi sekteye uğratmak için kapılarını açtığı hapishanelerden kaçanların oluşturduğu bir tedhiş furyası.

İçişleri Bakanı eski yardımcılarından General Şefik Fehim’e göre polisin sokaklardan çekilmesiyle mevcut durum oluştu. Ancak Fehim, polislerin sokaklara dönmeye korktuğunu, hiçbir olaya müdahale edemediğini ifade ediyor. Fehim’e göre bir olay yerine giden polisler, bir anda olay mahallindeki insanların saldırısına uğruyor ve yaşanan olay bir anda unutularak polis hedef tahtası haline getiriliyor.

General Fehim’e göre polis zorbalara karşı silah kullanamıyor ve kullandığı an da sanki masum göstericileri hedef almış gibi lanse ediliyor.

General Fehim, zorbalarla mücadele için insanlara ruhsatlı silah dağıtılmasını öneriyor ve bu silahların 3 yıl süreliğine verilmesini tavsiye ediyor.

Mübarek rejimi döneminde insanların silah taşımasının cezası idama kadar gidebiliyordu.
Ancak devrim sürecinde yaşanan olaylar sırasında polis ve istihbarat merkezlerinin yağmalanmasıyla buralardaki silahlar da göstericilerin eline geçmiş ve pek çoğu da daha sonra bu silahları yağma, talan ve hırsızlık olaylarında kullanmaya başlamıştı.

Gazeteye açıklamada bulunan bazı üst düzey polisler ise olaylara müdahale etmeye çekindiklerini, karşılarındaki insanların çoğunun silahlı olduğunu vurguluyor.

Kendilerini bile korumakta zorlandıklarını belirten polisler, tutukladıkları suçluları dahi kısa bir süre sonra salıvermek zorunda kaldıklarını ifade ediyor.

Ayn Şems üniversitesi Politik Sosyoloji Bölüm Başkanı Samia Hodr Salih, tüm yaşanan zorbalık ve yüksek suçların sebebinin ahlaki çöküntü olduğunu ifade ediyor.

Toplumda tolerans ve hoşgörünün gittikçe kaybulduğunu söyleyen Salih, ayrıca pek çok ekonomik ve sosyal faktörün de bu durumu tetiklediğinin altını çiziyor.