• DOLAR 32.574
  • EURO 34.995
  • ALTIN 2425.443
  • ...
`Namaz konusunda bir seferberlik başlatılmalı`
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Âlimler ve Medreseler Birliği (İTTİHAD`UL ULEMA) üyesi Abdulkadir Üstündağ Hoca, toplumun namazdan uzaklaşması, bunun topluma zararları ve bu konuda yapılması gerekenler hakkında açıklamada bulunarak, namazın kişi ile Allah arasındaki bağı sağlamlaştıran en önemli bağ olduğunu söyledi.

Halkı Müslüman olan bir ülkede toplumun çoğunluğunun namaz kılmamasının vahim bir durum olduğunu belirten Üstündağ, namaz eğitiminin Milli Eğitimin müfredatına girerek öğretilmesi gerektiğini belirtti.

Namazın İslam`da en çok önem verilen ibadetlerin başında geldiğini belirten Üstündağ, “Namaz İslam`ın temel şartlarından biridir. Peygamber Efendimizin de bir hadiste buyurduğu gibi ‘Namaz dinin direğidir` kim ki namazını ikame ederse dinini tamamlamış olur, kim ki namazını kılmazsa dinini yıkmış olur. Gerçekten Kur`an`ı kerime baktığımızda Allah`ın (c.c) imandan hemen sonra namazı emrettiğini görürüz .” dedi.

“Bir Müslümanın namazsız olmazı mümkün değildir”

Kur`an-ı Kerîm'de ve Hz. Peygamber'in sünnetinde namazın daima zekât ile birlikte zikredildiğini hatırlatan Üstündağ, “İmandan sonra İslam`ın ana dallarının ikiye ayrıldığını, bunların birincisi namaz, ikincisinin ise zekât olduğunu görüyoruz. Birinin bedeni ibadet olduğunu diğerinin ise mali ibadet olduğunu görüyoruz. Namaz ibadeti o kadar önemli bir ibadettir ki, namaz hayatta vücuttaki baş görevini yapmaktadır. Nasıl ki başı olmayan bir insanın yaşaması mümkün değilse, bir Müslüman`ında hayatının namazsız olmazı mümkün değildir. Bu anlamda Peygamberimizin hayatına baktığımızda bunu iyi anlarız. Zira O`nun hayatı namazdır.” ifadelerini kullandı.

“Namaz kişi ile Allah arasındaki bağı sağlamlaştıran en önemli farizadır”

Namazın kişi ile Allah arasındaki bağı sağlamlaştıran ve kuvvetlendiren en önemli fariza olduğunu söyleyen Üstündağ, “Zekât, kişi ile toplum arasındaki en temel değerleri koruyan farizadır. Demek ki, bu iki temel sağlam atıldığı zaman kişi ile Allah arasındaki bağ da sağlamlaşacaktır. Bu ilk bağ sağlam olduğu zaman diğer ibadetler ile hayatımıza nizam ve düzen gelecektir. Namaz kılma ile namazı ikame etme arasında fark vardır. Bizler Peygamberimizin döneminde münafıkların bile namaz kıldığını görüyoruz.” şeklinde konuştu.

“Bir Müslümanın namazdan uzak olması doğru değildir”

Halkı Müslüman olan bir ülkede toplumun sadece yüzde 20`sinin namaz kılmasının vahim bir durum olduğunu vurgulayan Üstündağ, “Zaten bunun neticesinde toplumun ve özellikle gençliğin ne hale geldiğini görüyoruz. Bugün gençlerimiz uyuşturucu madde ile beraber ciddi bir ahlaki yozlaşmanın içerisinde olduğunu görüyoruz. Can güvenliğinin olmadığını, evlerde huzurun olmadığını ve sokak çocuklarının çoğaldığını görüyoruz. Gerçekten fitnenin yoğun olduğu zor bir dönemde yaşıyoruz. Bir Müslüman`ın namazdan uzak olması doğru değildir.” dedi.

“Bizim çocuklarımıza ve gençlerimize örmek olmamız gerekiyor”

Namaz kılan bir neslin yetişmesi için ebeveynlerin ilk önce namaz kılan ebeveynler olması gerektiğinin altını çizen Üstündağ, “Namazdan uzak olan bir toplum haline gelmemizi sadece bir kuruma bağlamamamız doğru değildir. Bu durumu sadece bir kuruma, ebeveynlere, okullara ve milli eğitime bağlayamayız ve bu kurumlar tek başına da bir şey yapamaz. Bu konuda en başta aile eğitimi önemlidir. Çocuğun ailede gördüğü dini eğitimi okul devam ettirmelidir. Yine bu çocuk sokağa çıktığı zaman bunu çevresi ile devam ettirebilmelidir. Namaz kılan bir neslin yetişmesi için bizlerin ilk önce namaz kılan ebeveynler olmamız gerekir. Yani ilk olarak bizim çocuklarımıza ve gençlerimize örmek olmamız gerekiyor.” dedi.

‘Namaz anlayışından uzak bir gençliğin bizim için sorunlu olan gençlik olduğunu görüyoruz` diyen Üstündağ, namaz konusunda bir seferberlik başlatılması gerektiğini belirterek, son olarak şunları söyledi: “Bu noktada gerçekten Diyanetin kendi kanallarında ve ulusal kanallarda namaz ile ilgili namaz programları yapılabilir. İlkokula başlayan çocuklar için namaz programlarının Milli Eğitimin müfredatına girecek bir şekilde öğretilmesi ve ebeveynlerin bu konuda çocuklarını takip etmesi gerekir. Hatta bu anlamda çizgi filmlerle bile namaz konusu ele alınarak aile, okul ve toplumun tüm katmanları ile bu konuda duyarlı olmalıyız. Bir namaz anlayışı ve bilinci ile hareket etmeliyiz. Bu konu sadece aile ile sınırlı kalmamalıdır. Bu gün bakıyoruz çocuklarımız liseyi bitirene kadar namazı kılıyor. Fakat üniversite hayatına başladığında namaz kılmadığını görüyoruz. Bu anlamda baktığımızda demek ki, eğitim sistemimizde bir sorun var. Bütün sistemimizde bir sorun var. Bunları göze alarak toplumun tüm etkenleri ile namaz konusunda bilinçlenmemiz gerekiyor.” (İbrahim Koçyiğit-İLKHA)








 

Bu haberler de ilginizi çekebilir