• DOLAR 32.597
  • EURO 34.745
  • ALTIN 2498.673
  • ...
Tahir Büyükkörükçü Hocaefendi
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

M.Ali Erdoğan / Araştırma

Anadolu coğrafyasında Mehmet Zahid Koktu, Mahmud Sami Ramazanoğlu, Ahıskalı Ali Haydar Efendi, Kürd bölgesinde Norşin’li Şeyh Diyauddin (Hazret), Cizre’li Şeyh Seyda ve meşreplerinin hizmetleri, İttihad ve Terakkiciler ile esmeye başlayıp, Cumhuriyet döneminde şiddetlenen Avrupaî kasırganın etkisiyle manevi cihetten ölmüş bir milletin tekrar diriltilmesi gibi olmuştur. Her iki coğrafyada daha sonraları şekillenip filizlenmiş İslami hareket ve fikirsel oluşumlarda bu zatların dolaylı veya dolaysız büyük katkıları inkâr edilemez.  Merhum Tahir Hoca efendi de bu ihya, hizmet ve tebliğ meşrebinin en ciddi temsilcilerindendi.

Zor Şartlar Altında Eğitimini Aldı

Tahir Hocaefendi,1925 yılında Konya’da doğdu. Daha küçük yaşta iken vaizliğe özendi. Konya’nın meşhur camilerinden Kapu Camii’nde verilen vaazları dinledi. Kararlı bir şekilde zor şartlar altında dini eğitim aldı. Hatta ders kitaplarını gömleğinin altında saklayarak hocalardan dersler almaya devam etti. Konya’nın en meşhur hocalarından Hacı Veyiszâde Mustafa Kurucu Hocadan Hadis ilmini öğrendi. Farsça dersleriyle beraber hafızlık çalışmaları da oldu. Mahmud Sami Ramazanoğlu Hazretlerinden de manevi ders alan Tahir Büyükkörükçü,  askerlik dönüşü hafızlığını tamamladı. Görev yaptığı Boncuk Camii’nde vaazlar verdiği gibi Konya’nın çeşitli camilerinde de vaazlar verdi.

Konya Merkez Vaizi Oldu

1951 senesinde Konya Merkez Vaizi olarak tayin edildi. 1960 ihtilaline kadar vaazlarına devam eden Tahir Hocaefendi, iki yıl sonra mahkemece vaizlik belgesi elinden alındı. Burdur’a sürgün edildi. Ülkedeki siyasi değişikliklerden sonra memleketine geri döndü ve 1965 yılında da Konya müftüsü oldu. Tahir Hocaefendi, 1973 yılında emekliye ayrıldı.

Konya Milletvekili Oldu

1977 yılında Milli Selamet Partisi’nden Konya milletvekili olarak Meclis’e girdi. 12 Eylül 1980 darbesinde tutuklandı; ‘İslâmî esaslara dönülmesini ve İslâmî devlet kurulmasını istediği’ iddiasıyla askeri mahkemece yargılanarak, 11 ay cezaevinde kaldı. Beş yıl devam eden mahkemelerden sonra 1985’te berat etti. Cezaevinden çıkınca tekrar vaaz vermeye devam etti.

İsmet İnönü Onu Hedef Haline Getirmişti

İnönü, Tahir Hocaefendi’nin vaazlarının halk üzerinde bıraktığı etki ve Kayseri, İzmir, Diyarbakır, Malatya, Adana, Bursa, Maraş gibi yerlerde büyük salonlarda geniş halk kitlelerine yaptığı konuşmalardan büyük bir endişeye kapılmış ve Tahir Hocaefendi’nin çalışmalarını baltalamak, gösterilen teveccühü yok etmek için onun Demirel’in destekçisi olduğunu iddia etmiştir. Çamur (iftira) at tutmazsa izi kalır mantığıyla yapılan bu çirkef durum, İnönü’den önceki İslam düşmanlarının âdeti olduğu gibi günümüzde de İslami hizmetleri hazmedemeyenlerin başvurduğu en adî yoldur.

Ünlü Hocalarla Diyoloğu Bulunuyordu

Tahir Efendinin Mahmut Sami Ramazanoğlu Efendi, Lâdikli Hacı Ahmet Efendi, Musa Topbaş Efendi, Hacı Veyiszade, Yahyalılı Hacı Hasan Efendi, Ali Ulvi Kurucu, Muhammed Harrani Hazretleri, Necip Fazıl, Muhammed Allavi El-Maliki gibi şahıslar ile dostluğu veya kişisel münasebetleri olmuştur.

Hocaefendi ilmi, fazileti ve letafetiyle tanınan bir mutesavvuftu. Müslümanların gönlünde taht kurmuştu.  Vaazlarını dinleyen hemen etkilenirdi, o yüzden Türkiye’nin dört bir tarafına vaaz kasetleri yayılmıştı.

Tek Derdi İslam’dı

Tahir Büyükkörükçü Hocaefendi, Müslümanların dertleriyle dertlenir. Verdiği vaazlar ile halkı bilinçlendirir, dünyanın çeşitli yerlerindeki mazlum Müslümanların çektiği sıkıntıları dillendirirdi. Vaazlarını Mesnevi’nin, Sa’di Şirazi’nin, Hafız Şirazi’nin, Mevlana Cami’nin Mehmed Akif’in şiirleri ile süsler, vermiş olduğu bu vaazlar halkın takdirini kazanırdı. Tahir Efendi’nin verdiği vaazların çoğu görüntü ve ses kaydına alınır, bu vesile ile birçok kişi o vaazlardan istifade ederdi. Milli görüş çizgisindeki partilerin yıllarca Konya ve çeşitli Anadolu illerinde sandıktan büyük oy almalarında Tahir Hocaefendi’nin vaazlarının etkisi büyüktür. Bazen çevresindeki insanlara “Çok çile çektik. Bir iyi gün görelim, İslam adına bir oh diyelim de öyle ölelim.” derdi.

Eserleri

Tahir Hocaefendi, vermiş olduğu vaazlar ve ilmi derslerin yanında kitap telifine de zaman ayırmıştır. Basılmış eserleri şunlardır. Hakiki veçhesiyle Mevlana ve Mesnevi, Mevlana ve Mesnevi gözüyle Peygamber Efendimiz (sav), Müslüman! Peygamberini tanımalısın, İslam’da edep, Mübarek Ramazan ve Oruç. Tahir Efendi’nin CD ve kaset formatında kayıt altına alınmış bütün vaazları da mühim eser niteliğindedirler.1970’li yıllardan bugüne Timurtaş Hoca gibi vaazları çok dinlenilen Türkiye’nin en meşhur vaizlerindendir.

Nasıl Bir İnsandı

*Misafirperverdi.

*Allah dostlarına dost, düşmanlarına karşı düşmandı.

*Mevlana hayranıydı ve binlerce Mesnevi beytini vaazlarında ezbere okurdu.

*Tasavvufta ise ölçüsü Şeriat’tı. Tasavvufa asla dil uzattırmaz ama Şer-i Şerif’e uymayan hallere de asla itibar etmezdi.

*Hayır yapmada önde olmayı sever. Yakınlarına ve çevresine,’Nerede bir hayır işi varsa, sizin de mutlaka payınız, katkınız olsun’ diye tavsiye ederdi.

*Hafızlığını tamamlayanları umreye göndererek ödüllendirirdi.

*Haftalık sohbetlerinde mutlaka para toplanır ve bir ihtiyaç sahibine yardım edilirdi.

*’Çok çile çektik. Bir iyi gün görelim, İslâm adına bir oh diyelim de öyle ölelim’ derdi.

*’Evladım olsa hepsini İmam-Hatip’ten geçiririm’ derdi.

*‘Davamız Allah’ın dostlarına dost, düşmanlarına düşman olmaktır. Müslüman olarak doğdum, Müslüman olarak yaşayacağım ve Müslüman olarak öleceğim.’ 3-4 yaşlarında bunu bana ezberletmişti. Misafirlerimiz geldiğinde ‘Oğlum Abdurrahman! Oku bakalım davamız neymiş’ der ve okuturdu. (oğlu)

*Vaazlarında Kur’an ve Hadis ve selef-i salihin sözlerini sık sık söylerdi.

*Başta Ehl-i Beyt olmak üzere Sahabeye büyük saygı ifadeleri kullanırdı.

*Tasavvuf hareketlerinden bahseder, gençlere sufi klasiklerini okumalarını tavsiye ederdi.

*Bediüzzaman’ın Risale’lerinden alıntılar yapar, onun sözlerini inceden inceye şerh ederdi.

*Muhammed İkbal’in Farsça şiirlerinden ezbere okurdu.

Vefatı

Solunum yetmezliği rahatsızlığı sebebiyle bir ay boyunca hastanede tedavi gören Tahir Büyükkörükçü Hocaefendi 86 yaşındayken 5 Mart 2011 tarihinde hakkın rahmetine kavuştu. Son günlerinde oğlu Abdurrahman Hoca’nın “bir emriniz var mı?” sorularına sürekli olarak “Namazlarınızı kılın ve İslam’ı yaşayın.” tembihlerinde bulunarak cevap vermiştir. Hayattayken onbinlerce ölü kalbin dirilmesine vesile olduğu Konya Kapu camisinde oğlu vaiz Abdurrahman tarafından kıldırılan cenaze namazı çeşitli illerden yüz binlerce Müslüman’ın katılımıyla kılınmış ve naaşı Üçler Mezarlığı`nda bulunan Hacı  Veyiszade Hocaefendi’nin kabrinin yanına defnedilmiştir. Allah onu ve İslam’a hizmet ile ömrünü tüketmiş bütün muhterem zevatı cennetiyle nimetlendirsin. (Âmin)

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir