• DOLAR 32.334
  • EURO 35.087
  • ALTIN 2296.392
  • ...
Yok olan 4 bin yıllık tarih: Maden
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Milattan önce ilk madenin işlendiği yer olarak bilinen ve Huri, Mittani Krallıkları ile Roma İmparatorluğu ve Anadolu Selçuklularının önemli kentlerinden biri konumunda olan Elazığ'ın Maden ilçesi, ilgisizlikten dolayı sosyal ve ekonomik açıdan büyük bir sıkıntı ile karşı karşıya.

1960’lı yıllarda nüfusu 30 bin civarında olan Maden, yaşanan işsizlik ve bölgeye karşı gösterilen ilgisizlikten dolayı her geçen gün boşalmaya yüz tutmuş, işsizlik ve imkânsızlıklardan kaynaklanan nedenlerden dolayı ilçenin nüfusu son olarak 5 bin 300 kişiye kadar gerilemiş. Giderek dışarıya göç veren ilçede, böyle devam etmesi durumunda ilçenin belde statüsüne düşmesi bile söz konusu.

Tarihi ve turistik bir belde olan Maden ilçesinin tek geçim kaynağı ise ilçede bulunan maden ocağı. Maden ocaklarının özelleştirilmesiyle ilçenin ekonomik can damarının kesildiğini belirten Maden halkı, ilçenin yaşanan bu ekonomik darboğazdan dolayı yaşam savaşı verdiğini belirtiyor.

1995 yılında zarar ettiği gerekçesi ile kapatılan bakır işletme fabrikasının ilçe halkına en büyük darbeyi vurduğunu belirten Madenliler, İlke Haber Ajansı’na (İLKHA) yaşadıkları sıkıntıları anlatarak, fabrikada çalışan işçilerin işten çıkarılmasıyla insanların ilçeyi terk etmek zorunda kaldığını dile getirdiler.

Bakır işletme fabrikalarının devletin işletmesi altında olduğu dönemlerde binlerce insanın buralardan ekmek yediğini ve kurulan ocaklarda işletilen bakırın maden ilçesinde eritilerek kütle halinde piyasaya sürüldüğünü belirten Madenliler, ocakların özel firmalara devredilmesiyle işçilerin işten çıkarıldığını, bakırın ise cevher halinde sadece konsantre edilerek toz haline getirildikten sonra ihraç edildiğini söylediler.

İlçe girişinde göze çarpan boş evler ve ilçede bariz olarak kendini hissettiren genç nüfusun olmayışı, ilçede yaşanan göç krizini en bariz şekilde ortaya koyuyor.

Bazı yerlerde mahallenin yüzde 95'inin göç ettiğini belirten Madenliler,  ilçe sokaklarında neredeyse genç nüfusun kalmadığını ve mahallelerde kalanların ise sadece yaşlı emeklilerden oluştuğunu ifade ettiler.

“İnsanların yüzde 99’u gitti”

Bakır İşletme Ocağının 1936 yılında ilçede faaliyete başladığını belirten ilçenin ileri gelenlerinden Siyasetçi Zülküf Yağşan,  Maden ilçesinin Türkiye’de belediyeleşmenin başladığı dönemlerde kurulan ikinci belediye olduğunu ve o tarihten itibaren bu yana belediye hizmetlerinin Maden İlçesinde devam ettiğini belirtti.

Yağşan, “Maden’in ekonomik gelişimi bakır işletmesi faaliyete geçtiği zaman yükseldi. Hatta 1970 yılında ilçede kişi başı gelir yıllık 20 bin dolar civarında idi. Ayrıca ilçemizde eğitim seviyesi çok yüksek olduğu için çok güçlü bir ekonomik yapısı vardı. Ama 1994 yılında fabrika kapandığı zaman eğitim durumu yüksek olan ve maddi durumu iyi olanlar ilçemizden göç etti. İnsanların yüzde 99’u gitti. Bu insanlar buradan göç ettikten sonra, çevre il ve ilçelerden gelen insanlar göç edenlerin evlerini satın alarak buraya yerleşti. Eğitim seviyesi şu anda önceki eğitim seviyesinden yüzde 80 geridedir. İlçemiz,  Türkiye’nin ekonomik durumu en kötü olan ilçeleri arasına girdi.  Şu anda ilçede kimsenin milli geliri 20 lirayı bile geçmiyor, çünkü işsizlik oranı çok yüksek. Geçmişte maden işletmesinde çalışan personel sayısı 4 bin 100 iken, şimdi ise 120 kişi çalışıyor. İlçemizin gelir kaynağı sadece bakır işletmesiydi ve o da maalesef bitirildi. İlçe nüfusu ise 90’lı yıllarda 27 bin 500 iken şu anda 4 bin civarındadır.” dedi.

“Fabrika kapatıldıktan sonra ekonomi yüzde 90 zarar gördü”

Maden İlçesinde fabrikanın kapatılmasından sonra ilçe ekonomisinin yüzde 90 oranında zarar gördüğünü belirten Yağsan, insanların ilçede ticaret yapamaz bir duruma geldiğini, ekonomik ve sosyal yapının her geçen gün daha da kötüye gittiğini söyledi.

Yağsan, “Buraya mutlaka devlet özel sektör eliyle el atmalı, ekonomiyi canlandırmalıdır. İlçede 820 kilometrekare alana yayılan bir bakır cevheri var ve bu değerlendirilmeli, ilçe halkına iş imkânı oluşturulmalıdır.” ifadelerini kullandı.

“Esnafı, köylüsü ve işçisi bu fabrikadan besleniyordu”

İlçedeki bakır fabrikasının halkın ekmek kapsı olduğunu belirten Yağsan esnafıyla, köylüsüyle ve işçisiyle her kesin bu fabrikadan bir şekilde istifade ettiğine vurgu yaptı. Yağsan, sözlerine şöyle devam etti: “Buranın kapanması, ilçenin bitmesi oldu. Madenin bu durumu görülmeli ve mutlaka ekonomisinin düzelmesi için bir adım atılmalı. Gerekli adımlar atılırsa genç beyinler başka yerlere gitmez. Buna bir çözüm bulunmalıdır. Aksi takdirde Maden ilçesi biter.”

İlçenin yaşça en büyüklerinden ve aynı zamanda Saadet Partisi Maden İlçe Başkanlığı görevini de yürüten Feyzi Yükün de,  Maden’e kimsenin sahip çıkmadığını belirterek, ilçenin içinde bulunduğu durumdan dolayı sitem etti.

“İşsizlikten dolayı ilçenin nüfusu çok düştü”

Kendisinin de 4 çocuğu olduğunu ve 4’ ününde ilçe dışında olduğunu belirten Yükün, “Benimde burada bahçem olmasa burada ne yapacağım. Emekli olduğumda Elazığ’da daire aldım ama gitmiyorum. Vatandaşta aynen benim gibi. İşsizlikten dolayı ilçenin nüfusu çok düştü. Madene yatırım yaparlarsa çok iyi olur. Yoksa Maden hep böyle kalır. Çünkü sahip çıkan yok.” dedi.

68 yaşındaki Emekli Öğretmen Cuma Karataş ise Maden İlçesinin kalkınması için bakır işletme fabrikasının eski konumuna getirilmesinin hayati bir önem taşıdığını söyledi.

“Paris’te çıkan bir şeyi ikinci gün burada görürdük”

Maden İlçesinin bugünkü halini ‘içler acısı’ olarak niteleyen Karataş, “Ben 1978 yılında Maden’e geldiğimde o zaman 3 tane okul vardı. Bir okulun yalnız bin 500 öğrencisi vardı. Ama bugünkü halini gördüğünüz gibi içler acısıdır.” dedi.

 “Bugün ağlama günüdür ama ağlamakta bizi kurtarmıyor”

İlçenin durumunun gittikçe kötüye gittiğini belirten Karataş son olarak şunları söyledi: “Buradan batıya büyük bir göç var. Bu göçün bir an önce durdurulması gerekir. Onun içinde bu fabrikanın tekrar eski konumuna geçmesi lazım. Çevre tepelerin altı bakır cevheri doludur. Ama şimdiki şirket boşuna oyalanıyor. Bugün ağlama günüdür ama ağlamakta bizi kurtarmıyor. Biz zamanlar Türkiye’nin bütçesinin 3’te 2’sini karşılayan Maden’in hali bugün ortadadır. Bu içler acısı durum bizi üzüyor ama elden bir şey gelmiyor.”

Maden’de eskiden binlerce işçinin çalıştığını belirten 64 yaşındaki Mustafa Şimşek ise “Ne oldu da bu işçiler buradan gitti.” sorusunu sorarak ilçenin geldiği duruma adeta isyan etti.

Şimşek, “Göç eden gidiyor, kimse kalmadı. İşyeri ve dükkânlar komple yıkılmış. Burada ekonomik hiçbir şey yok. Doktorumuz yok. Sağlık ocağında bir çalışma yok. Memleketimize el uzatılması gerekiyor. Yıkılmış gitmiş, kimse kalmamış. Meydanlara baktığın zaman kimse yok. Caddelerde kimse kalmamış. Kahvehanelere gidiyorsun 3-5 kişi tek bulunuyor. Esnafımız hiçbir şey kazanmıyor. Kazanç yok. Maden’de çok emekli vardı. Köylerimizdeki hasatlar buraya geliyordu. Şimdi ise Maden, çevre ilçe ve illere bağlı olarak ayakta kalabiliyor. Kimse buradan alışveriş yapmıyor. Ergani ya da Elazığ’a yöneliyor.” dedi.

Maden 1927’den sonra Elazığ’a bağlı bir ilçe oldu

1889 yılına kadar Diyarbakır’a bağlı bir ilçe olan Maden, 1889-1924 yılları arasında mutasarrıflık, 1924-1927 yılları arasında valilik ile yönetilirken, 1927’den sonra da Elazığ’a bağlı bir ilçe oldu.

İlçe merkezi başlangıçta Arpa Meydanı adı verilen mevkide kurulmuş, ancak daha sonra Arpa Meydanı Mahallesi, maden sahası içerisinde bulunduğundan kamulaştırılarak, burada oturan halk Diyarbakır-Elazığ Karayolunun üzerinde bulunan Kortik mevkiine yerleştirilerek Bahçelievler Mahallesi kurulmuştur.

Bakır yatakları ile meşhur ilçede ilk bakır yataklarının Milattan önce 2000 yılında Asurîler tarafından bulunduğu belirtiliyor.

İlçenin önemli gelir kaynaklarından biri ise turizmdir. Hazar Gölü kenarında bulunan ilçeye bağlı Gezin beldesi, gerek çevre illerden gerekse de dışarıdan gelen turistler için güzel bir dinlenme alanıyken aynı zamanda ilçe için de farklı bir gelir kapısı olduğu değerlendiriliyor.

İlçe de bulunan diğer tarihi eserler ise eski hükümet konağı binası ve bu binanın bahçesinde bulunan saat kulesidir. Eski hükümet konağı ve saat kulesinin kimin tarafından, nasıl yaptırıldığına dair resmi bilgi bulunmamakla birlikte, eski hükümet konağının 1895 yılında, saat kulesinin ise 1898 yılında imar edildiği tahmin ediliyor.  (M. Hüseyin Temel / Veysi Buran – İLKHA)











































Bu haberler de ilginizi çekebilir