`Üstümüze beton parçaları yağıyordu`
Mescid-i Haram`daki vinç kazasında yaralanan Bolat, `Üstümüze bloklar halinde beton parçaları yağıyordu, 7-8 metre kaçabildim`` dedi.
MEKKE: Mescid-i Haram'da meydana gelen vinç kazasında yaralanan Metin Bolat, kaza anında patlama sesi duyduklarını daha sonra da bloklar halinde beton parçalarının üstlerine yağdığını söyledi.
Bir turizm şirketinde din görevlisi olarak görev yapan Bolat, tedavi gördüğü Mekke'deki Türk hastanesinde, yaşadığı kaza anını anlattı.
Tavaf yapıp namazını kıldıktan sonra Mescid-i Haram'dan çıkarken yağmurun başladığını anlatan Bolat, kazanın ilk anlarını, ''O anda şimşeğin vurduğunu gördük. Kaçma imkanım olmadı, ileri atılayım dedim. Daha sonra tuğla ve briket gibi şeyler, koca koca bloklar patladı'' dedi.
''Bir kardeşimin kucağına atladım''
Bir süre sonra kendine geldiğini ifade eden Bolat, yaşadıklarını şöyle özetledi:
''Gözümü açtığımda, sol tarafımdaki insanların tümü şehit olmuştu. Kiminin kafası kiminin kolu kopmuştu. Bir kişi eline kopmuş kolunu almıştı. Benim haricimde kimse oradan kurtulamadı. Bir tek benim kaçma imkanım oldu. Ben de bir kardeşimin kucağına atladım. Onun boynuna sarıldım, yarım saat kaldım. 7-8 metre koşabilmiştim. Birinci katın altına geldim. Orası korunaklıydı. Beton parçaları, vinç parçaları geliyordu.''
Kazanın yaşandığı bölgede genelde Endonezyalı grupların bulunduğuna dikkati çeken Bolat, sözlerini şöyle sürdürdü:
''6 saat sonra hastaneye ulaşabildim. Olay anında izdiham yaşanmadı. Kaza sonrası ayran verdiler, su verdiler. Bana Bursa'dan emekli vaiz bir ağabeyimiz yardımcı oldu. Diğerleri çok kötüydü. Bizi aşağı kısımdaki sağlık ocağına aldılar. Telefonum, eşyalarım kaybolmuştu. Bana yardım eden emekli vaiz ağabey telefonumu getirdi ama tüm numaraları unutmuştum, pin kodunu bile hatırlamıyordum. Adımın yaralılar arasında yer aldığını öğrenen ailem çok panik olmuş. Kalçamda küçük bir kırık var.''
"Az insan vardı"
Bolat, beton blokların düştüğü bölgede az sayıda insan bulunduğunu aktararak, ''Yağmur başlayınca insanlar yağmur alanına çıktılar. Çok değil, az insan vardı. Tam tavaf anı olmuş olsaydı binlerce insan giderdi. Bu Rabbimin bir imtihanıydı'' ifadesini kullandı.
Eşini kaybeden Yazgan
Kazada eşi Metin Yazgan'ı kaybeden ve hastanede tedavi altına alınan Emine Yazgan, yaşadığı üzüntüyü anlatırken, ''Eşimin kurtulmuş olması için adaklar adamıştım'' dedi.
Eşinin sabah namazında Kabe'ye gittiğini, daha sonra cuma namazını da Mescid-i Haram'da kıldığını anlatan Yazgan, ''Cuma sonrası geldi ama 'tekrar gideceğim' dedi. Ben ikindi ve akşam namazlarını otelde kıldım. Daha sonra Kabe'de izdiham yaşandığını söylediler. Kabe'ye gidenler geldi, benim hacım gelmedi. Akşama kadar hacımdan haber bekledim. 'Gelsin kurbanlar keseyim' dedim'' diye konuştu.
Arap yetkililere tepki
Murat Yavuzkan adlı şirket yetkilisi ise ölen hacı adaylarının defin işlemleri nedeniyle sıkıntı yaşadıklarını söyledi.
Kazada hayatını kaybeden Şükrü Karatepe'nin defnedilmesi için iki gündür uğraş verdiklerini ifade eden Yavuzkan, ''Cenazeyi cumartesi günü teşhis ettik. İşlemlerin yapılması için gerekli tüm çalışmaları yaptık ama defin için izin verilmiyor. Arap hükümetinden şikayetçiyiz. Sadece 'sabır, sabır' diyorlar. Diyanet yetkilileri yakından ilgileniyor ama Arap yetkililerden şikayetçiyiz'' dedi.
Yaralıların hayati tehlikesi yok
Diyanet İşleri Sağlık Ekibi Başkanı İzami Turan, kazada hayatını kaybeden Türk hacı adayı sayısının son tespitlere göre 7 olduğunu hatırlattı.
Türk Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Hürrem Bodor da kazada yaralanan 11 kişinin tedavisinin Suud hastanelerinde sürdüğünü, bir kişinin de Türk hastanesinde bulunduğunu kaydetti.
AA