• DOLAR 32.51
  • EURO 34.783
  • ALTIN 2499.528
  • ...
Özkan Yaman: Halk kaygılı ve geleceğe güvenle bakamıyor
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Son haftalarda aralıksız bir şekilde devam eden çatışmalar, iki ateş arasında kalan bölge halkını mağdur etmeye devam ediyor.  Hemen hemen her sokakta açılmamak üzere kapanan kepenkler ile satılık daire ilanları halkın yaşadığı kaygıyı gözler önüne seriyor. Yaşanan şiddet sarmalı halkın üzerinde psikolojik ve maddi açıdan da çeşitli travmalar meydana getiriyor.

Yaklaşık bir aydır Devlet ve PKK arasında aralıksız bir şekilde devam eden çatışmalar hakkında değerlendirmelerde bulunan Araştırmacı-Yazar Özkan Yaman, çatışmaların halkta kaygı ve gelecekle ilgili güvensizlik meydana getirdiğine dikkat çekti.

“Çatışmalar doğu ve batıdaki tüm toplumlar üzerinde birçok olumsuz etki bırakmaktadır”

Çatışmaların bölge insanı üzerinde bir takım olumsuz etkiler doğurmakta olduğuna dikkat çeken Özkan Yaman, “Çatışmalar sadece bölge insanında değil, doğu ve batıdaki tüm toplumlar üzerinde birçok olumsuz etkiler bırakmaktadır. Belki henüz tam travma halinden söz etmiyoruz. Ancak müthiş bir kaygı, gelecekle ilgili güvensizlik, sürekli her an tehlike ile yüz yüze gelme hali içerisindeki bir hayat, zor bir hayattır. Bölgede bir sorun var ve bu sorun çözülmek isteniyorsa olayın mutlaka psikolojik olarak ta irdelenmesi gerekmektedir. Yani bir yerde sorunu çözmeye kalkarken o bölge halkının psikolojisini bozuyorsanız, bu yöntem çokta isabetli değildir. Mevcut çatışmalar olumsuz olarak bölge insanın psikolojini etkilemektedir.” dedi.

“Umutsuzluk ve karamsarlıkların her yaş gurubuna etkisi farklı olacaktır”

Bölge insanında umutsuzluk halinin olduğuna dikkat çeken Yaman, “Halkta ‘Acaba bundan önceki hayatımız bundan sonra daha zor mu olacak,  bu çatışmalar hiç bitmeyecek mi, insan kayıpları ya da maddi kayıplar hep artarak devam mı edecek` gibi kaygılar mevcut. Bir takım umutsuzluklar ve karamsarlıklar artarak devam edecek. Bu umutsuzluk ve karamsarlıkların her yaş gurubuna etkisi farklı olacaktır. Çocuklar için ve daha zayıf olan kadınlar için bu durum çok büyük bir facia demektir. Toplumda özellikle dar gelirli guruplarda, yaşanan olaylardan dolayı gerçekten müthiş bir ümitsizlik ve karamsarlık kaygısı oluştuğunu söyleyebiliriz.” ifadelerini kullandı.

“Yalan haberler o yalanı yayan kişiler için kötü sonuçlar getirecektir”

Var olan bilgi kirliliği ile bilinçli olarak halk arasından dolaştırılan yalan ve asılsız haberler hakkında da konuşan Yaman, sözlerine şöyle devam etti: “Yalan haberler o yalanı yayan kişiler için kötü sonuçlar getirecektir. Yarın o yalan haberleri yayan kimselerin yalanları ortaya çıktığında, toplum artık onların doğrularına da inanmaz hale gelecektir. Yalan, sadece İslam`ın yasakladığı olumsuz bir davranış değil, aynı zamanda tüm toplumların da reddettiği ahlaki bir bozukluktur. Yalan haberin yayılması bir süre sonra o haberi yayan kişiyi vuracaktır. Çünkü artık onların doğruları da yalan zannedilecek. Bu anlamda yalan haberleri yayanlar kendilerine kötülük yapmaktadırlar.”

Çatışmaların halk üzerinde, ‘90`lı yıllara geri mi dönülüyor` kanaati uyandırabileceğini belirten Yaman, “Tabi ki bu ihtimal var.  Düşünün ki sürekli birbirlerini tahrik eden, devletin kaybı ya da karşı tarafın her kaybında daha fazla tahrik olan, daha fazla intikam hisleriyle hareket eden, kitleleri daha fazla manipüle eden ve yönlendiren taraflar mutlaka kitleler üzerinde ümitsizlikle beraber ‘O geçmişteki yıkıcı zamana, ortama geri mi dönüyoruz` algısını güçlendirecektir. Zaten şu anda toplumda bu algı gelişmiştir. Yani bu çatışmalar devam ederse jitemli dönemlere tekrar geri dönüleceği kanaati oluşacaktır. Fakat dileriz ki öyle olmaz. Dileriz ki tekrar o kanunsuz, hukuksuz, acı ve gerçekten dehşet verici olan o yıllar tekrar yaşanmaz.” dedi.

Devam eden çatışmaların zamanla milliyetçiliği artıracağı uyarısında da bulunan Yaman, şunları ifade etti: “Her çatışmanın beslediği bir ideoloji olacaktır. Evvela beslendiği, ama daha sonra büyüttüğü bir canavar olacaktır. Artık hiç konuşmak istemediğimiz, İslam kardeşliği derken ısrarla kaçındığımız milliyetçi refleksler birileri tarafından ısrarla beslenmek ve güçlendirilmek istenecektir. ‘Bakın işte onlar bizi öldürüyorlar, bizde onlara acımayız` gibi ‘Onlar-biz` şeklinde ötekileştirme, değersizleştirme, yok sayma, hakaret etme, küçümseme, genelleştirme, toptancılık gibi genellemeler üzerinden ‘Türkler hepsi böyledir, Kürtler hepsi böyledir` gibi söylemler oluşabilir. Bu genellemeler maalesef çatışmaların ortaya çıkardığı en büyük tehlikeli sonuçlardır.” (M. Hüseyin Temel / Mustafa Kaynak – İLKHA)






 

Bu haberler de ilginizi çekebilir