• DOLAR 32.585
  • EURO 34.764
  • ALTIN 2498.997
  • ...
Mavi Marmara gazilerinden sapkın yürüyüşe tepki
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Ramazan ayında dini kutsalları hedef alan LGBTİ`lerin bir proje olduğunu belirten Mavi Marmara gazileri, “Namus abidesi olan toplumumuz göz göre göre zehirli yılanlar tarafından kuşatılmış durumda” diyerek durumun vahametine dikkat çektiler.

Duruma tepki gösteren Mavi Marmara gazisi Muhyeddin Yıldırım, HDP`nin aday listesinde eşcinselleri aday göstermesinin hemen ardından kutsal Ramazan ayında böyle bir yürüyüşte, İslam`a hakaret edilmesinin manidar olduğunu söyledi.

Mavi Marmara şehitlerinden Çetin Topçuoğlu`nun eşi aynı zamanda kendisi de Mavi Marmara gazilerinden olan Çiğdem Topçuoğlu ise, bunun bir proje olduğuna dikkat çekerek, gençleri bu tür sapkın oluşumlara karşı dikkatli olmaya çağırdı.

“Ahlaki yozlaşma sıradanlaştırılmaya çalışılıyor”

“Ne zamandan beri sapıklık, sapkınlık özgürlük oldu?”diyerek eşcinselliğin doğal bir şeymiş gibi gösterilmesine tepkisini dile getiren Mavi Marmara gazisi Muhyeddin Yıldırım, “Çalışmalara, eylemlere, kullanılan pankartlara baktığımızda, çok organizeli ve bilinçli bir eylem. Allah her şeyi bir fıtrat üzere yaratmış. Örneğin ağzımızla su içeriz değil mi? Kulağımızla içmeye çalışırsak en hafif tabir ile aptal, ahmak denilmez mi?  Zaten ahlaki anlamda sıkıntılı bir ülke olma sürecini yaşıyoruz, bu tarz eylemler ile de bu ahlaki yozlaşma,  sıradanlaştırılmaya çalışılıyor.” dedi.

“Aile yapımızı bozma fitnesi atom bombasından daha tehlikelidir”

Sapkınlık savunucularının, bazı medya tarafından adeta özgürlük havarisiymiş gibi ilan edilmesine de tepki gösteren Yıldırım, “Aile yapımıza yönelik bir suikast var. Bir de silahsız eylem pankartlarını taşıyorlar. Bizi aptal mı sanıyorlar? Aile yapımızı bozma fitnesi atom bombasından daha tehlikelidir. Gençler bu tür rezaletleri sosyal medyada göre göre, onlar için normal bir hal alacaktır. Zamanla yeni nesil normal evliliği değil de, böyle bir sapkınlığı tercih edebilecektir.” ifadelerini kullandı.

“HDP bu çirkefliğin bayraktarlığını yapıyor”

HDP`nin LGBTİ yürüyüşüne verdiği desteği herkesin görmesini isteyen Yıldırım, “Beni kahreden bir diğer gelişme de sözde bazı muhafazakar gazetelerin, sanki çok doğal bir şeymiş gibi bu rezaleti haber olarak servis etmeleridir. CHP'nin bu tür eylemlere destek vermesine alışığız da, HDP'nin destek vermesi bize daha ağır geliyor. Çünkü bizim toplumda, özellikle de Kürtlerde namus kavramı hassastır,  komşu komşunun kızına yan bakmaz iken, HDP bu çirkefliğin bayraktarlığını yapıyor.” dedi.

“Zinanın yasal bir zemin kazanması ile bu tür ahlaksızlıklar arttı”

Hükümetin bazı politikalarının da ahlaksızlıklara zemin hazırladığını savunan Yıldırım, “Maalesef aile üzerinden 1980'den beri doğum kontrol uygulamaları ile başlayan müdahaleler, AK Parti döneminde zinanın yasal bir zemin kazanması ile bu tür ahlaksızlıklar artık ayyuka çıktı. Ne namus, ne haysiyet kaldı. Bir namus abidesi olan toplumumuz göz göre göre zehirli yılanlar tarafından kuşatılmış durumda. Bütün ahlaksızlıklar artık sıradanlaşıyor maalesef. Bunun en büyük müsebbibi de mevcut sistemdir. Sistem değişmedikçe her türlü ahlaksızlık kendine yol bulacaktır.” diye tepki gösterdi.

“Sizler; Şaban, Recep ve Ramazan`ın aşkını anlayacak nitelikte varlıklar değilsiniz”

Mavi Marmara şehitlerinden Çetin Topçuoğlu`nun eşi Çiğdem Topçuoğlu da, İslami değerlere yapılan hakaretleri kınadı. Recep, Şaban ve Ramazan aylarına hakaret içerikli pankartların çok çirkin olduğunu dile getiren Topçuoğlu, “Şeytanların da erkekleri ve dişileri vardır. Doğumla çoğalırlar, ölmezler. Kıyamete kadar yaşarlar. Sizler nefislerinizle oyalana  durun. Şaban, Recep ve Ramazan`ın aşkını anlayacak nitelikte varlıklar değilsiniz.” diye tepki gösterdi.

Cinsel sapkınlık içerisinde bulunanların mutlaka tedavi olması gerektiğini belirten Topçuoğlu, “Bu insanlar; bu ülkenin, bizim içinde bulunduğumuz toplumun içerisindeki hastalıklarımızdır. Bu hastalığın yaygınlaşmaması için tedavi edilmesi gerekir.” dedi.

“Onlar kendi inanç ve fıtratlarının gereğini yapıyorlar”

Taksim`deki eşcinsel yürüyüşünün bir proje olduğuna dikkat çeken Topçuoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

 “Dünyanın her tarafında Küfür tek millettir. Onlar kendi inanç ve fıtratlarının gereğini yapıyorlar. Peki ya biz? Bizler Nebevi metoddan uzaklaştık. Sorunu çözmek yerine hüküm verir olduk.Hz. Peygamberimizin ‘Müslümanlar bir vücudun azaları gibidir.  Bir uzvu acı çekerse, bütün vücut acı çekmelidir.` ifadesinin muhatabı olabiliyor muyuz?

Ümmetin birliğinin ve dirliğinin yok edilmesi için Kabil`den başlayarak günümüze kadar gelen hak ve batıl mücadelesinde zaman zaman yerli işbirlikçi münafıklar, çoğu kez de zalim güçler ve yönetimler mazlum insanları, inananları işkence ve zulme, bir kısmını da ahlâkî bozukluklara tabi tutmuşlardır. Tarih bunun binlerce misalleri ile doludur.

Şimdi bu zulümler hem zulme uğrayanların, hem de buna seyirci kalanların kaçınılmaz yaşamsal sınavıdır. Günahtan nefret eder, günahı ortadan kaldırmaya çalışırsanız mesafe alırsınız.

Günahkarlardan nefret eder, günahkarları ortadan kaldırmaya çalışırsanız karşınızda size düşmanlıkta cahiliye dönemini bile geçmeye hazır azılı İslâm düşmanları bulursunuz. Bu zulmün durdurulması için gereği yapılmazsa Arş-ı Âla ya ulaşan feryatlar sedasız kalmayacaktır. Bunun bedelini seyirci kalan herkes mutlaka görecektir.

Bize düşen dua etmenin yanında bu zulümlerin ortadan kalkması için siyasi , ekonomik, bilinçli güçlerin harekete geçirilmesi için bireysel taleplerin yoğun bir şekilde muhataplarına iletilmesidir. Özellikle STK`ların, Fikir adamlarının, Alimlerin, Pedagog ve Psikologların, Sanatçıların çağrı ve organizasyonlarının etkin olacağı kanaatindeyim.

“En azından buğzu eksik etmeyelim”

“Elimizden hiçbir şey gelmiyorsa, en azından imanın en zayıf tedbiri olan buğzu eksik etmeyelim.” diyerek duyarlı olma çağrısında bulunan Topçuoğlu son olarak, “Rabbim, bu günlerin yüzü suyu hürmetine İslâm dünyasının bu ataletten, vurdumduymazlıktan bir an önce silkinerek, ilmin, insanlığın ve Müslümanlığın gereklerini yerine getirmeye muktedir kılsın inşaallah. Liderlerimize gelince; Hz. Ali tüm müşkilata rağmen irade ve himmetiyle, Sebat ve istikametiyle, Zühd ve takvasıyla, sabır ve tahammülüyle sonuna kadar mukavemet etmiş, başarısızlığa uğramakla beraber, Hâk ve hâkikâtten hiçbir zaman ayrılmamıştı. Rabbim liderlerimize   haktan ve hakikâtten ayrılmadan,  akıl, feraset, sabır ve dayanma gücü, başarma gücü versin inşaallah.” temenni ve duasında bulundu.  (Ayhan Kaya-İLKHA)








 

Bu haberler de ilginizi çekebilir