• DOLAR 32.566
  • EURO 35.007
  • ALTIN 2432.034
  • ...

Son bir ayda sürekli yağışların görülmesinin sık ilaçlama yapma zorunluluğu doğurduğunu belirten Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, ilaçlamanın artmasının girdi maliyetlerini artırdığına vurgu yaparak, bu durumun çiftçiye ek bir yük getirdiğini söyledi.

TZOB Genel Başkanı Bayraktar, bağlarda don ve dolunun rekolteyi vuracağını belirterek, “Bağlarda Mart’ta düşük sıcaklık, Nisan’da don, Haziran’da dolu afetleri Manisa’da 447 bin 571 dekar bağ alanında hasara yol açtı. Zarar, çekirdekli çeşitlerde yüzde 50-80’i, çekirdeksiz çeşitlerde yüzde 30-40’ı buluyor” dedi.

Dünyadaki  en yaygın kültür bitkilerinden biri olan üzümde, Türkiye’nin 4,6 milyon dekarla İspanya, Fransa, İtalya ve Çin’in ardından 5’nci, 4 milyon 175 bin tonluk üretimle Çin, ABD, İtalya, Fransa ve İspanya’nın ardından 6’ncı sırada bulunduğunu belirten Bayraktar, yaptığı açıklamada,  Türkiye’nin üzüm üretiminin 2015 yılında yüzde 0,7 azalmayla 4 milyon 146 bin tona inmesinin beklendiği bilgisini verdi.

Bayraktar, şunları kaydetti: “Ağustos ayında hasadı başlayacak olan çekirdeksiz üzümde, Ege bölgemiz başı çekiyor. Özellikle Manisa, İzmir, Denizli önemli üretim bölgeleri… 2014 yılında 1 milyon 135 bin 947 ton olan kurutmalık çekirdeksiz üzüm üretiminin, yüzde 89,9’u, 1 milyon 21 bin 282 tonu Manisa ilinde yapıldı.”

“Bağlar afetten kurtulamadı”

2014-2015 üretim sezonunda kış aylarında sıcaklığın yıl ortalamalarına göre çok düşük seyretmesinin bağları olumsuz etkilediğini bildiren Bayraktar, şu bilgileri verdi:

“Bu yıl, 18-22 Mart’ta eksi 2 derece olan düşük sıcaklıklar bağlarda sürgün gözlerine zarar verdi. 23-24 Nisan’da da don afeti yaşandı ve yapraklanma dönemindeki bağlarda sürgün üzerindeki gözleri kuruttu. Manisa’daki 769 bin dekar bağ alanında, hasar tespit komisyonlarının belirlemelerine göre 447 bin 571 dekar alan don ve dolu afetinden zarar gördü. Bu durum çekirdekli çeşitlerde yüzde 50-80, çekirdeksiz çeşitlerde yüzde 30-40 oranındadır.”

Manisa  ilinin doğu bölgesinde 4 Haziran’da gerçekleşen dolu afetinde 10 bin dekarlık bir alanda etkili olduğunu ve bu alanlardaki bağlarda salkım ve yeşil aksamın ciddi oranda zarar gördüğünü belirten Bayraktar,  buna ilaveten 12 Haziran’da meydana gelen ve bölgelere göre dozu değişen dolu afetinin, 4-5 bin dekar bağda salkımlarda zarara neden olduğunu söyledi.

Bayraktar, “Zarar, her bağ için değişmekle beraber yüzde 30-80 arasında gerçekleşti. Dolu çapının küçüklüğü danelere daha fazla zarar verdi. Kuru üzümde rekolte kaybı yaşanacak gibi görünüyor.”

Son bir ayda sürekli yağışların görülmesinin de sık ilaçlama yapma zorunluluğu doğurduğunu bildiren Bayraktar, “İlaçlamanın artması girdi maliyetlerini artırıyor. Çiftçimize ek bir yük getiriyor” dedi.

Yapılması gerekenler

Yapılması gerekenler hakkında da kısaca bilgilendirmede bulunan Bayraktar, sözlerini şöyle sıraladı:

“Çekirdeksiz üzümde ihracat kapılarının zamanında açılması, üründe fiyatın belirlenmesini, sofralık üzümün kalite kaybı olmadan ihracını sağlayacaktır.

TARİŞ, yeniden yapılandırma süreci sonrasında kaynak yetersizliğinden piyasayı regüle edecek miktarda bir alım gerçekleştirememektedir. Bu ciddi soruna neden olmaktadır. Sorun biran önce çözülmelidir.

İhraç edilen kuru üzümün içine karıştırılarak kaliteyi tehdit eden kaçak girişler daha sıkı kontrollerle önlenmelidir.

İhracatta sıkıntı olmaması için üzümler, beton veya tel sergi üzerinde kurutulmalıdır.

Ambalajlamada özellikle en büyük pazarımız olan AB standartlarına uyum göstermek için çalışmalar yapılmalıdır. Çekirdeksiz kuru üzümde AB benzeri bir depolama kuruluşu oluşturulmalı ve depolama maliyeti desteklenmelidir.

Üzümde alternatif değerlendirme şekillerinin geliştirilmelidir.

Ürün ihtisas borsaları oluşturulmalı, mevcut borsalara işlerlik kazandırılmalı, ticaret borsaları tescil kurumu olmaktan çıkarılmalıdır.

Üretim hedefleri iç ve dış pazarlarda rekabet edecek şekilde belirlenmelidir.

Girdi fiyatları düşürülmeli, kuru üzüm üreten diğer ülke üreticileriyle rekabet edebilmesi için üzüm üreticisi desteklenmelidir.”