• DOLAR 32.494
  • EURO 34.932
  • ALTIN 2436.79
  • ...
PKK Medyasının Habercilik Anlayışı
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Sanırım birçok insanın da hak vereceği gibi, gelişen dünyamızın, bilhassa ülkemizin en büyük “sorun”larından biri “doğru habercilik” anlayışıdır.
 
İnternete bakıyoruz; yüzlerce, belki de binlerce haber siteleri ve ajansları...
Televizyona bakıyoruz, yabancı uydudakilerle beraber sayıları yüzleri bulan kanallar...
Gazetelere bakıyoruz, her biri farklı görüş ve fikirleri yansıtmaya, veya empoze etmeye çalışan yayın organları...
Yani, gündemi anlık takip edebileceğimiz haber kaynaklarımız olabildiğince fazla...
 
Peki, bunlardan hangisi tamamen doğru, ilkeli, özgür, güvenilir, bağımsız veya tarafsız?
Hadi “taraf”sızlığı bir kenara bırakalım. Her insanın olduğu gibi, her medya kuruluşunun da bir “taraf”ının olduğunu ve bu doğrultuda yayın yapabileceğini kabullenelim. Ki bu doğrultuda yayın yapan medya kuruluşlarına bir şey dediğimiz yok!
Diyeceklerimiz; hak ve hakkaniyetten, izan ve insaftan, doğruluk ve dürüstlükten ırak yayın yapan medya kuruluşlarına; haber sitelerine, ajanslara, gazetelere, dergilere, televizyonlara…
 
İnsanları yanlış bilgilendirme ve yönlendirmenin; doğruyu yanlış, yanlışı doğru; haklıyı haksız, haksızı haklı; hakkı batıl, batılı hak; mazlumu zalim, zalimi mazlum göstermenin telafisi mümkün olmayan mağduriyetlere sebep olduğu bilinmiyor mu acaba?
Oysa medya kuruluşlarının -istisnasız- hepsinin belirlemiş oldukları bir “misyon” vardır. Ve yol güzergâhı olarak belirledikleri misyonun gereksinimlerini eksiksiz yerine getirdiklerini iddia ederler. Ama belirledikleri ve söyledikleriyle, çoğu zaman çelişkiye düşerler.
 
Aynen ülkemizde hakkaniyeti gözetmeden yayın yapan medya kuruluşları gibi…
 
Hakkaniyet gözetilmeden sarf edilen bir cümlenin, yapılan bir haberin/yorumun, yazılan bir makalenin veya analizin nelere mal olduğu -olabileceği- yaşanılan tecrübeler ile sabittir. (Burada yaşanılanları tekrardan yazmaya gerek duymuyorum)
Özellikle çarpıtma esaslı yayın yapan medya kuruluşları başta olmak üzere; bazı televizyon, gazete, dergi, ajans ve internet sitelerinin doğru habercilikten uzak, manipülasyon ve dezenformasyona dayalı yayın yaptıklarını biliyoruz. Ki bu medya organları yıllardır bu yönde bir yayın politikası izliyorlar.
 
“Bir topluluğa karşı olan öfkeniz/kininiz, sizi hakkaniyetten alıkoymasın”ilahi fermanını dikkate almıyorlar.
Basın özgürlüğü çerçevesinde “doğru haber” ve “ahlaki ölçüler” kaidesini görmezden gelip, “yanlı” ve “yanlış” haberlere imza atıyorlar.
 
Siyasal ve toplumsal öğretilerini sürdürdükleri batıl ideoloji temsilcilerinin “boğucu” ve “bozucu” söylemlerini; okuyucuya “ab-ı hayat” diye sunuyorlar.
 
Yıllardır Kürt halkının özgürlüğü (!) için mücadele ettiğini iddia eden, ama birçok kez Kürt halkına büyük acılar yaşatan sosyalist örgütün “kanlı” cinayetlerine, “vahşi” saldırılarına, “kirli” işbirliklerine, “sapık” düşüncelerine, “ölçüsüz” sözlerine karşı “müsamaha” göstererek, ne kadar da “doğru habercilik” anlayışını benimsediklerini gösteriyorlar.
Hakkın çizgisinde hayatını idame ettiren halkın; ekmeğine ve emeğine göz diken, işyerini yağmalayan, talan eden, molotoflayan marjinalleri kahraman ilan ediyor; işyerleri yağmalananları/molotoflananları ise “provokakör” diye lanse ediyorlar.
Bu yönde haber yapan medya kuruluşlarının yayın organlarını çok iyi tanıyoruz.
 
Aynı zihniyete hizmet eden güruh, geçmişte de bu şekilde yalan, iftira, töhmet altında bırakma, hedef gösterme gibi birçok haber yapıp hedefe ulaşmayı amaçlamıştı. Ki zaman zaman hedefine ulaşabiliyordu da…
 
Yıllar sonra yaşananları gözlemliyor ve bilindik medya organlarının “çarpıtma” haber anlayışında değişen bir şeyin olmadığını görüyoruz.
 
Saldırıya uğrayıp “nefsi müdafaa” yapan -yapmak zorunda kalan- esnafın, malum medya tarafından nasıl da “linç”e tutulduğunu da “esef” ile izliyoruz.
 
Peki, bu “anlayış” bir son bulmayacak mı?
 
Kardeşlikten, adaletten, eşitlikten, insan haklarından, özgürlükten, doğru haber anlayışından söz ettiklerinde mangalda kül bırakmayanlar; “manipülasyon” ve “dezenformasyon”a dayalı haber anlayışında ısrar edenleri zapt edememeye devam mı edecekler? Tıpkı mütedeyyin kişilerin ev ve işyerlerine yapılan saldırılardan sonra gençleri zapt (!) edemedikleri gibi…
 
Hürseda Haber
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir