• DOLAR 32.34
  • EURO 35.127
  • ALTIN 2307.248
  • ...
Mehmet Yavuz`dan çok önemli açıklamalar
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

 Eymen Çelik / Doğruhaber 

HÜDA PAR eski Genel sekreteri Mehmet Yavuz, Resmi Twitter hesabı üzrerinden, HDPKK'nin Müslümanlara yaptığı saldırıları ve bu saldırılara karşı Hükümetin sessizliğini de analiz eden güncel konulara değindi. 

DENKLEM KARMAŞIK GİBİ GÖRÜNSE DE GÖREBİLENLER İÇİN ÇOK BASİT

Ak Parti muktedir olmak için "Paralel yapı" ile sıkı bir ortaklık kurdu. Bülent Arınç'ın ifadesi ile ülke parsel parsel onlara verildi. Paralel, gücünün zirvesinde iken KCK'ye operasyon yaptı. S.S Önder'in ifadesi ile cezaevine gönderdiği 10 bin kişi yerine adamlarını koydu. Bu süre zarfında hem paralel medyada hem de Doğan medyasında "Teröristler yakalandı" haberleri gırla gidiyordu.

Çok geçmeden PKK'nin şehir yapılanması olduğu ifade edilen YDG-H ismi ile Türkiye kamuoyu tanıştı. Devlet, bu çetenin özellikle Hizbullah camiasına yakınlığı ile bilinen derneklere yönelik yaptığı saldırıların hiçbirini ortaya çıkarmadı. 2010'da Yüksekova'da Mustaz'aflar Derneği bşk. yrd. Ubeydullah Durna, gündüz vaktinde dernek önünde toplanan Bdp'li kalabalığın içinden gündüz, polis ve kameraların önünde keleşle vurularak şehid edildi. Polis müdahale edeceğine "TOMA geri çekil!" anonsu ile geri çekildi

HÜDA PAR'A YAPILAN 500 SALDIRININ HİÇBİR FAİLİ YAKALANMADI!

HÜDA PAR kurulduğu günden bu yana kendisine karşı gerçekleştirilen ve çoğunu YDG-H çetesinin üstlendiği ölümlü vakalar da dahil şu ana kadar ki 500'ü aşkın saldırının failleri ne tesadüftür ki(!) yakalanmadı.

6-8 Ekim olaylarında 48 saat boyunca olaylara hiç müdahale etmeyen polis, YDG-H'li çetelerin dindar Kürt halkına karşı gerçekleştirdiği ve tarihte Cengiz ya da Hülagu'nun başvurduğu insanlık dışı yöntemlerle katledilmesine seyirci kaldı veya Van örneğindeki gibi destekledi.

CİZRE'DE HDPKK/PARALEL ELELE KATLİAM GİRİŞİMİ

27 Aralık'ta Cizre'de polis lojmanlarına ve garnizona 100-200 metre mesafede bulunan, parti üyelerimizin çoğunlukta olduğu Nur Mahallesi HDPKK-YDG-H'li çetelerce 10 saat muhasara altında tutulmuş, 65 yaşındaki A.Deniz adlı üyemiz katledilmiş, evler yakılmış, HDP'li Cizre belediyesinin iş makineleri ile mahalle girişine hendekler kazılmış, Mahalle sakinleri adeta ölüme terk edilmişlerdi. Bu süreçte polislerin zırhlı araç içerisinde Cizre'ye yangın bombası atarak "Yan Cizre'm yan!" şeklindeki görüntüleri medyaya yansımıştı.

İDİL'DE HDP 2 HÜDA PAR'LIYI KATLETTİ

29 Mayıs'ta İdil- Xanıké köyüne gelen HDP'li konvoyun ağır tahriklerine karşı çıkarak onları uyarmak isteyen İki üyemiz sorgusuz sualsiz ve yargısız bir şekilde konvoyda bulunan KCK'den cezaevi yatmış HDP'li biri tarafından keleşle vurularak şehid edildi. HÜDA PAR'lılar ölürken ya da ateş altında iken günlerce ortada görünmeyen devlet(!) olaydan sadece 20 dk. sonra köye gelerek HDP'li katili ve azmettiricisi babasını ailesiyle köyden çıkarmıştır.

AYTAÇ BARAN'I MİT ÖLDÜRDÜ DENİLMESİ TESADÜF DEĞİL

Aytaç Baran'ın katledilmesinden hemen sonra hem YDG-H'nin hem de Emre Uslu'nun aynı dakikalarda tweet üzerinden eylemi MİT yaptı demesi, hem PKK medyası hem Doğan medyası hem de paralel medyanın aynı ağzı kullanması elbette tesadüf değildir.

30 Mart yerel seçimleri sonrası Ekrem Dumanlı'nın A.H. Coşkun'la yaptığı bir röportajda "Tabanımız doğuda HDP'ye oy verdi" açıklamasının henüz mürekkebi kurumamışken, 7 Haziran öncesi Paralel-HDP ittifakı Ekrem Dumanlı ve Gülten Kışanak görüşmesi ile alenileşti. Bunun tabii sonuçlarına bakmak isteyen, Siirt ve Şırnak polis lojmanlarından HDP'nin ezici bir çoğunlukla 1.parti çıkmasına odaklanabilir.

DOĞAN VE PARALEL MEDYA HDP STÜDYOLARI GİBİ ÇALIŞTI

KCK operasyonlarında tutuklananlara "terörist" diyen Doğan medyasının ve "Tek Türkiye" dizisi üzerinden Kürt halkına olmadık hakaretler eden Paralel medyanın bu seçim sürecinde HDP stüdyoları gibi çalışması da her şeyi özetliyor aslında. Bu memlekette Demirel ve Ecevit'in aslında birbirine düşman değil, bir merkeze bağlı dostlar olduğunu anlayabilmek için 40 yıl bekledik. Ama şimdi iletişimin imkanlarından faydalanarak basit bir araştırma ile birbirine zıt gibi görünen oluşumların aynı yapının parçası olduğu hemen açığa çıkmaktadır.

SORGULAYALIM ARTIK

Devletin 80-90 yıllık faşist-ırkçı uygulamalarından nefret edip HDPKK'ye gönül veren insanlar! Sorgulayalım artık. PKK-YDG-H kim ve ne ya da kaç grup ve bu gruplar kimlerin kontrolünde? Kendisi gibi düşünmeyen Kürtlere neden ajan, provokatör ya da kontra damgasını yapıştırır? Kendisini deşifre eden ve bağlantılarını iyi bilen yapılara düşmanlığı işte bundandır. "Tu bıbini ezım, tu nebini dızım"(Görürsen benim, görmezsen hırsızım) şeklindeki Kürtçe deyim aslında her şeyi açıklıyor. "Bağımsız, birleşik Kürdistan" fikri ile on binlerce Kürt gencini dağa götürüp öldürten bu zihniyet Kürt meselesinin ana müsebbibi CHP ile koalisyona hazır olduğunu söyleyebiliyor.

Ayrıca senaryosunu "Tek Türkiye" dizisi senaristlerinin yazdığı "Türkiyelilik" filminde Kürdistan'da hiçbir karşılığı olmayan yüz adet figürana rol verebiliyor. Olamaz mı, elbette olabilir. Ama bunun için silahlı mücadeleye ve 30-40 bin Kürt'ün ölmesine gerek var mıydı, diye sormak gerekmiyor mu?

HÜDA PAR TÜM OYUNLARIN FARKINDA

HÜDA PAR mazlum Kürt halkının içine çekilmeye çalışıldığı kaosun elbette farkındadır ve bunun için olağanüstü bir sabırla hareket etmektedir. Düne kadar Anti-Amerikancı olduğunu söyleyen PKK'nin bugün Amerika'yı "Üçüncü göz" olarak Kürdistan'a davet etmesi ve ABD'nin güdümündeki yerel unsurlarla bu seçim döneminde açıktan sıkı bir ittifak yapmış olması her şeyi özetlemiyor mu?

Son olarak PKK seçim öncesi partimize sempati duyan iki üniversite öğrencisini kaçırdı ve şu an ellerinde. Suçları ne bu çocukların?

Bu ahval ve şerait içinde HDPKK'nin "Öldürme olayının bizimle alakası yok" açıklamasına hala inanmamızı mı bekliyorsunuz?

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir