• DOLAR 32.504
  • EURO 34.783
  • ALTIN 2499.528
  • ...
Yermük Mülteci Kampı Öldü mü?
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

IŞİD`in Suriye`nin başkenti Şam`ın güneyinde bulunan Yermük Mülteci Kampını ele geçirmesi ve masum insanların kanını akıtmasından sonra sesler kısılmaya başladı. Daha önce el parmaklarını geçmeyecek sayıda kişi, yaptıkları açıklamalarla, sosyal paylaşım sitelerinde veya başka münasebetlerle sesini yükselttiyse de son olayların ardından bunlar da susmaya başladı. Şu anda Yermük`le ilgili haberler gelmiyorsa, burada sorunların ve krizin aşıldığı zannedilmesin. Maalesef bizim acı gerçeğimiz budur. Yermük`ten gelen acı görüntüler bizi bir anlığına etkiliyor; basın yayın organları gündeme taşıyor bir süre. Ancak birkaç gün sonra hiçbir şey olmamış gibi hareket ediyoruz. Acılar devam ediyor, kriz olduğu yerde duruyor.

IŞİD`in Yermük`e girmesiyle meydana gelen gürültünün üzerinden bir ay geçti. Hâlbuki Yermük Mülteci Kampı krizi ve burada yaşayan insanların yaşadığı sıkıntı, sefalet ve açlık IŞİD`in girmesiyle meydana gelmedi. Bunlar olayların başladığı ilk günden itibaren rejimin uyguladığı ve dört yıldır süren insanlık dışı kuşatmanın bir sonucudur.

Yermük Mülteci Kampıyla ilgili bugün Filistin ve Arap haber kanallarında, gazete ve medyasında ciddi bir haber bulamıyoruz. Acil bir haberi ise asla. Oysa daha önce kampla ilgili acil, flaş şeklinde sürekli haberler duyardık. Daha önce sosyal paylaşım sitelerinde başlatılan “Yermük`ü Kurtarın” gibi kampanyaları da göremiyoruz.

Filistin Kurtuluş Örgütü`nün Suriye temsilcisinin mekik ziyaretlerin ardından yaptığı açıklama ve takındığı tutum Suriye rejiminin resmi söyleminden farksızdı. Bu açıklama işi daha da içinden çıkılmaz hale getirdi ve buraya yapılması gereken acil insani çözüm krizini daha da derinleştirdi. Burayı ziyaret edenler az daha kampın tamamıyla yok edilmesine Filistin Yönetimi'ni de alet edeceklerdi.

Filistin Yönetimi gönderdiği aracılarla artık çözümün bir parçası değil, krizin bir parçası haline gelmiştir. Suriye rejimiyle onun müttefiki olan Halk Cephesi Genel Komutanlık ile aynı safta yer alacağına kamptaki mültecilerin çığlıklarına kulak vermesi ve taleplerine tercüman olması gerekirdi.

Yermük Mülteci Kampı fiilen öldü mü? Basın yayın organları bunu duyurup, Arap hükümetleriyle birlikte Filistin Yönetimi de taziyede bulundu mu? Bunun sonucunda o da mülteci olarak kaldığı yerde, sürgünde defnedilip iş bitti mi?

Yermük hâlâ kuşatma altında ve her türlü insani yardımdan mahrum. Ürkütücü, korkunç ve dehşet verici üç kesimin kıskacında. Halka karşı terör estiren, masum insanları korkutan IŞİD kıskacıyla zorlu günler geçiren kamp, bir yandan da yıllardır kampı kuşatan, hastaneleri bombalayarak yaralı ve hastaların içeride tedavilerini imkansız kılan, yaralı ve hastaların tedavi olması için dışarı çıkmasını ise engelleyen, ilaç, gıda, su ve yakıtı kesen Suriye rejiminin kıskacındadır. Üçüncü bir kıskaç da, onun üzerinden pazarlık yapan Filistin Yönetimi'nin aracılarının kuşatmanın kaldırılması, gıda ve ilaç ulaştırılması gibi hiçbir sorunu çözemeyen tutumudur.

Kriz başladığından beri Hamas sahadan uzak değildir kuşkusuz. Birçok alanda çözümler sundu ve bir kısmına katkı da sağladı. Bazen başarı kazanırken, bazen de başarısız oldu. Ancak liderlerinin de beyan ettiği üzere hareket, halen durumun takipçisidir ve girişimlerini sürdürmektedir. Belki de onu ve sunduğu çözümleri engelleyen yukarıda izah ettiğim korkunç üçlüdür. Sanki bu üçlünün çıkarları kuşatmayı kaldırma, buradaki halka ilaç, su ve gıda ulaştırma noktasında kesişmiyor.

Yermük`ün, kadın, erkek, yaşlı, çocuk, hasta ve gençleri sadece kendilerine ilaç, su ve gıda verilmesini istiyorlar. Böylece mültecilerin ülkelerine dönme umudunun sembolü haline gelen kampta evlerinde kalmak istiyorlar. Bu yıl onlar Nekbe ve Nekse`yi burada andılar. Ancak kendileri her yıl bu tür günlerde yeni sıkıntılarla karşılaşıyor ve yaşıyorlar.

Peki, bütün bunlardan sonra Yermük gerçekten öldü mü? Hayır, Yermük ölmedi, bizim vicdanlarımız öldü. Belki “Yermük Mülteci Kampını Kurtarın” diye bağırmalıyız, basın yayın organlarının stüdyolarıyla, parlamentoların salonlarında, Filistinli grupların ve liderlerin oda duvarlarında yankı bulur (da bunlar kampın ölümüne seyirci kalmazlar).

Mebruk El-Hani - Filistin Haber

Bu haberler de ilginizi çekebilir