• DOLAR 32.601
  • EURO 34.835
  • ALTIN 2496.828
  • ...
Suriye`de güç savaşları
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

PKK`nın Suriye uzantısı PYD`nin silahlı kanadı YPG, IŞİD`in elindeki Tel Abyad`a saldırıyor. Amacı kendi denetimindeki Kobani ve Cezire kantonları arasında iletişim sağlayacak bir koridor açmak ve tek taraflı ilan ettiği üç kantondan ikisi olan Kobani ve Cezire arasında mümkün olduğu kadar çok toprak bütünlüğü sağlamak. YPG`nin IŞİD`e yönelik bu saldırısına ABD öncülüğündeki koalisyonun uçakları da havadan destek sağlıyor.

YPG'nin ele geçirmeye çalıştığı Tel Abyad IŞİD için de kritik önemde. Çünkü Tel Abyad IŞİD'in hem yabancı savaşçı geçişi hem de kaçakçılık yapmak için kullandığı güzergâhlardan biri.

Irak ve Suriye`deki durumu yakından takip eden ve günlük olarak sahadaki durumla ilgili raporlar yayınlayan Amerikan Merkezli Savaş Çalışmaları Enstitüsü'nün (Institute for the Study of War) 2 Haziran 2015'deki durum raporuna göre, PYD Tel Abyad`ı ele geçirirse, kendi denetimi altındaki toprakları birleştirdikten sonra, IŞİD`in merkez olarak kullandığı Rakka'ya giden ana yollardan biri olan Ayn İsa bölgesine de saldırabilir.

'ABD, PYD'yi neredeyse kara birliği olarak kullanıyor'
Ahi Evran Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi ve 21. yy Türkiye Enstitüsü Ortadoğu ve Afrika Masası Başkanı Serhat Erkmen, ABD`nin, YPG`nin ilerlemeye yönelik olabilecek bu olası hamlesinin ve IŞİD`e karşıYPG'ye destek vermesinin nedenin, ABD`nin YPG`yi stratejik önemde görmesine bağlıyor:
“ABD belli bir coğrafi alan ve sınırlı stratejik hedefler için YPG'yi IŞİd ile mücadelesinde neredeyse kara birliği olarak kullanıyor., YPG`yi kendisiyle sahada işbirliği yapan ve işbirliğini de IŞİD`e karşı başarıya çevirebilen yegâne aktör olarak görüyor. Bu nedenle YPG`nin ortadan kalkmasını istemediği gibi YPG'nin kontrol sahasını genişletmesini istiyor.

Buna karşılık, kendisinden doğrudan destek almayan muhalif grupların İdlib ve Halep kırsalındaki rejim karşıtı ilerlemesini uzun vadede Amerikan destekli muhaliflerin değerini düşüreceğine inandığından aynı şevk ve istekle karşılamıyor.”

YPG`nin nüfus değişikliği yapmaya çalıştığı iddiası
YPG`nin bu saldırısına karşılık, YPG güçlerinin birden fazla noktada savaşmasını sağlayarak gücünü dağıtabilme adına IŞİD de Cezire kantonunun bazı bölgelerine küçük çaplı saldırılar düzenliyor. Bu saldırı noktalarından biri, daha önce IŞİD`in denetiminde olan ve yakın bir zamanda YPG`nin ele geçirdiği Mebruke kasabası.
Suriye Muhalifleri`nin siyasi çatı kuruluşu SMDK, YPG`nin Suriye`nin kuzeydoğusunda ele geçirdiği bölgelerdeki Arap nüfusu göçe zorladığını iddia ediyor. YPG ise bu iddiaları reddetti.

Muhalifler IŞİD ve rejim arasında kaldı
Suriye savaşında yoğun çatışmaların yaşandığı ikinci alansa Halep-Kilis bağlantısını sağlayan eksen. IŞİD, Halep`in kuzey kırsalında Fetih Ordusu`nun elindeki bölgelere saldırıya geçti. Halep`i tamamıyla rejimin elinden almak için büyük bir saldırıya hazırlanan ve aralarında Nusra Cephesi`nin de olduğu silahlı koalisyon Fetih Ordusu, IŞİD`in saldırmasıyla birlikte, rejime karşı başlatacağı büyük operasyonu erteleyip kuzey cephesine büyük sevkiyat yapmak zorunda kaldı.

IŞİD, Halep`in kuzeyinde Fetih Ordusu elindeki Savran kasabasını ele geçirdi. Mare kasabası da IŞİD`in eline geçtiği takdirde Halep`in Kilis bağlatısı IŞİD`in menzilinde olacak. Azez bölgesi de IŞİD tehlikesiyle karşı karşıya kalacak.

ABD, muhaliflerin sıkışmasına göz yumuyor
ABD öncülüğündeki IŞİD karşıtı koalisyon, YPG`ye verdiği havadan desteği Halep`te Fetih Ordusu`na vermiyor. ABD`nin bu konudaki temel isteksizliğinin nedeni, Fetih ordusu içinde ABD`nin ‘terörist örgütler` listesine aldığı Nusra Cephesi`nin etkinliği.

ABD`nin, Kuzey Halep`teki IŞİD saldırıları karşısında sessiz kalması, muhaliflerin eğit-donat projesine yönelik isteksizliğini de artırıyor. Ayrıca rejim güçlerinin de bu bölgelerde muhaliflere yönelik gerçekleştirdiği bombardıman, bir taraftan da IŞİD`in işine yarıyor ve ilerlemesini kolaylaştırıyor. Zira rejimin stratejisi, IŞİD`in ilerlemesini engellemek üzerine değil, muhalifleri geriletmek üzerine kurulu.

ABD Suriye Büyükelçiliği, bu görüşü dile getirerek 1 Haziran 2015'de Twitter hesabı üzerinden şu ifadeyi paylaşmıştı:

"Gelen haberler, rejimin, #IŞİD`in #Halep`e doğru ilerlemesini destekleyici hava saldırıları düzenleyerek, Suriye halkına karşı aşırılık yanlılarına yardım ettiğini gösteriyor."

ABD`nin Suriye Büyükelçiliği, 3 Haziran`da attığı bir tweet mesajında da Suriye`de durumun gittikçe kötüleştiğini ve rejimin IŞİD ile savaşmakta isteksiz ve yetersiz kaldığının koalisyon tarafından fark edildiğini yazdı.

Muhalifler için ölüm kalım meselesi
IŞİD`in Halep`in kuzeyinde saldırdığı bölgeler Suriye muhalifleri için kilit önemde. Çünkü bir yandan rejim kuvvetleri, bir yandan da IŞİD ile çevrili muhaliflerin elinde her ne kadar Afrin`in batısındaki bölgede lojistik destek sağlayabilecekleri alanlar olsa da bu alanlar küçük.

Dolayısıyla şu anda IŞİD`in muhaliflere saldırı başlattığı Kuzey Halep`in özellikle Azez ve Öncüpınar`ın karşısındaki Bab el Saleme sınır kapısının muhalifler elinde kalması onlar için bir ölüm kalım meselesi.

İran: Suriye`de sürpriz bekleyin
IŞİD, YPG ve Fetih Ordusu arasında bütün bu taktik ve stratejik savaşlar yaşanırken, İran da Suriye rejime verdiği desteği arttırdı. ‘Suriye`yi kaybedersek, Tahran`ı elde tutamayız` sözüyle de bilinen İran Devrim Muhafızları Kudüs Kuvvetleri Komutanı Kâsım Süleymanî birkaç gün içinde Suriye`de önemli gelişmeler olabileceğini söyledi.
Savaş Çalışmaları Enstitüsüne göre, sahada hazırlıklara bakıldığında İran`ın, rejime verdiği askeri desteği gözle görülür biçimde arttırmasının arkasında rejimin elindeki Lazkiye bölgesiyle muhalifler arasında savunmaya yönelik bir çeşit ön savunma hattı kurulma amacı olabilir. Bu çerçevede olası senaryolardan biri de Lazkiye bölgesinin güvenliği için kilit önemdeki Cisr Şuğur`u yeniden ele geçirmek için İran askeri destekli rejim birlikleri harekete geçmesi. Fetih Ordusu Cisr Şuğur`u Nisan ayı sonunda rejimin elinden alarak güç kazanmıştı.

İran uzmanı Arif Keskin`e göre, İran yönetim kadrosunda yakın bir zamana kadar Esed`den vazgeçilebileceği yönünde yaşanan fikir ayrılıkları tamamıyla bitti ve İran her zamankinden de kuvvetli bir biçimde Suriye`ye desteğini arttırma kararı aldı:

“Bu kararda üç önemli etken var. İran, nükleer meselede, istediği hızda ilerleyemiyor. IŞİD`in, Irak-İran sınırına yaklaşması, kendisine yönelik güvenlik tehdidini iyice arttırdı. Yemen`de de Suudi Arabistan karşısında güç kaybediyor. Bütün bunlar da İran için Suriye`nin önemini çok daha arttırdı.”

Bedeli halk ödüyor
Bütün bu gelişmelerin, hem Halip`in kuzeyinden hem de Tel Abyad civarından Türkiye`ye yönelik yeni bir göç dalgası başlatması da olasılıklar arasında. Ancak bu bölgelerden kaçan Suriyelilerin geçebileceği sınırlar şu aşamada kapalı. Bu da sınırın Suriye tarafında oluşacak yığılmalar nedeniyle insani krize yol açabilir.

el cezire türk

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir